Emekli hakim ve avukat ile bir tutuklu dosyası üzerine konuşuyoruz. Masada üç avukatız. Emekli hakim olan tutuklunun sorgusuna katılmış.

Tutuklayan hâkimin ilk sorusu; “ neden çocuğunu onlara ait bir okula verdin” olmuş.  İkinci soru “neden onlara ait bir alışveriş merkezinin genel müdürlüğünü yaptın” olmuş.
İlk soru bize biraz garip geldi. Tutuklunun yaşadığı il, nüfusu çok yoğun olan bir il değil ve o ilde parası olan herkes çocuğunu onların okuluna vermiş.

İkinci soruyu tartıştık. Adam profesyonel bir yönetici, uzun yıllar Gülen ile ilgisi olmayan şirketlerde üst düzey yöneticilik yapmış, sonra FETÖ’ya ait bu alışveriş merkezinde genel müdür olmuş.

Şüpheli savunmasında  “ben 17-25 Aralıktan sonra ayrıldım o alışveriş merkezindeki görevimden” diye savunma yapıyor, bunun üzerine hakim soruyor;

-Neden 1.5 yıl sonra?

Bu noktada bizde de bir şüphe oluştu.

Emekli hakime sordum:

-Ordan ayrıldıktan sonra ne yapmış müvekkiliniz?

Cevap:

-İş aramış ve bir başka şirkete genel müdür olmuş..

Ben emekli hakime sorgular biçimde bakınca anladı benim soracağım soruyu ve konuştu:

-Bu şirketinde bir şekilde cemaat ile ilişkisi olmuş, dedi.

Bu soru ve cevaplardan çıkan sonuç şüpheler oluyor; şüpheli  masum da olabilir, olmayabilir de…Bu soru ve şüphelere verilecek hukuki cevaplar ise çok uzun ve derin bir konu.

Bir Mektup

Sayın Adaletbiz yetkilileri,
Öncelikle sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. İsmim ........ve 2012'den bu yana ................çalışmaktaydım. Geçen haftalarda sorgusuz sualsiz sarı bir zarf verilerek işten atıldım. Sebep ve kanıt sunulmadı. İki haftadır derdimi anlatacak kimseye ulaşamadım. Bu örgütle Şuana kadarki tek ilişkim 2010 veya 2011 yılında askerliğimi tecil ettirmek için (evime yakın olduğundan) ...............Üniversitesin de işletme tezsiz yüksek lisans programına kayıt olmamdır. Bir tane derse dahi gitmemişimdir. Diğer ilişkim ise 2008-2010 arası çalıştığım firmanın maaşlarının .............'dan yatmasıdır. Kartım olmasına rağmen maaşım hiç bir zaman yatmamıştır. Çünkü ilgili firma başka bir banka ile anlaşmıştır.
Bunun haricinde bu örgütle ne bağım olmuştur ne de ilişkim. Bu aşama da oluşabilecek adli süreçten endişe duymaktayım. Bu çerçevede derdimi anlatmak için  her hangi bir avukat ile temasa geçemedim. Herkes bu davalarla ilgilenmediğini iletti. Şuan evimde ailecek acaba bir baskın olacak mı tedirginliği ile yaşıyorum. Kendi memleketim hem kaçtı demesinler hem de eşim çalışmaya devam ettiği için gitmiyorum. Bu konuda bana yardımcı olmanız mümkün olabilir mi? Temas kurabileceğim eğer adli bir süreç olursa avukatım olacak birileri var mıdır? Yardımlarını için şimdiden çok teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
 Yine şüphe, şüpheler..

Bu şüpheler kuvvetli şüpheler mi? Takdir hakimin….

İsveç Başbakanı Stefan Löfven “Görünen, insanlar hapse atılıp, işlerine son verilirken fazla ileri gidildiği. Bütün bu tutuklanıp devletteki işlerinden atılanların darbe girişimine katıldığını ispatlamak zor olsa gerek’’ diyor.

Evet Hizmet hareketi olarak bilinen ve 17-25 Aralık’tan sonra farklı isimlerle anılan ve en son Cumhuriyet Savcılarının iddianamelerinde FETÖ diye adlandırılan bu oluşuma şu veya bu şekilde on binlerce kişi karışmış, hibe veren, okullarında okuyan, yurtlarında kalan, şirketlerinde çalışan v.s…

Yargı için dönemin en zor işi; suçlu ile suçsuzu ayırt etmek olacaktır. Burada avukatlara çok önemli bir görev ve sorumluluk düşüyor; maddi gerçeğin aydınlatılması, adil kararlar verilmesi ve adaletin tecellisi için.

 

Rahmi Ofluoğlu

Avukat

GSM    :  549 452 42 01

E MAİL : [email protected]