1- Uzun bir süreden bu yana planlı olarak sürdürülen çalışmalar doğrultusunda toplumu dönüştürmenin bir parçası ve adımı olarak organize edilmiş bahane ve yalanlarla, yargı önce kuşatılmış, sonra da fiilen ele geçirilerek tutsak edilmiştir. Bunun sonuçları da yüksek yargıdan başlayarak somut bir biçimde görülmeye başlanmıştır. Türkiye'de artık hiçbir kişi ve kurumun hukuk güvencesi, güvenliği yoktur. Artık muhalif ve yurtseverlerin susturulması, sindirilmesi, tasfiyesi, yargı aracılığı ile yapılmaktadır.

2- Ardından sıra avukatlara ve barolara gelmiştir. Hukuksuzluklara boyun eğmeyen, susmayan, biat etmeyen, mücadele eden avukatlar ve barolar siyasi iktidarın yeni hedefidir.

3- Bu doğrultuda aynı senaryo gösterime girmiş, avukatlara karşı, dinleme, gözaltı, tutuklama gibi her kapıyı açan "örgüt" suçlamaları ile arama, gözaltı, tutuklama, dava furyası başlatılmıştır. Yapılan organize yayınlarla avukatlar baktıkları davalar ve mesleki faaliyetleri sebebiyle "terörist" ilan edilmiş, bir takım terör örgütleri ile anılarak kriminalize edilmek suretiyle mesleğe ve meslektaşlara yönelik saldırılara, sindirme ve yıldırma girişimlerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılmıştır. Geçtiğimiz günlerde emniyetin ve Başbakanın açıklamaları da bunun bir parçasıdır. Danıştay 8.Dairesi de, vermiş olduğu kararda, yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleğini "serbest meslek" olarak tanımlayarak bu itibarsızlaştırma çabaları içinde yerini almıştır.

4- İstanbul Barosu Başkan ve yöneticilerine açılan hukuksuz dava, yürütülen diğer soruşturmalar ve siyasi iktidara mensup bir milletvekilinin beyanları ile organize ve maksatlı olarak gündeme getirilen "düşme" tartışmaları da yukarıdaki organizasyonun bir parçasıdır. 12 Eylül döneminde olduğu gibi bir kez daha Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin şahıslarında, İstanbul Barosunun tüzel kişiliği ve avukatların Genel Kurulda ortaya çıkan iradeleri hedef alınmaktadır. Gerçekten arzulanan sonucu Genel Kurulda, seçim sandığında alamayanlar bu kez antidemokratik ve hukuksuz yollarla tasfiye girişiminde bulunmaktadırlar. Bir başka ifadeyle önemli bir oy oranı ile seçilmiş yöneticiler, hukuksuz ve zorlama davalarla tasfiye edilmek istenmektedir. Nitekim 12 Eylül darbe döneminde İstanbul Barosu Başkanına açılan davalarda cuntanın dahi işletmediği, gündeme getirmediği maddelerin işletilmesi bugün geldiğimiz "ileri demokrasi" de tartışılabilmektedir. Amaçlanan; susan, susturulan,

hukuksuzluklara boyun eğen, avukata ve mesleğe sahip çıkamayacak barolar yaratmaktır. Barolar susturulup, sindirildiğinde, arzulandığı gibi "uysal" ve "uyumlu" hale geldiklerinde, avukatlarına, hukuka sahip çıkamayacak ve böylece avukatlar daha kolay bir hedef haline gelecektir. Bunun sonucunda avukatlar artık belli davaları almakta tereddüt edecek, vatandaşlar savunmasız bırakılacak, haklarını arayamayacak. hak ihlalleri daha kolay hale gelecektir. Bu, düpedüz dikta özlemidir.

5- Toplumun bütün kesimleri susturulmakta, sindirilmektedir. Kısaca Türkiye ileri faşizmi yaşamaktadır. Mücadele yeni bir dönemece girmiştir.

6- Ancak hep söylediğimiz gibi avukatlar, barolar bu hukuksuzluklara ve saldırılara boyun eğmeyecekler, sonuna kadar direnecekler, meşru müdafaa haklarını kullanacaklardır. Bu süreçte toplumun tüm kesimlerinin, hak ve hukuklarının güvencesi olan avukatlara, barolara sahip çıkacağına inancımız tamdır.

7- Bu nedenlerle, son dönemlerde avukatlara, avukatlık mesleğine, meslek onuruna, barolara ve özellikle İstanbul Barosuna yönelik saldırıların, hukuksuzlukların, sindirme ve yıldırma girişimlerinin yoğunlaşması, tahammül edilemez ve tehditkar boyutlara ulaşması karşısında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu 07.02.2013 tarihli toplantıda, bu gündemle sınırlı olmak ve bu konuları görüşmek, bu saldırılara karşı hareket tarzını belirlemek üzere en üst organı olan İstanbul Barosu Genel Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırma, bu toplantıya TBB Başkan, yönetim kurulu ve tüm organlarını, tüm baro başkanlarını, ülkedeki tüm avukatları, hukuk fakültesi dekan ve öğretim üyelerini, ulusal ve uluslararası hukuk kurumlarını da davet etme kararı almıştır. Mesleğe, meslektaşa, Baroya yönelik saldırılara, tasfiye girişimi ve tezgahlarına en iyi cevabı Genel kurulumuz verecektir.






































Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur


  İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI