Antalya Konyaaltı plajlarında denize girmek istediğinizde ilk karşılaşacağınız şey yasak levhalarıdır.

İkinci adımda karşılaşacağınız şey  ise şezlonglarla işgal edilmiş bir sahildir.. Eğer işgalcilerin istediği şezlong parasının ödemezseniz bu alanda oturamazsınız. Şezlongların işgal ettiği alan ile deniz arasında birkaç metrelik bir alan boş bırakılmıştır. Siz eğer boş yer varsa sadece bu alanda oturabilirsiniz.

Burada simit yiyemezsiniz

Sahil boyu kumsala tesis edilmiş kafeler vardır. Bu da ayrı bir işgaldir. Elinizde bir simitle bu kafelerde birisine oturup çay istediğinizde hemen garson tarafından ikaz edilirsiniz:

-Burada simit yiyemezsiniz!

İşgal bütün Türkiye sahillerinde

Antalya Konyaaltı plajlarındaki bu hukuksuzluk aslında bütün Türkiye sahillerinde mevcuttur.

SAHİLLERİN HUKUKİ DURUMU

Anayasanın 43. Maddesi ve 3621 sayılı kıyı kanununa göre kıyılar kamusal maldır. İdare hukuku açısından kamu malları; kamusal mallar ve kamunun özel malları olarak ikiye ayrılır.

 İdare Hukuku açısından malların sınıflandırılması


 Kamusal mallar üzerinde devletin bile tasarruf yetkisi yoktur.   

“Kıyının seyyar unsurlarla işgalinde karşılaşılan bir başka sıkıntı ise, bir türlü önlenemeyen şezlong ve gölgelik konularak yapılan işgallerin disipline edilmesi amacıyla, turizm tesislerinin ihtiyaçları da dikkate alınarak, kıyıların Maliye Bakanlığınca kiralanabilmesine imkan veren Bakanlık yazısının (Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 11.10.1999 gün ve 17/3129-0/034649 sayılı yazısı) Danıştay’ca iptal edilmiş olmasıdır (Danıştay Altıncı Dairesinin Esas 1999/7003, Karar 2001/ 1700 sayılı ve 03.04.2001 tarihli Kararı). Bu durumda, büyük turistik tesislerin müşterilerinin denize girmesi ve güneşlenmesi için ihtiyaç duydukları kolaylıkları kurumsal olarak sağlamaları imkanı hukuken bulunamadığından, fiili durumun işgal olarak sürdürüldüğü görülmektedir.”

Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı gibi kıyıların belli koşullarla turistik otellere kiralanmasına izin veren Maliye Bakanlığı yazısı Danıştay 6. Dairesince iptal ediliyor. Ancak bir başka olayda, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu belediyelerin şezlong kiralamasını “Yurttaşın denizlerden kolayca yararlanmasına yardımcı olduğu gerekçesi ile onay veriyor.

Bu iki karar çelişkilidir. 6. Daire devletin kamusal mallarda tasarruf yetkisi yoktur gerekçesine dayanırken, Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu bu anayasal ilkeyi dolanıyor.

HERHALUKARDA ÖZEL KİŞİLERİN KIYILARI ŞEZLONGLARLA İŞGAL ETMELERİ YASA DIŞIDIR VE SUÇTUR.

Yukarıdaki iki Danıştay kararı kamusal mallarda devletin tasarrufunu tartışmaktadır. Devletin tasarruf yetkisi olmayan kamusal malların özel kişilerce işgali tamamen suçtur ve bu suça göz yumanlar da suç işlemektedir.

5237 sayılı TCK’nın 154 ve 279. Maddelerine göre taşınmaz işgali suçtur ve bu suçu yetkili makamlara ihbar etmemekte suçtur.

3621 asılı yasa ve yönetmeliğe göre kıyı çizgisinde her türü geçici ve sürekli yapı yasaktır.

 KUMSALA OTURTULAN KAFELER, KUMSALI İŞGAL EDEN ŞEZLONGLAR HUKUK DIŞIDIR

Anayasanın 43. Maddesi, 3621 sayılı kıyı kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan yönetmelikler, bu konuda mevcut ve yukarıda söz edilen Danıştay kararları uyarınca kumsal üzerine kurulan her türlü yapı yasa dışıdır ve suçtur. Şezlonglarla kumsalın işgal edilmesi aynı şekilde yasa dışı ve suçtur.

YİYECEK İÇECEK YASAĞI

Sahilleri yasa dışı olarak işgal eden işgalciler bir de kendi hukuk düzenlerini yaratmışlar. Konyaaltı’nda sahil boyu göreceğiniz bu yasak tabelaları hukuk ve idare adına tam vahamettir. Kıyı işgalcilerini bu yasak düzeni devlet içerisinde bir başka devlet görünümü vermektedir. Bu işgalciler bu yetkiyi nereden almaktadırlar, Antalya Valiliği bu hukuksuzluğa nasıl göz yumuyor?

Sahile yanında suyu, meyvesi v.s. ile giden yurttaşlar bu işletme sahipleri tarafında uyarılmakta ve tehdit edilmektedirler. İşgalci durumunda olan bu işletmeler kıyılarda sıkıyönetim dönemlerini andıran bir yasak düzeni kurmuşlardır.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA

Antalya ilinin yöneticileri bu hukuksuzluklara göz yummakla görevlerini ihmal etmekte, kötüye kullanmakta ve TCK daki suçları işlemektedirler. Bu duyarsızlığı anlamak mümkün değildir.
KIYI ÇİZGİSİ VE SAHİL  ŞERİDİ KAVRAMLARI

 KIYI KENAR ÇİZGİSİ:

"Kıyı kenar çizgisi, kıyının kara yönündeki sınırını gösterir. 3621 sayılı kıyı kanunu, kıyı kenar çizgisini; deniz, tabii ve suni göl ve yönünde su hareketlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı biçiminde tanımlamış ve bu oluşumlar, tüketici bir biçimde sayılmamış, adı geçenler örnek olmak üzere belirtilmiştir. Bu çizginin tespit işlemi de bir komisyona bırakılmıştır[2]. Yasanın 9. maddesine göre kıyı kenar çizgisi; Valiliklerce, kamu görevlilerinden oluşturulacak en az beş kişilik bir komisyonca tespit edilir. Komisyonca tespit edilip valiliğin görüşü ile birlikte gönderilen kıyı kenar çizgisi, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca onaylandıktan sonra yürürlüğe girer."

 SAHİL ŞERİDİ

"Sahil şeridi, 3621 sayılı kıyı kanununun 4. maddesinde kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olarak ifade edilmektedir. Buradan anlaşılmaktadır ki, sahil şeridi için öngörülen genişlik minimum 100 m. olabilmekte ancak bu genişlikten daha fazla olması da mümkün olabilmektedir.

Aynı kanununun 5. Maddesinde de taşıt yollarının sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebileceği belirtilmektedir. Kıyı kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte de sahil şeridi iki bölüme ayrılmış durumdadır. Buna göre; sahil şeridinin birinci bölümü kıyı kenar çizgisinden itibaren 50 m. mesafeye kadar uzanan alanı kapsamakta

ve bu alanda, yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme, yaya yolları ve yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlar bulunabilmektedir. Sahil şeridinin ikinci bölümü, birinci bölümünden itibaren en az 50 metre genişlikte olabilmekte, 50 metreden daha geniş olabilir, bu alanda ise toplumun yararlanmasına açık günübirlik turizm yapı ve tesisleri, taşıt yolları, açık otoparklar ve arıtma tesisleri yer alabilmektedir."Alper FERUDUN
Yasaların belirlediği bu kavramların keyfi olarak değiştirilmesi mümkün değildir. Deniz sahillerindeki kumluk ve çakıllık alanların kamu tasarrufunun dışında kalan kamusal mallar olduğu konusunda bir tartışma yoktur. Yukarıda anılan ve diğer mahkeme kararlarında bu konuda bir tereddüt yoktur.Nitekim aşağıda alıntı yaptığımız gazete haberinden de anlaşılacağı gibi devletin en üst organları harekete geçmiştir, ancak  yerel yöneticiler hala durumun farkında değillerdir.

