Bylock kullandıkları gerekçesiyle ve FETÖ/PDY üyesi oldukları savıyla kamu görevlileri hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında hazırlanan iddianameler mahkemelere gönderilmeye başlandı. Bu yazıda 185 sayfalık 149 sanıklı, bu türden bir iddianameyi irdeleyeceğiz.
İddianamenin içeriği
İddianamenin 38 Sayfası, Şüpheli İsim, Adres ve Sevk Maddesi Bilgilerine, 72 Sayfası, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün Genel Değerlendirmesi, Yapısı, İşleyişi Ve Hukuki Nitelendirilmesi, Yönetim Şekli, Amacı ve Emniyet Teşkilatındaki Yapılanmasına, 12 Sayfası, Bylock programı hakkında yapılan tespitler ve Teknik analizlere, 59 Sayfası, sanıkların Eylemlerine ve 3 Sayfası ise sanıkların Eylemlerinin Nitelendirilmesine ayrılmıştır.
Sanıkların anlatılan olaylar ile bağlantıları
183 sayfalık iddianamede sanıklara ayrılan bölüm sadece 62 sayfadan ibarettir.  Sanıklara ayrılan 62 saydan geriye kalan 121 sayfada 149 sanıktan hiç bahsedilmemektedir. Sanıkların eylemlerinin nitelendirilmesine ayrılan bölümde sanıkların diğer 121 sayfada anlatılan olgu ve olaylarla bağlantısı kurulmamakta, sanıklar iddianameye iğreti monte edilmiş gibi durmaktadır. 121 sayfada anlatılan olaylarla sanıkların bir ilişkisi yoksa bu 121 sayfa iddianameye neden eklendi? Sanıkların bu olaylarla ilişkisi varsa bu ilişkiler iddianamede neden anlatılmıyor, neden olaylarla sanıklar ilişkilendirilmemiştir?
Sanıkların eylemlerinin nitelendirildiği bölüme bir örnek
Sanık (X)
İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda Komiser Yardımcısı olarak görev yapan şüpheli ………… FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün mensupları arasında haberleşmeyi sağlamak, örgüt lider ve yöneticilerinin emir ve talimatlarını aktarmak için geliştirip kullandığı, kriptolu haberleşme programı Bylock'u adına kayıtlı, ……………………. nolu hat üzerinden 11/08/2014 tarihinde ve ……………………….. nolu hattına 27/08/2014 tarihinde indirerek kullandığı, örgütle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kurumundan ihraç edilen ve bu gerekçeyle hakkında suç ihbarı yapılan  ……….'un örgüt lider ve yöneticilerinden söz konusu program üzerinden emir ve talimat alarak süreklilik, etkinlik arz edecek  şekilde örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almak suretiyle üzerine atılı suçu ika ettiği anlaşılmıştır.
Şüpheli …………. savunmasında özet olarak, ……………… nolu hattı kendisinin,  …………………..nolu hattı da eşinin kullandığını, ancak Bylock programını telefonuna yüklemediğini, bu programı kullanmadığını, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olmadığını, dershaneye gitmediğini, örgütün evinde kalmadığını, toplantı ve organizasyonlarına katılmadığını, oğlunun 2011'de …….... Dershanesi'ne, daha sonra ……….. Dershanesi'ne gittiğini, 2008'de Bank Asya'ya para yatırdığını, 1 yıl kadar sonra çektiğini, 2011'de kart aldığını, süresi dolunca da kapattığını tahmin ettiğini, 2013'ten sonra bankadan herhangi bir işlem yapmadığını ifade etmiştir. 
Sanık X’e izafe edilen eylemler
“…….suç ihbarı yapılan  ……….'un örgüt lider ve yöneticilerinden söz konusu program üzerinden emir ve talimat alarak süreklilik, etkinlik arz edecek  şekilde örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almak suretiyle üzerine atılı suçu ika ettiği anlaşılmıştır.”
İddiaya göre sanık X bylock üzerinden örgüt lider ve yöneticilerinden emir ve talimatlar almıştır?
SORULAR
1-İddia edilen bu talimatlar hangi lider ve yöneticilerden alınmıştır?
2- Bu talimatları ne zaman alınmıştır?
3- Bu talimatlar nelerdir?
Yine iddiaya göre ; (X)  bu eylemleri süreklilik, etkinlik arz edecek şekilde örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almak suretiyle üzerine atılı suçu işlemiştir.
SORULAR
1-Eylemlerin süreklilik arz ettiği iddia ediliyor, sanık (X) hangi tarihler arasında bylock üzerinden bu talimatları alıp uygulamış?
2-Aldığı bu talimatlar nelerdir?
3- Etkinlik arz eden bu eylemlerin etkinlikleri ve sonuçları nelerdir?
(X)’in örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı iddia edilmektedir.
SORU
(X) örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yeri nerededir, hiyerarşik üstü kimdir, örgüt üyeleri arasında kimlerle ilişkisi vardır.
İddianamede bu soruların hiçbirisinin cevabı yoktur. Ortada istihbarat raporlarına dayalı bylock kullanma iddiasından başka hiçbir delil yoktur, kaldı ki bu iddia da teknolojik açıdan birçok şüpheyi içeren bir istihbarı bir bilgidir.
189 sayfalık iddianamenin özü şudur:
Bylock programı FETÖ/PDY Örgütünün kullandığı bir programdır. Sanık (X) de bylock programını kullanmıştır, o halde sanık (X)’in FETÖ/PDY Silahlı Örgütünün üyesi olduğu sabittir.
