Ortak Görüş: Özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin azaltılması, darbeler ve terörle mücadeleye zarar vermez. Ergenekon ve Balyoz’da otomatik tahliyelerin olacağını iddia etmek de gerçekçi değil.

ÖZEL yetkili mahkemelerin (ÖYM) görev alanının daraltılmasından darbelerle hesaplaşma sürecinin ya da terörle mücadelenin zarar görmeyeceği ifade edildi. Balyoz, Ergenekon, KCK, 12 Eylül gibi davalarda otomatik tahliyenin söz konusu olmayacağını belirten hukukçular, ÖYM’lerin görev alanlarının daraltılmasının normalleşmenin işareti olduğu vurgulandı. CMK 250 ve 251. maddelerde düşünülen düzenleme ile ÖYM’lerin yetki alanı “Organize uyuşturucu üretimi ve satışı”, “Cebir ve tehdit içeren çıkar amaçlı organize suçlar”, “Terör suçları”, “Anayasal düzene karşı işlenen suçlar” ve “Casusluk suçları” gibi 5 başlıktan “Silahlı Terör Örgütü” tek başlığına indiriliyor. ERDİNÇ AKKOYUNLU / SEDA ÇAKMAK

Yetkilerinin daraltılması bir normalleşme işareti

PROF. DR. ERGUN ÖZBUDUN (Anayasa Hukukçusu): ÖYM’lerin görev alanının daraltılmasına, tutukluluk kararlarının daha somut gerekçelere dayandırılmasına taraftarım. Henüz net bir çalışma yok ancak, Ergenekon, Balyoz davalarından tutuklularınserbest bırakılmasına yönelik bir girişim olduğunu düşünmüyorum. Onlar şimdi de serbest kalabilir. Özel yetkili mahkemelerde yargılanınca mutlaka sonuna kadar tutuklu olacak diye bir şart yok. Ama hakimler takdirlerini bu yönde kullanıyorlar. Otomatik tahliye diye bir şey söz konusu değil. Fakat sonuçta özel yetkili mahkemeler olağan dışı mahkemelerdir. Diğer ağır ceza mahkemelerinde olmayan yetkileri var. Onların görev alanlarının daraltılması bir normalleşme işaretidir.

Kaldırılmaları yargı adına sorun yaratmaz

ÜMİT KARDAŞ (E. Askeri Hakim Albay): Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yargı adına bir sorun yaşatmaz. Aksine, özel yekiler nedeniyle de oluşan uzun tutukluluk süresi azalır; Türkiye daha da demokratikleşir. Yargılamalar da hızlı devam eder. Şu anki yapıyla da savunma kısıtlayıcı ve tutuklamalar da uzun sürüyor. Aksine daha adil yargılama olmalı. Daha kısa yargılama yapılmalı. Zaten terör ve örgüt suçları için ağır ceza mahkemeleriniz olacak. Özel usulü olan bir mahkemeye gerek yok. Aslında Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapmak lazım. TMK kanunu böyle olunca, ÖYM de onu tamamlayan bir unsur oluyor. TMK’da birkaç değişiklik yapılabilir. O zaman sorun kendiliğinden de bir şekilde çözülmüş oluyor.

Yürüyen davalarda değişiklik olmaz aynen devam eder

PROF. DR. SÜHEYL DONAY (Ceza Hukukçusu): Özel yetkili mahkemelerle ilgili yapılacak değişikliklerden sonra oradaki davalar aynen yürür. Çünkü özel yetkili mahkemeler de ceza yargılama yasasını uyguluyor diğer ağır cezalar da. Bir tek özellik var, özel yetkili mahkemeler hüküm verdiği vakit, cezalar iki katı artıyor. Soruşturma evresinde de gözaltına alma süreleri daha fazla; onun dışında yargılama aynı ağır cezadaki gibidir. O bakımdan Başbakan Erdoğan haklı. Özel yetkilideki hakimler ile diğerleri arasında fark yok. Düzenleme ile hukuk aynen devam eder.

