Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu borçluyu taciz eden avukata verilen disiplin cezasını onadı. Disiplin Kurulunun onama gerekçesi avukatı korumaya yönelik, suçu hafife alan bir söylemde. Kurul,  avukatın borç kesinleştikten sonra borçluyu taciz etmesini disiplin cezasının onama gerekçesi olarak göstermektedir. Oysa bugün piyasada borçluların avukatlar tarafından veya onların izinleri ile başkaları tarafından tacizin ötesinde saldırılara maruz kaldıkları bilinen  bir gerçektir ve Cumhuriyet Savcılıklarında yığınla suç duyurusu mevcuttur. Bu olaylar avukatlık mesleğine ciddi zarar vermesine rağmen barolar tarafından ciddi olarak kovuşturulmamaktadır. Borçlulara karşı işlenen bu suçlar telefonla işlendiği için yeterli delil bulma bir hayli zordur.

Gerçekte bir suç örgütü gibi çalışmaktadırlar ve bu nedenle dinleme ve teknik takip mümkündür.

Bu suçlar borçlulara karşı, ya doğrudan avukatlık ofisleri tarafından ya da avukatları kiralayan profesyonel kişiler tarafından işlenmektedir. Kişiler, çoğu hukuken borçlu olmadıkları halde bu kişiler tarafından çeşitli şekillerde saldırıya maruz kalmaktadırlar.

Bilindiği gibi kişiler kefil olmadıkları takdirde limitet, anonim şirketler ile kooperatif borçlarından sorumlu değillerdir.  Oysa, özellikle Telekom ve GSM operatörlerinin avukatları kişileri limitet ve anonim şirketlerin borçlarından ötürü tehdit etmektedirler. Tehdit, ev ve iş yerlerine hacze gitmek, kapıları kırmak şeklinde olmaktadır.

İster hukuken var olan bir borç isterse olmayan bir borç olsun avukatların borçluları tacizi hem disiplin suçudur ve hem de TCK’ya göre suçtur.

Sözü edilen bu fiiller olayın oluş şekline göre kişilerin huzur ve sükununu bozma (TCK 123), görevi kötüye kullanma (TCK  257), Yağma (TCK 148, 149) suçlarını oluşturabilir.

Baroların, avukatlık mesleğinin  itibarının yükseltilmesi ve korunması için bu konularda gelen şikâyetleri son derece ciddiye almaları gerekir. Disiplin kurullarının avukatları koruma adına şikayetleri hafife almaları veya Türkiye Barolar Birliği’nin anılan kararında olduğu gibi suçun boyutunu daraltacak şekilde  onama kararı vermeleri bizce hatalıdır.

Rahmi Ofluoğlu