Yazıya göre, adı geçen meslektaşlarımız için, Yönetim Kurulunca alınan karara katılan Başkan ve 8 Üye hakkında Silivri 2 Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış bulunan davanın iddianamesinin kabul tarihinden itibaren, bu kişilerin katılımıyla alınan kararların geçerli olmayacağı ileri sürülmektedir.

Adalet Bakanlığı tarafından iddia konusu edilen hususların hukuksal hiçbir dayanağının bulunmadığı ve bu çerçevede İstanbul Barosu Yönetim Kurulunun görevini sürdürmekte olduğu, yasal dayanakları ile birlikte önceki günlerde kamuoyuna açıklanmıştı. Bu husus, ayrıca TBB tarafından yayınlanan bildiri ve Genel Kurulumuzun sonuç bildirgesi ile de tevsik edilmiştir.

Bakanlık tarafından yürütülen süreç ise, Hukukun Üstünlüğü Grubu tarafından, Baromuza gönderilen ihtarnamenin bilgi ve “gereği” için Adalet Bakanlığına da gönderilmesi ile başlamıştır. Bakanlık, bu ihtarnamede ileri sürülen hususlara itibar etmek suretiyle, bu yönde işlem tesis etmiştir.

Bugün itibariyle, stajını tamamlayarak ruhsat bekleyen meslektaşlarımız açısından oluşan son durum ise doğrudan Avukatlık Yasasının 8. Maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre, “bir daha görüşülmek üzere” TBB’ne gönderilen kararlarla ilgili olarak TBB Yönetim Kurulunun 2/3 çoğunluğu ile verilen kararları takiben, ruhsat başvuruları “onaylanmış sayılacaktır”.    

TBB’nden alınan bilgiye göre, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu kararını kabul eden TBB Yönetim Kurulu, kendisine geri gönderilen kararı “aynen kabul ettiğine” dair kararını “oybirliği” ile almış bulunmaktadır. Anılan karar, gerekçeli olarak 18.04.2013 tarihinde Bakanlığa gönderilmiştir. Yasa hükmüne göre, bu son durum itibariyle ruhsat başvuruları onaylanmış olacaktır.

Bu çerçevede – gecikmeli de olsa - ruhsatların Baromuza gönderilmesi yasal zorunluluktur.

Bu noktadan itibaren sorun Adalet Bakanlığı tarafından, konunun idari dava konusu yapılıp yapılmayacağı ile ilgilidir. Avukatlık Yasasının 8.maddesinin 6. Fıkrası gereğince Adalet Bakanlığı tarafından; TBB Yönetim Kurulunca tesis edilen “ruhsat başvurusunun kabulüne dair kararın” iptali istemiyle, İdare Mahkemesinde dava açılması Bakanlığın ihtiyarındadır. Bakanlığın, devam eden süreci de dikkate alarak giderek artan ve yüzlerce meslektaşımızı ilgilendirecek olan sayıda dava açacağını “ummak istemiyoruz” .

Görüldüğü gibi, meslektaşlarımızın yaşadığı bu mağduriyet, İstanbul Barosu Yönetim Kurulunun bir işlemi ve iradesinden kaynaklanmamakta, Adalet Bakanlığının değerlendirme ve tercihini yansıtmaktadır. Nitekim, süreç TBB ile Adalet Bakanlığı arasında gelişmektedir.  Bu süreç tarafımızdan da hassasiyetle takip edilmektedir. Gerektiğinde daha ayrıntılı açıklama yapılacaktır.

Durum, meslektaşlarımıza saygı ile duyurulur.