İddianamede suçların kişiselliği ilkesi gözardı edilmiştir. İstihbari bilgiye dayalı olarak bir topluluğun üyesi veya sempatizanı olanlar toplu cezalandırılmaya tabi tutulmak istenmektedir.
Suçun olmazsa olmazı olan kast unsuru iddianamede dikkate alınmamıştır.
Masumiyet karinesi ihlal edilmiştir, sanık kesin delil olmaksızın ağır bir suçla itham edilmekte ve sanıktan suçsuzluğunu ispat etmesi beklenmektedir.
İDDİANAME SONUÇ
Teknik değerlendirilmesi  yapılarak  maddi delileri ve tüm detayıyla ortaya konulduğu üzere, Bylock programı nasıl, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün geliştirip kullandığı, bu nedenlede örgüte aidiyeti tartışmasız bir gerçekse. ''örgüt lideri Fetullah GÜLEN'in talimatıyla kullanılmaya başlanılması, piyasadan temin edilememesi, sadece örgüt mensuplarının birbirlerine aktarmak suretiyle temininin mümkün olması, tamamen örgüt içi haberleşme ve örgüt lider ve yöneticilerinin talimatını aktarmak amacıyla kullanılması, kullanımının birkaç kademe şifrelemeyle sağlanıp gizlenmesi, gönderilen mesajların belirli bir süre sonra kendiliğinden silinmesi, örgüt mensupları dışında hiçkimsenin temin edip kullanamaması'' nedeniyle bu proğramı kullananların, örgütle iltisakı ve örgüte mensubiyetleri de aynı şekilde tartışmasız bir gerçektir.
Dolaysıyla, şüphelilerin tamamının söz konusu programı kullanmaları, hemen hemen tamamının programı 2014 yılı Ağustos ayı içerisinde ve birkaç gün arayla indirip kullanmaya başlamaları, bu durumun şüphelilerin aynı yerden emir ve talimat alıp örgütsel faaliyet içinde olduklarını göstermesi, söz konusu kriptolu haberleşme programı üzerinden örgüt lider ve yöneticilerinden örgüt içi talimat almaları, bunu süreklilik ve etkinlik arzedecek şekilde sürdürmeleri hususu birlikte değerlendirildiğinde, şüphelilerin tamamının FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olduklarını, üzerlerine atılı suçu ika ettiklerini,
Tereddüte meydan vermeyecek şekilde bize göstermiştir.
İzah olunan neden ve gerekçeyle;
Yukarıda açık kimliği ve suçları yazılı şüphelilerin isnad edilen eylemleri nedeniyle mahkemenizde yargılamalarının  yapılarak, eylemlerine uyan ve yukarıda belirtilen sevk maddeleri delaletiyle CEZALANDIRILMALARINA, suç delillerinin müsaderesine karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.
Böyle bir iddianame ile ceza verilebilir mi?
Toplumda bylock suçu diye bir algı yaratılmıştır.  Binlerce kişi sadece bylock suçlaması ile tutukludur, gözaltı ve tutuklamalar devam etmektedir. Bylock delili FETÖ/PDY davaları için yüksek bir değere sahiptir. Yargılamalar 15 Temmuz hain darbe girişiminin gölgesinde yapılmaktadır. Kamuoyunda mevcut bylock suçu algısı ve yargılamalar üzerindeki 15 Temmuz hain darbe kalkışması gölgesi altında karar verecek hakimlerin güç durumunu ve verilecek kararları şimdiden tahmin etmek zor olmasa gerek. Bylock kullanmakla suçlananları güç bir süreç beklemektedir.
Süreçler
İlk yargılamalar ağır ceza mahkemelerinde yapılacaktır. Ağır ceza mahkemelerinin vereceği kararlar resen veya sanıklar, sanık vekilleri, savcılar tarafından istinaf talebiyle BAM’lerine (Bölge Adliye Mahkemeleri) gidecektir.
BAM’ı Yargıtay süreci takip edecektir.
Bu süreç olağan iç hukuk yoludur.  Olağanüstü kanun yolu olarak da Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e başvurulabilecektir.
En önemli aşama Ağır Ceza Mahkemeleri’ndeki yargılamalardır. İşin temeli bu aşamada atılacaktır. Bu aşamada savunmada yapılan hataların diğer aşamalarda giderilmesi oldukça zor olacaktır.
Yargılanmakta olan sanıkların önemli bir bölümü suçsuz olduğuna inanmakta ve duruşmalar başladığında serbest kalmayı umut etmektedirler. Umarız böyle olur. Ancak bylock yüzünden tutuklanan binlerce insana duruşmalara başladığında;
“Özür dileriz sizi bunca zaman özgürlüğünüzden yoksun bıraktık artık serbestsiniz.” diyeceklerini bu aşamada beklemek doğru olmasa gerek.  Yargılama aşamasında elbette tahliyeler olacaktır ancak bu yapılacak savunmalara bağlıdır.
Sonuç olarak FETÖ davalarında yargılananların kendilerini güvendikleri avukatlar aracılığıyla savunmaları, şimdiden iyi ve kötü ihtimale göre pozisyon almaları ve hukuksuz tutuklamalara karşı AYM ve AİHM süreçlerini gecikmeden değerlendirmeleri gerektiğini düşünmekteyiz.


Rahmi Ofluoğlu
Avukat