Emekli hakim Av. Ömer Yasa telefonda;
-Yahu Rahmi bu cinsel istismar konusu istismar ediliyor, Bu konuda sosyal medyada paylaşımlar yapan Av. Ayşe Eren’in görüşlerine katılıyorum
Ömer Yasa’ya nasıl diye sorum.
Ömer Yasa “ortada inançlardan, geleneklerden kaynaklanan soysa bir gerçeklik var, bu gerçekliği bir tarafa bırakarak bu konuyu sağlık bir şekilde tartışamayız.
Cumhuriyet tarihi boyunca zaman zaman bu konuda biriken sorunları gidermek için af kanunları çıkarılmıştır.
765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde 14 yaşını dolduranlar anne babanın rızasıyla evlenebiliyordu. 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girdiği 2005 yılından itibaren bu yaş sınırı 16 oldu.
14 yaşında hakim kararı ile evlenebiliyordu, şimdi bu yaş sınırı 16..
14 yaşın altındaysa ceza alıyordu, çocuk koruma altına alınıyordu.
Bugün inanç ve geleneklere göre evlenlenler 14 yaşında bile olsa evlilik suç kabul ediliyor. Çoluk çocuk sahibi kişiler yıllarca cezaya mahkum ediyor.
Uygulamanın içerisinden gelen emekli hakimlerin konuyla ilgili deneyimleri mevcut, bu deneyimlerden yararlanılmalı
Sosyal gerçekliğe uygun bir düzenleme yapılırken küçük yaşta evliliği denetleyecek kurumların devreye sokulması gerekir.
Düzenleme bir af içeriyorsa cinsel istismar suçunu işleyen herkesi kapsamamalı, sadece sosyal gerçekliğe göre gerçekleşen evliliklerle sınırlı olmalı, suça iştirak edenleri kapsamamalı “
Av. Ayşe Eren
TECAVÜZCÜYE AF MI ÇIKIYOR...
Aşağıdaki yasa önerisi ile ilgili açıklamalardan dolayı insanların kafası çok karışık. Hangi parti önerdiye bakmaksızın yasayı bir değerlendirelim.
Ülkemizde şöyle bir sosyolojik durum var: Malesef küçük yaşta sözde evlenmeler oluyor (sözde evlilik diyorum çünkü kanun bu tür birliktelikleri evlenme olarak kabul etmiyor ve bu birlikteliklerden evliliğin hiç bir sonucu doğmuyor) Bu birlikteliklerden çocuk oluyor, doğumlar hastanede gerçekleştiğinde, doğum yapan kadın 18 yaşından küçük ise ve anne olacak kadın baba olacak adam ile evli değilse doktor, yetkili makamlara bildirimde bulunmak zorunda ve bulunuyor. Bu durumda baba küçük yaşta çocuğa tecavüzden yargılanıp duruma göre ciddi cezalar alıyor, dolayısıyla hapise gidiyor. Böylece öncelikle yeni doğan çocuk, anne, baba ve bunların aileleri çok mağdur oluyor. Bu düzenleme ile diğer tecavüzcüler de kurtarılmak istenmediyse toplumdaki önemli bir soruna çözüm bulmak için önerilmiştir. Ancak yasa bu haliyle sakıncalar içeriyor: Suça iştirak edenlerin de affını içermesi, daha önce bir çok kişinin birlikte bir küçük kıza tecavüzünden mahkumiyet durumu varsa tecavüzcülerden birinin kızla evlenmesi sağlanarak diğerlerinin de kurtulması gibi ağır ve toplum için çok zararlı bir sonuç da ortaya çıkabilir. Bu nedenle bu yasa kesinlikle suça iştirak edenleri kapsamamalı. Ayrıca küçük yaşta tecavüze uğrayan kızın iradesi sakatlanarak rızası varmış gibi gösterilebilir ki bu da tecavüzcüleri kurtaran bir durum. Bu duruma da engel olmak için; öncelikle bu birliktelikten en az bir çocuğun doğmuş olması zorunluluğu getirilmeli. Bununla birlikte kadın ile erkeğin karı-koca gibi bir arada yaşadıkları araştırılmalı ve rapor edilmeli ve kadın ile erkeğin karı-koca gibi yaşadıkları kamu tanıkları ile ispat edilmeli. Ayrıca kadın bir psikolog ile görüştürülmeli, psikolog raporu ile kadının iradesinin sakatlanmadığı kesin olarak tespit edildikten sonra evliliğe onay verilerek yasanın uygulanması sağlanmalıdır.
Paylaşımlarda bu yasanın çok küçük çocukları kapsadığı yanılgısı olduğunu anlıyorum. Bu yasa çok küçük yaşları kapsamıyor. Şöyle ki:
Yasal evlenme yaşı 18 dir. 17 yaşında anne-baba onayı ile evlilik gerçekleşebiliyor. Bir de 16 yaşında da olaganüstü koşullarda hakim kararı ile evlilik gerçekleşebiliyor. Yani bu yasa önerisinin 16 yaşından küçükleri içermesi mümkün değil çünkü 16 yaşından küçüklerin hiç bir şekilde evlenmesi mümkün değil.
Anlaşılmayan bir husus varsa yanıtlar bölümünde soru sorabilirsiniz?
Rahmi Ofluoğlu
Avukat