Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, cemaatçilerin haberleşmek için kullandığı ByLock uygulamasını TÜBİTAK’a sızmış cemaat mensuplarının yazdığını söyledi. Özlü’ye göre bu uygulamayı 215 bin civarı kişi kullanıyormuş. İşin tuhafı, darbe girişiminden evvel ByLock’u neredeyse bilen yok. Google istatistiklerine göre neredeyse hiç aranmamış. Twitter’da ise uygulamadan bahsedenlerin sayısı 10’dan az. 
Fakat Bylock’tan bahsedenlerden biri Gülen cemaati mensubu ve iktidar medyasına bakılırsa Pensilvanya’da yaşayan Gültekin Bibar. Kendi adına açtığı hesapta, 24 Aralık 2014 tarihinde ByLock kullananların Arapça Allah çizmelerini tavsiye etmiş. Ne demek istediğini anlayamadım. 
ByLock’tan bahseden ve cemaat yanlısı paylaşımlarda bulunan başka bir hesap ise “sürekli aynı servis sağlayıcıyı kullanmayın, bylock, kakao vs.” diye yazmış. Daha ilginci aynı hesabın, darbeden bir gün önce yani 14 Temmuz tarihinde “Pakrodin çetesinin ele geçiremediği bir TSK kaldı. Önümüzdeki günler TSK inisiyatif alacak” diye bir tweet atması. 
The Guardian gazetesi, güvenlik uzmanlarına ByLock uygulamasını inceletti. Uzmanların ortak görüşü uygulamanın son derece amatör olduğu ve kolaylıkla kırılabildiği. Yazılımın güvenlik sertifikasına göreyse ByLock’un programcısının adıDavid Keynes. Kendisi Oregon’lu. Öyle biri var mı, yok mu henüz meçhul. Ancak ByLock’un programcısına ait olduğu ileri sürülen bir blog mevcut. Blog’da sadece iki gönderi bulunuyor. İlkinde, 25 Ağustos 2014’te yakında ByLock’un piyasaya sürüleceği duyuruluyor. 15 Kasım 2014 tarihli ikinci gönderideyse, uygulamanın 1 milyon kullanıcıya eriştiği ancak özellikle Ortadoğu ülkelerinden kötü niyetli bağlantılar sebebiyle ByLock’un Appstore’dan kaldırıldığı söyleniyor. 
The Wall Street Journal’in haberine göreyse MİT, ByLock uygulamasını geçen kış tespit ederek mesajları deşifre etmiş. 
Bazı soru işaretleri ortada. 
David Keynes diye biri var mı? 
İddialara göre 200 binden fazla kişinin kullandığı bir telefon uygulaması nasıl uzun süre gizli kalabildi?
Cemaate yakın biri neden uygulamadan uluorta Twitter’da bahsetti. 
TÜBİTAK gibi bir kurumda çalışacak yeterliliğe sahip kişiler, nasıl uzmanların bir hayli amatör bulduğu bir uygulama yazdı? 
Bu soruların cevaplarına sahip değilim. Bir yargıda bulunmak içinse fazla veri yok. Ancak bugünlerde bu bilgiler bir yerde derli toplu dursun istedim. Bir tuhaflık olduğu ortada. Umarım bu ve diğer gizem perdeleri adil ve açık bir yargılama neticesinde kalkar ve maddi gerçekliğe ulaşabiliriz.