İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Ceza Dairesi, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı olduğu belirlenen eski emniyet mensubuna yerel mahkeme tarafından "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını yasaya uygun buldu.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 56 sayfalık kararda, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesince "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan eski emniyet müdürü Hakan Yağmur'un, mahkumiyet hükmüne karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlatıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığınca, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta olan sanık Yağmur'un FETÖ/PDY güdümünde hareket ettiğine dair istihbarat alındığı belirtilen kararda, bu kapsamda İçişleri Bakanlığınca Yağmur'un görevden uzaklaştırılmasına karar verildiği anımsatıldı.

Kararda, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin raporunda sanığın da içinde bulunduğu listede isimleri yer alan personelin "ByLock" programını kullandığına ilişkin iddiaların elde edilen bilgi ve belgeler ile doğrulandığının belirtildiği ifade edilerek, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığının raporunda da sanığın "ByLock" kullanıcısı olduğu ve renk olarak "kırmızı" bilgisinin verildiği anlatıldı.

Sanığın "ByLock" programını telefonununa yüklendiğinin ve kullandığının tespit edildiği vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:

"(ByLock) programının teknik özellikleri gereği, kişinin bilgisi, haberi ve izni olmaksızın telefonuna yüklenmesinin ve kişinin örgütün hücre yapısına dahil olmadan bu programı kullanmasının mümkün olmadığı, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduğu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapısı, stratejisi ve 'gizliliğe' verdiği azami önem göz önüne alındığında, kendi mensuplarının kullanımı için tasarlanan ve kendisine ait bir haberleşme aracını mensubu olmadığı bir kişinin kullanımına izin vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, anılan silahlı terör örgütünün de kendisiyle örgütsel bir bağı olmayan kişilerin bu program içine dahil edilerek örgüt mensupları ile gizli iletişim kurmasına izin vermesinin mümkün görülemeyeceği sonucuna varılmıştır."

Sanığın "ByLock" kullanımının da örgüt ile organik bağının kurulduğunu tartışmasız olarak gösterdiği bildirilen kararda, "Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde 4. sınıf emniyet müdürü olarak çalışan ve Polis Akademisi mezunu olduğu anlaşılan sanığın örgütsel yapı içinde gizlilik prensibine dayalı 'ByLock' programını kullandığı da göz önüne alındığında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma kastı ile hiyerarşik yapıya dahil olduğu, sanık yönünden suçun manevi unsurunun da mevcut olduğu kanaatine varılarak, sanığın örgüt üyesi olmadığına dair suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmeyerek, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği anlaşıldığından, mahkemece verilen mahkumiyet hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır." denildi.

Kararda, sanık hakkında verilen hükümde usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği kaydedildi.

- "FETÖ/PDY'nin silahlı bir terör örgütü yapılanması olduğu kabul edilmiştir"

Dairenin kararında, kendisini "hizmet hareketi", "camia" ve "cemaat" gibi toplum tarafından sempati ile kabul edilebilecek isimlerle perdelemeye çalışan FETÖ/PDY'nin amacının siyasi ve ekonomik gücünü kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yasama, yürütme ve yargı erklerinin tümünü paralel bir yapı oluşturmak suretiyle ele geçirmek olduğu aktarıldı.

FETÖ/PDY'nin gerçek yüzünün anlaşılarak devletin bu yapıyla mücadeleye başlamasıyla örgütün tasfiye sürecine girdiği belirtilen kararda, geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini anlayan FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'da başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan, aralarında generaller ve amirallerin de bulunduğu, subay, astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak ve Anayasal düzeni değiştirmek amacıyla eyleme geçtiği vurgulandı.

Hain darbe girişiminin, FETÖ/PDY'nin kontrolünde olmayan TSK unsurları, emniyet güçleri, diğer kurum ve kuruluşlar ile toplumun her kesiminin katıldığı yoğun halk tepkisi ve siyaset dünyasının dayanışmasıyla büyük bir başarıyla bastırıldığı anlatılan kararda, FETÖ/PDY'nin nihai amacının anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak olduğu kaydedildi.

Bir örgütün silahlı olması için tüm üyelerinin silah sahibi olması veya silah kullanması gerekmediği vurgulanan kararda, "Emniyet Genel Müdürlüğünün raporuna göre FETÖ/PDY örgütü tarafından çok uzun yıllardan bu yana yeri ve zamanı geldiğinde örgütün amacı doğrultusunda faaliyette bulunmak üzere devletin silah kullanma yetkisine sahip Emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine mensuplarının yerleştirilmesini sağlayarak, bir yandan yasal ve meşru yolları kullanarak mensuplarını silahlandırdığı bir yandan da örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda her an kullanılabilecek şekilde silahlı bir güce sahip olduğu sonucuna ulaşılmaktadır." değerlendirmesi yapıldı.

Kararda, "FETÖ/PDY örgütünün yapılanması, amacı, stratejisi ve faaliyetleri ile amaç suçu işlemeye matuf vahamet arz eden eylemleri itibarıyla, cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik düzeni değiştirmek, Türk Devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde olduğu, örgütün nitelik ve niceliğine ve amaç suça yönelik gerçekleştirilen anılan raporlarda belirtilen eylemlere göre silahlı olduğu, amaç suça elverişli vahim eylemlerde bulunduğu anlaşılmakla FETÖ/PDY'nin silahlı bir terör örgütü yapılanması olduğu kabul edilmiştir." denildi.

- "(ByLock) örgütsel iletişim aracı"

"ByLock" uygulamasına ilişkin bilgiler de verilen kararda, uygulamanın akıllı telefonlara yüklendikten sonra kullanılabilmesi için kullanıcı adı, kodu ve parolanın, akabinde cihaz üzerinde rastgele el hareketleriyle oluşturulan kullanıcıya özel güçlü bir kriptografik şifrenin belirlenmesi ve bu bilgilerin uygulama sunucusuna kriptolu olarak iletilmesi işlemleriyle, kullanıcı bilgilerinin ve iletişimin güvenliğinin azami şekilde korunmasının amaçlandığına işaret edildi.

"ByLock"un gönderilen her bir mesajın farklı bir kripto anahtarı ile şifrelenerek iletilmesine dayanan bir tasarıma sahip olduğu, kullanıcıların kendilerini gizlemek amacıyla çok uzun haneli parolalar belirlemeleri, 200 bini aşkın kullanıcıya sahip "ByLock"un 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ne Türk kamuoyu, ne de yabancılar tarafından bilinmemesi gibi hususların bir arada değerlendirildiği belirtilen kararda, "Söz konusu uygulamanın örgütsel iletişim aracı olarak ve FETÖ/PDY'nin hücre tipine uygun şekilde mensuplarının kullanımı için tasarlanmış olduğu sonucuna varılmıştır." ifadesine yer verildi.




http://www.memurlar.net/haber/676298/feto-den-yargilanan-saniginin-basvurusu-reddedildi.html