ÖYM’ler demokrasinin yargısıyla bağdaşmaz

PROF. DR. YÜCEL SAYMAN (Eski İstanbul Barosu Başkanı): Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerekir. Çünkü devlet biçimi olarak demokrasinin yargısıyla bağdaşmaz. Eğer sisteme demokrasi diyorsanız, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerekir. Bu mahkemeler kuruluşundan beri normal mahkemeler değil. Olağan mahkemeler değil. Demokrasiyle bağdaşmıyor.

Diğer hakim ve savcılar zan altında bırakılıyor

AV. MEHMET UÇUM (Yeni Anayasa Platformu Sözcüsü): Özel yetkili mahkemelere ilişkin değişiklik CMK’da yapılan değişikliktir. İsnat maddeleriyle, ceza türleriyle ilgili bir değişiklik yok. Uygulanacak maddi hüküm, aynen devam ediyor. Uygulayacak mahkemeye ilişkin değişiklik yapılıyor. Genel mahkemeler de olsa aynı isnada göre yargılayacak, delilleri özel yetkili ayrı değerlendirir genel yetkili ayrı değerlendirir durumu yok ki. Bundan endişe etmeye gerek yok. Özel yetkileri kaldırırsanız, soruşturma ve kovuşturmada başarı şansı azalır diye bir tez ileri sürerseniz, genel görevli savcılıkları zan altında bırakırsınız. Mahkemeler soruşturma ve kovuşturmada başarılı değillerdir gibi örtülü bir iddia ortaya çıkar. Tartışma bu yanıyla da sorunlu tartışmadır. Geçmişte DGM kalksın diyorsak bugün de ÖYM’ler kaldırılmalıdır. Ancak topluma karşı, demokrasiye karşı suçlar için Ankara’da genel görevli mahkemelerden birisi yetkilendirilebilir.

Yargılama eskisi gibi sürer bazı yetkilerini kullanamazlar

AV. CAHİT ÖZKAN (Uluslararası Hukuk Merkezi Başkanı): Özel yetkili mahkemeler, özünde birer ağır ceza mahkemesidir. ÖYM’lerin ağır ceza mahkemesi olarak görevine devam etmeleri durumunda yürüyen davalarla ilgili bir sorun olacağını sanmıyorum. Sadece özel yetkili mahkemelerin bazı yetkileri sınırlandırılacak. Yargılama eskisi gibi devam edecek ama bu mahkemeler şimdi kullandıkları bazı yetkileri kullanmayacaklar. Medyaya yansıyanlara göre durum onu gösteriyor. Türk hukuk sistemi içerisinde sorun çıkaran hususlar da düzeltilmelidir. Gözaltı ve uzun tutukluluk süreleri ve cezalarla ilgili maddeleri de elden geçirilebilir.

Özel yetkili mahkemede dinleme ve tutuklama uygulamaları hatalıydı

PROF. DR. ERSAN ŞEN: İleri demokraside esas olan yargı birliğidir. Tüm mahkemeler aynı çatı altında toplanmalı ve herkes hakkında aynı usul ve esaslarla yargılama yapmalıdır. CMK’nın 250 ila 252 uyarınca 01.05.2006 tarihinde kurulan özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin izlediği farklı yargılama usulleri (suç örgütü, telefon dinleme ve tutuklama gibi) hatalıdır ve bunların düzeltilmesi gerektiği tartışmasızdır. Hukuk devletinde maddi gerçeğe ulaşacağım diyerek istediğiniz şekilde yargılama yapamazsınız. Ya özel yetkili ağır ceza mahkemeleri kaldırılmalı veya “uzman mahkeme” olma sıfatı netleştirilip, görev ve yetkileri daraltılmak suretiyle şüpheli ve sanık hakları yönünden diğer soruşturma ve kovuşturma usulleri ile aynı duruma getirilmelidir.