DERİN DEVLET Mİ, DERİN FETÖ'MU?

Son günlerde basında yer alan birkaç haber FETÖ’nun ne kadar derin olduğunu göstermeye yeter.

20.02.2018 tarihli Hürriyet Gazetesi

“FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün TSK içerisindeki yapılanmasının “Mahrem Hizmetler” olarak isimlendirildiği ve gizliliğe azami derecede riayet edildiği,TSK içerisinde görevli terör örgütü mensubu askeri şahıslar ile söz konusu yapılanmada üst düzey faaliyet yürüten sözde sorumluları (öğretmen, müdür yardımcısı, müdür şeklinde örgütsel olarak isimlendirilen) arasında deşifre olmayı engellemek maksadıyla farklı bir iletişim modelinin kullanıldığı öğrenildi. Diğer örgüt mensupları tarafından iletişim amacıyla kullanılan ByLock vb. bilinen iletişim programlarından uzak durulduğu, ülke genelinde ByLock kullandığı tespit edilen asker sayısının terör örgütünün Silahlı Kuvvetler içerisinde sızdırdığı tahmini örgüt üyesi sayısına göre çok az olmasının bu durumu açıkça gösterdiği öne sürüldü.”

Haberden TSK içerisindeki FETÖ’cülerin Bylock iletişim ağı yerine farklı bir iletişim programını kullandıkları anlaşılmaktadır.

Bu durum bylock bir FETÖ oyunumu mu sorusunu akla getiriyor. Silahlı Kuvvetler yapılanmasında yer alan FETÖ’cüler bylock’u güvenli bulmuyor ve deşifre olmamak için farklı bir iletişim programı kullanıyorlar.

Bu haber bylockun FETÖ’ya münhasır, gizliliği sağlamak amacıyla kullandığı bir iletişim programı olduğu konusunda şüphe uyandırmıyor mu?

Diğer haberler

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, kararın cumhuriyet savcılıklarında yürütülen soruşturmalar ile disiplin soruşturmalarındaki tanık ifadeleri ve ByLock yazışma içerikleri doğrultusunda alındığını söyledi. İddialarla ilgili müfettişler görevlendirdiklerini belirten Yılmaz, "Müfettişler, yakın zamanda araştırmayı tamamladıktan sonra Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince Genel Kurul bu kişilerin meslekten ihraç edilip edilmemesi konusunda gerekli kararları verecek." dedi. Açığa alınan hakim ve savcıların 6'sının kimliklerini başkalarına ait ByLock yazışma içeriklerinden belirlediklerini anlatan Yılmaz, diğerlerinin de cumhuriyet savcılıklarından gelen bilgiler doğrultusunda saptandığını ifade etti. http://www.hurriyet.com.tr/hsk-17-hakim-ve-savciyi-aciga-aldi-40744269

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler’in koruma müdürü YüzbaşıBurak Akın’ın FETÖ’cü olduğunu itiraf etmesiyle ilgili detaylar gelmeye devam ediyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından detaylı sorguya alınan Akın, örgüt içerisinde aldığı görevleri, kendisinden sorumlu olanlarla ilgili kapsamlı bilgi verdi. Akın’ın itirafları sonrası büyük bir operasyonun başlatılabileceği değerlendiriliyor.http://www.milliyet.com.tr/herkes-bu-soruyu-soruyor-yuzbasi-gundem-2582294/

İhsan Sabri Çağlayangil, Süleyman Demirel’in Genel Başkanı olduğu Adalet Partisinin ağır toplarındandı. İhsan Sabri Çağlayagil’in 12 Mart Darbesi devam ederken söylediği “CİA içime işlemiş sözleri hiç aklımdan çıkmaz. OdaTv Çağlayangil’in bu sözlerini 06.09.2016 tarihli haberinde “CIA altınıza sızmış haberiniz olmamış” şeklinde verdi.

“Çağlayangil bu muhtıralı darbeden sonra o zaman gazetecilik yapan İsmail Cem’e verdiği samimi bir söyleşide ‘CIA altımızı oymuş, haberimiz olmamış!’ demişti… https://odatv.com/cia-altiniza-sizmis-haberiniz-olmamis-0609161200.html

Çağlayangil bu açıklamayı 1972 yılında yaptı. FETÖ’nun cemaat oluşumunu başlattığı yıllar bunlar. Kaynaklar göre MİT Müsteşarı Fuat Doğu, Fetullah Gülen’e bu yılda cemaat kur talimatını verdi.

Basında General Fuat Doğu Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonunda verdiği ifadede “Ben MİT Müsteşarlığı yapmadım, CİA’nin Türkiye sorumlusuydum”   dediğini yazdı .

Türkiye’nin NATO’ya girdiği 1950 yılından itibaren CİA MİT ve devlet içerisinde yuvalanmaya başladı. 1971 yılına gelindiğinde Çağlayagil’in dediği gibi CİA altımızı oymuş durumda.

19771 den sonra CİA’nin adı Gülen Cemaati oluyor, esasta fark eden bir şey yok.

17-25 Aralık ile Cemaate karşı başlayan operasyonlar 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra artarak devam etti ve halen devam ediyor.

Devlet bir türlü FETÖ oluşumundan yakasını kurtarabilmiş değil.

FETÖ sanıldığından da derin ve bylock gibi birçok enstrüman ile oynadığı anlaşılıyor.

Cemaatin Allah rızası için çalıştığına inanan üye ve sempatizanlarını hedef alan bir strateji FETÖ’nun değirmenine su taşımaktır.

Önemli olan FETÖ Silahlı Terör Örgütü ile bu iyi niyetli insanları ayırt edecek bir mekânıma kurmak ve terörle ilgisi olmayan insanları kazanmaktır.

FETÖ ile mücadelede kalıcı sonuç almanın tek yolu hukuk içerisinde adaletli bir mücadele ile mümkündür.