Herkesin, birbirini dinleyebildiğini söyleyen Kocasakal,  "Hukuk devletinde böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil; ama bu ortamı 12 yıldır siyasi gücü elinde tutan bu siyasi iktidar yarattı" dedi. Ses kayıtlarında yargıya müdahalenin görüldüğünü belirten Kocasakal, şunları ifade etti: "Zaten bırakın kaydı, Başbakan'ın, Adalet Bakanı'nın, birtakım Hükümet yetkililerinin zaten o kadar açık biçimde yargıya müdahale anlamına gelen aleni sözleri var ki açıklamalarında, böyle bir ses kaydına ihtiyaç yok. Daha dün Başbakan, 'İnlerine gireceğiz, davalar açacağız' dedi. Bu bile bir itiraf değil midir? Siz mi açacaksınız davaları, yoksa bağımsız yargı mı? Yargıyı açıkça tehdit eden Başbakan değil mi? Savcıya yönelik, 'Onunla daha işimiz bitmedi' diyen, Danıştay'ı, HSYK'yı tehdit eden Başbakan değil mi? Bunların hepsi zaten açıkça TCK 277'deki suçu oluşturan fiillerdir, kayda gerek yok. Son yapılan HSYK düzenlemesinden sonra her şey Bakanın iki dudağı arasındaysa, hangi savcı, hangi cesaretle böyle bir durumda soruşturma açacak? Böylece fiilen iktidara mensup olanlara suç işleme özgürlüğü ve ayrıcalığı yaratılmış oluyor. Bugün bu hukuki hesap yargı bağımsız olmadığı için sorulamayabilir ama bunların zaman aşımı uzundur. Bir gün yargı bağımsızlığına tekrar kavuştuğunda bu hesap hukuken sorulabilir."