Milliyet Gazetesi'nin 13 Mayıs 2012 tarihli haberi :

İçişleri şezlong teftişi yapacak TBMM Dilekçe Komisyonu, turistik tesislerin yoğun olduğu Antalya, İzmir ve Muğla gibi illerin kıyılarındaki işgallere karşı İçişleri Bakanlığı’nın önlem almasını istedi. İşgallerde ecrimisil tutarları da artırılacak


ÖNDER YILMAZ Ankara

TBMM, İçişleri Bakanlığı’ndan 2012 turizm sezonunda Aydın, Antalya, İzmir ve Muğla sahillerinde kıyıya şezlong atanlar veya farklı şekillerde işgal edenleri tespit için soruşturma yapmasını istedi. İşgale göz yuman belediye başkanı ve mülki amirlere ağır yaptırım uygulanması talebinde bulunan TBMM, Turizm Bakanlığı’na ise turizm işletmelerine kıyıları levha, özel güvenlik görevlileri, çit, duvar örerek kapatma ve şezlongla işgallerine son vermeleri için genelge yayımlaması talimatı verdi. Yeterli denetim yok.
TBMM Dilekçe Komisyonu,
Türkiye

’nin en ünlü tatil beldeki Kemer’de, halka açık kumsalı; çit, tel örgü, hendek ve kazık gibi engeller oluşturularak parselleyen iki tatil köyünün “kıyıya şezlong açma” kavgasına el koymasıyla başlattığı kıyı işgalleriyle mücadelesini, 2 yıllık çalışma sonrasında ciddi yaptırım alarak sonuçlandırdı.
Komisyon Başkanı Mehmet Danış’ın imzasını taşıyan kıyı işgalleri raporunda, haksız işgal tüm yönleriyle gözler önüne serilirken, hem ilgili bakanlıkların hem belediyelerin yetki karmaşası ve koordinasyonsuzluk nedeniyle yeterli denetimi yapamadığı tespiti yer aldı.
Rapora göre, komisyonun görüştüğü bakanlıklar ise sorumluluğu birbirlerine atarken, hep bir ağızdan yerel yönetimlerin görevini yapmadığı suçlamalarında bulundu. Raporun sonuç bölümünde özetle şu yaptırım kararlarına yer verildi:   

 

Denetim sıklaştırılsın -  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kıyıların serbest kullanımına ilişkin engelleyici uygulamaları tespit etmek amacıyla denetim faaliyetlerin sıklaştırıp etkinleştirecek. Bakanlık bu denetim sonuçlarını gerekli yaptırımları uygulayacak yerel yönetimlere bildirecek.

Sahillere soruşturma -  İçişleri Bakanlığı, 2012 turizm sezonunda örneklem yoluyla, Aydın, Antalya, İzmir ve Muğla illerinde kapsamlı denetim yapacak. Denetim sonuçları ve denetim sonuçları hakkında uygulanan yaptırımları TBMM’ye bir raporla sunacak.

Valilikle belediyelere uyarı -  İçişleri Bakanlığı, her türlü gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının haksız kıyı işgalleri ve halkın kıyıların kullanımını sınırlayıcı uygulamalarını etkin ve caydırıcı denetimlerle sona erdirme görevi olan mülki amirler ve belediyeleri uyaracak. İçişleri Bakanlığı, bu konuda kalıcı düzenleyici işlem tesis edecek.

İşgale göz yumana ceza -  İçişleri Bakanlığı, yapılan teftişler sırasında denetim görevlerini yerine getirmeyen belediye başkanları ve mülki idari amirleri hakkında mevzuat çerçevesinde yaptırım uygulayacak.

Tesislere genelge -  

Kültür ve Turizm Bakanlığı, tüm turizm işletmelerine, halkın kıyılardan yararlanmasını engelleyici nitelikteki levhalar, özel güvenlik personeli, çit ya da duvar örme, şezlong atma gibi işgal uygulamalarının mevzuata aykırı olduğu ve kaldırılması uyarısını içeren bir genelge gönderecek. Bakanlık, halkın kıyılardan serbestçe yararlanabileceğine ilişkin bilgilendirici işaret ve levhaları gereken yerlere yerleştirilmesini takip edecek.

-  Maliye Bakanlığı, Ecri misil müessesesini, bir kiralama yöntemi şeklinde uygulanan ve haksız işgalleri meşrulaştırıcı bir yöntem olmaktan çıkarılıp caydırıcı bir cezai tedbir olarak uygulanmasını sağlayacak.  

KAYNAKLAR:
KIYI İŞGALLERİNE İLİŞKİN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Bilal YÜCEL
Türk Coğrafya Dergisi
http://www.tck.org.tr
Hüseyin TUROĞLU


Adaletbiz