Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti 3. Olağan Kongresinde yaptığı konuşma hukuk devleti açısından değerlendirildiğinde endişe duymamak mümkün değil.
Sayın Erdoğan’a birçok noktada katılıyoruz.
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet." 
Türkiye’nin bekasının tehlikede olması,
15 Temmuzun Türkiye’nin bekasına yönelik dış kaynaklı bir operasyon olduğu ve bu operasyonların 15 Temmuz darbe girişiminden ibaret olmadığı..
 Sayın Erdoğan ile birçok noktada birleşebiliriz. Ancak biz hukukçu olarak ülkenin bekasının, birliğinin, bayrağının, toprağının ve devletinin hukuk devletinden uzaklaşmadan korunmasından yanayız. Milletin birlik ve beraberliği hukuk devleti ilkelerine uymakla, yasalar önünde eşitlik, hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkına saygı ile sağlanabilir.
Bir kısım insanları suçlu olsalar dahi sivil ölüme mahkum ederek, işsiz bırakarak milletin birliğini uzun süre korumak mümkün olmaz. Gün geçtikçe adaletsizlikler ve haksızlıklar toplum vicdanını kanatır.
İnsanların eğitim hakları KHK’lerle veya KHK’ye dayanarak elinden alınabilir mi?
 Duyduğumuz birçok şeye inanamıyoruz. Bunlar istisnai uygulama mıdır yoksa genel bir uygulama mıdır bilmiyoruz.
İhraç edilen memurlar iş yeri açmak istiyor, belediyeler iş yeri açma ruhsatı vermiyor.
İhraç edilenler bir işe girmek istediğinde SGK kaydı yapılamadığından işe alınmıyorlar.
Sayın Erdoğan Ak Parti 3 üncü Olağan Kongre konuşmasında “"Örgütün mensuplarını tanıyanlar çok iyi bilirler ki bu yapı içindeki kimselerde samimi bir pişmanlık yoktur. Kamudan yapılan ihraçlar, soruşturmalar bir mecburiyettir. Türkiye'nin bir ihanet teşebbüsüne daha tahammülü yoktur.” diyor.
Sayın Erdoğan bu yapıyı herkesten daha iyi tanır. Etkin pişmanlıktan yararlananlar samimi pişman olmayabilir, ancak bırakınız buna yargı karar versin.
Cumhurbaşkanı konuşmasından;
“Yüzlerindeki maske düşmüştür. FETÖ ile mücadele bulunduğumuz yere bir anda gelmedik. 17-25 Aralık'ın ardından bu yapının tüm mensuplarına çağrı yaptık. Bu yapının gerçek yüzünü görün, orayı terk edin dedik. Bu çağrımıza kulak vererek ilgisini kesenler kendilerini kurtardı. Özel haberleşme programlarının kullanarak, üyeliklerini sürdürerek örgütü destekleyenler için yapacak bir şeyimiz kalmadı. 15 Temmuz darbe girişimi bu alçakları ortaya koymuştur. “
Cumhurbaşkanı açıkça bylock kullananlar FETÖ/PDY üyesidir derse bundan hakimler etkilenmez mi?
Cumhurbaşkanı;
"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ÇOK DAHA KARARLI MÜCADELEYİ TEMİN EDECEĞİZ"
 
"Örgütün mensuplarını tanıyanlar çok iyi bilirler ki bu yapı içindeki kimselerde samimi bir pişmanlık yoktur. Kamudan yapılan ihraçlar, soruşturmalar bir mecburiyettir. Türkiye'nin bir ihanet teşebbüsüne daha tahammülü yoktur. Güçlü şekilde yürütülmezse ülkemiz çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır. Herkesi bu mücadeleye destek vermeye davet ediyorum. Kirli pazarlıklarla, itirafçılık oyunları ile mücadelenin sulandırılmasına izin vermeyeceğiz. FETÖ ile mücadelenin maşeri vicdana halel getirmeyecek yöntemlerle sürdürülmesi şarttır. Bu konuda önümüzdeki günlerde çok daha kararlı mücadele yürütülmesini temin edeceğiz. Pensilvanya'da niçin besleniyor?" diyor
Biz hukukçular dosyaya ve dosyadaki somut delillere bakarız. Ceza hukukunun amacı maddi gerçeğe ulaşmak, maddi gerçeği aydınlatmaktır.
Sübuta Ermek
Duayen hukukçular “sübuta erme” ifadesini kullanırlar, yani suçun hiçbir kuşkuya yer olmayacak bir biçimde kanıtlanması, ispat edilmesi.
Suç ya da fiil olasılıklarla sübut bulmaz, kesin delil gerekir.
Biz sayın Cumhurbaşkanı ile aynı kuşkuları paylaşabiliriz ama ceza yargılaması söz konusu olunca fiilin sübut bulup bulmadığına bakarız.
Devletin güvenliği ve anayasal düzenin korunması için devlet her türlü tedbiri almakla mükelleftir, bu tedbirlere ulusal güvenlik için sakıncalı olanların kamu görevinden ihracı da dâhildir. Ancak kuşkuya dayalı olarak insanları uzun süre tutuklu bulundurmak, cezaya mahkum etmek hem hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmaz, hem de Cumhurbaşkanının haklı olarak savunduğu milli birlik ve beraberliğe zarar verir.
Olağanüstü Hal
Cumhurbaşkanı "'OHAL ne zaman kalkacak' diyorlar? Benim ülkemde devlet yıkılmaya çalışılıyor, siz bize hangi yüzle soruyorsunuz. Kalkmayacak. Ne zamana kadar? Durum huzura kavuştuğumuz ana kadar. Neyiniz eksik? Fabrikalarınız mı çalışmıyor, neden OHAL kalksın? Abdullah Bey'in başbakanlık dönemiydi, 1 ayda OHAL'i kaldırdık. Biz OHAL'i ülkemizin huzuru için uzattık, uzatıyoruz."  demektedir.
 
Biz, devleti yıkmaya çalışanlara karşı, halkın huzur ve refahını savunanların sonuna kadar yanındayız. Halka güvenin, millete güvenin, millet devleti ve anayasal düzeni yıkmayı amaçlayan bütün iç ve dış komplolara karşı her zaman ayakta olacaktır. Milli birlik ve beraberlik için OHAL şart değildir. Kurtuluş savaşı Amasya, Sivas, Erzurum kongreleriyle ve TBMM ile kazanıldı.
Milli birlik ve beraberlik adaletle, hukuka ve hakka saygı ile mümkündür.
 
NOT: 68 Kuşağı  “Kahrolsun Amerika”, “Yankee go home”, “NATO’ya hayır” sloganları ile 6. Flo’yu her yerde protesto ederken, Amerikan askerlerini Dolmabahçe’den denize dökerken, kısaca 68 kuşağı tam bağımsız ve gerçekten demokrat bir Türkiye için İkinci Kurtuluş Mücadelesi verirken şimdiki meclis başkanı ve arkadaşları baltalarla, sopalarla 68 kuşağına saldırıyordu.
Bendeniz bu saygın kuşağın en ön saflarında mücadele vermiş birisi olarak o gün karşımızda olanların bugün bizim bulunduğumuz yere yaklaşmış olmalarından mutluyum.
Büyük ustanın deyişiyle Fevkalade memnunum 68 kuşağından olmaktan
Ve mademki ustayı andık o şiiri yayınlamak farz oldu.
Fevkalâde Memnunum Dünyaya Geldiğime
Fevkalâde memnunum dünyaya geldiğime, 
toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum. 
Kutrunun ölçüsünü santimine kadar bilmeme rağmen 
ve meçhulüm değilken güneşin yanında oyuncaklığı 
dünya, inanılmayacak kadar büyüktür benim için. 
Dünyayı dolaşmak, 
görmediğim balıkları, yemişleri, yıldızları görmek isterdim. 
Halbuki ben 
yalnız yazılarda ve resimlerde yaptım Avrupa yolculuğumu. 
Mavi pulu Asya'da damgalanmış 
bir tek mektup bile almadım. 
Ben ve bizim mahalle bakkalı 
ikimiz de kuvvetle meçhulüz Amerika'da. 
Fakat ne zarar, 
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar 
her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var. 
Dostlar ki bir kerre bile selâmlaşmadık 
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz. 
Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar 
kanlarına susamışım. 
Benim kuvvetim : 
bu büyük dünyada yalnız olmamaklığımdır. 
Dünya ve insanları yüreğimde sır 
ilmimde muamma değildirler. 
Ben kurtarıp kellemi nida ve sual işaretlerinden, 
büyük kavgada 
açık ve endişesiz 
girdim safıma. 
Ve dışında bu safın 
toprak ve sen 
bana kâfi gelmiyorsunuz. 
Halbuki sen harikulâde güzelsin 
toprak sıcak ve güzeldir.
Av. Rahmi Ofluoğlu

Biz Hukuk

Nazım Hikmet Ran