Bir dostum “güzel anlatıyorsun da, senin yazdığın bu rakamlar benim aklımda kalmıyor, nedir mesela şu 460 milyar dolarlık dış borç, bu ne kadar bir paradır (değerdir) dedi geçen gün.
Bu yazı bir yönüyle ona yazılı bir yanıt, bir yönüyle de -ilgisi ekonomiye olmayanlar için- yazdıklarımın daha iyi anlaşılabilmesine yönelik “ açıklamalar”
*
Doğrudur, insanlar günlük yaşamlarında kullandıkları rakamlar söz konusu olduğunda her şeyi kolayca gözlerinin önüne getiriyorlar da, ondan sonrası biraz flulaşıyor kafalarda.

Ben bazı büyük sayılar karşısında kendimin de kullandığı bir yöntemi önerdim ona; 
“O rakamları bildiğin bazı rakamlarla karşılaştır, o zaman kafanda kolay canlandırır, hatta unutmazsın bile” dedim.
O zaman başlayalım mı hemen denemesini yapmaya?

*
Bu günlerde Türkiye nüfusunun kaç kişi olduğu konusunda yeni bir açıklama yapıldı:
31 Aralık 2016 itibariyle yeni nüfus sayımız tam 79 milyon 814 bin 871 kişi imiş.
Bu rakama,

-Bu günlerde misafirlikten “vatandaşlığa” terfi edecek ve önümüzdeki referandumda anayasamızın ne olması gerektiği konusundaki iradelerini de soracağımız sayıları on binden başlayacak olan kişiler ile;
-Artık “misafirlik” ölçülerini aşmış, bizimle aynı duruma gelmeye başlamış 3 milyon dolayındaki “zorunlu misafir” dahil midir bilemiyoruz.

Yine yapılan açıklamaya göre son bir yıldaki nüfus artışımız 1.073.818 imiş.
Yani günde ortalama 2.942 kişi çoğalıyoruz.
Demek ki; içeri-dışarı büyük bir göç ya da bir büyük kırım veya vatandaşlığa kabul olmadıkça, herhangi bir gündeki nüfusumuzun kaça ulaştığını bulabilmek, -tabii aşağı yukarı bulabilmek için- 2016 yılı sonu nüfus sayısına “o günden bu güne kadar geçen gün sayısıyla günlük artış sayısını çarpıp çıkanı toplayarak” ulaşabileceğiz.

“Aşağı yukarı bulabilmek için” dedik ya, onu da biraz açalım: 
Bir kere bu sayılar “nüfus kayıtları” esas alınarak açıklanıyor.
İyi de; Türkiye’de, özellikle kırsal kesimde doğan çocukların öyle doğar doğmaz nüfusa geçirilmesi gibi bir alışkanlık yok. 
Nüfus kağıdı alınması ya da kayda geçirme “işi” çoğu zaman çocuk okula gönderilecekse o yaşta, gönderilmeyecekse erkeklerde askere giderken, kızlarda resmi nikah yapılırken “gerekiyor”. 
Yoksa o da yok.

Kapı kapı dolaşıp fiili bir sayım yapılamadığı için Türkiye’de tam bir nüfus tesbiti yok ama bakın bizim kaç kişi olduğumuzu merak eden bir kurum -resmi rakamlara itibar etmeyip- bu konularda internet üzerinden açıkça kendi tahminini yayınlıyor.
“CIA Factbook”a göre daha 2016 ağustosunda nüfusumuz 80.274.604 imiş.
Bu rakamları kesinlikle belirlemek pek mümkün görünmediğine göre, şimdilik kabaca 80 milyon olduk diyebiliriz.

*
Bu bilgiden sonra, gelelim o 460 milyar dolarlık dış borcun kıymet-i harbiyesine…
Rakam bu kadar büyük olunca, bakış açımıza göre “çoktur” ya da “az bile” diyebiliyoruz ama, onun gerçek ağırlığını kendi bütçemizdeki rakamlarla karşılaştırarak daha kolay anlayabiliriz değil mi?
Örneğin, bu ay elimize geçen maaş 1.405 lira, kredi kartı borcu 1.500 liraysa durum açık: Eldeki paranın tümünü borca kapatsak tam bir ay aç kalacağımız gibi, kira-telefon falan da ödenemeyecek, ödemezsek bu sarmal bizi giderek daha da batıracak.

Şimdi gelelim örnekten gerçeğe:
-Türkiye resmi rakamlara göre dışarıya 460 milyar dolar borçlu.
-Türkiye’nin yaklaşık nüfusu 80 milyon kişi ise;
Bu durumda o 80 milyon kişiden her birine düşen ve mutlaka bir gün, bir şekilde ödenecek olan şahsi borç (460 milyar/80 milyon=) 5.750 dolardır.
Yok canım ne doları, ben bunu bizim parayla ödeyeceğim derseniz, bu günkü kurdan (5.750 X 3,80=) şimdilik 21.850 TL.
Ya kur artarsa?
Onu da hesaplayalım:
Örneğin dolar o gün çok değil bir kuruş artar ve 3,80 yerine 3,81 olursa her bir kişimizin borcu (5.750 X 0,01=) 57,5 TL. artıyor biliyor musunuz?

Oturun hesaplayın; evde üç çocuk, bir büyük ve karı kocadan ibaret 6 kişilik ailenizi, 
Çarpın, bölün…
-Sizin evdekilerin borcu (5.750 dolar X 6 kişi=) 34.500 dolar ya da 131.100 TL “an itibariyle”
-Dolar bu gün çok sıradan bir gelişmeyle 1 kuruş arttığında ise ailece borcunuz (57,5 X 6=) 345 TL yükseliyor.
Olur ya, o gün maazallah 4 kuruş artacak olsa aşağı yukarı bir asgari ücret içeridesiniz…
Farkında mısınız?

Bu borç ödenmez mi, bitmez mi?
Biter tabii.. 
Bir gün gelir daha çok üretir, daha çok satar, kazanır evinizdeki her kişi başına yılda 5.750 dolar fazla para düşen bir ülke olursanız hiç sorun kalmaz.
Ama şimdilik “hal ve gidiş” bu.

Bu gidişata “olsun, kabulümüzdür, bu borç az bile” düşüncesiyle “evet” derseniz böyle gider işler,
Ama “Hayır” derseniz, oturur hep beraber nasıl düzelteceğimizi konuşuruz.
.