İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, açılan bir soruşturma nedeniyle baro yönetiminin düştüğü yönündeki iddiaların gerçekdışı olduğunu vurgulayarak Bunun sindirme, gözdağı, yıldırma olduğu çok net anlaşılıyor dedi. Baro Yönetim Kurulu üyesi Hasan Kılıç da Baromuza yönelik 12 Eylülde bile yaşanmayan bir baskı söz konusu diye konuştu.

Kocasakal, 10 yöneticisine dava açılan İstanbul Barosu yönetiminin düştüğü iddiasına tepki gösterdi

‘Baro yönetimi görevinin başında’

İstanbul Haber Servisi- İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, baro yönetiminin düştüğü yönündeki iddiaların gerçekdışı olduğunu belirterek, Bunun bir sindirme, gözdağı, yıldırma olduğu çok net anlaşılıyor dedi.

AKP Milletvekili Bülent Turan, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri hakkında dava açıldığı için baro yönetiminin düştüğünü iddia etti. Ancak, Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi henüz iddianameyi kabul etmiş değil. Üstelik dava açılsa bile, baro seçimlerinden sonra açıldığı için İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyelerini hukuken etkilemeyecek. İddiaların doğru olmadığını belirten Kocasakal, Görevimizin başındayız. Avukatlık Kanununun 90. maddesine maalesef yanlış bir anlam yükleniyor. O madde seçilme yeterliliği ile ilgili ve seçimden önce ortaya çıkan bir hale ilişkin. Bir mahkumiyet kararı olmadan zaten bu maddeyi tatbik etmek çok mümkün değil dedi. Kocasakal, Balyoz davasının duruşmasında Mahkeme Başkanının, açıklamasını sonuna kadar dinlediğine dikkat çekerek şöyle devam etti:  Eğer mahkeme bizim yaptığımız davranışı bir suç olarak görseydi bizi dışarı çıkarabileceği gibi bizi o sırada tutuklayabilirdi. Sayın Başkan’ın tutanağa geçirdiği çok önemli bir cümlesi var; Siz de baro olarak hakkınızı kullanıyorsunuz gönül isterdi ki avukatlarınız bunu kullansın. Mahkeme, bu sözleriyle bizim herhangi bir suç işlemediğimizi, orada bir hakkı kullandığımızı bizzat kendisi onaylamıştır. Bunun arkasından bir suç duyurusu yapılıyor. 288. madde kapsamındaki suçların para cezasına dönüşmesi üzerine, 277. maddeden dava açılması gerçekten düşündürücü ve ilginç. Bunun bir sindirme, gözdağı, yıldırma olduğu çok net anlaşılıyor.

‘12 Eylül’de bile yapılmadı’

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Hasan Kılıç da, “Baro doğru bildiğini söylemekten vazgeçmeyen bir kurum. Başkanlarımızdan Orhan Adli Apaydının ölüm yıldönümü yaklaşıyor. Apaydın cezaevinde yaşamını yitirdi. 12 Eylül döneminde baronun kapısı mühürlendi. Yönetime karşı baskılar tarihsel bir süreç izliyor. Ancak 12 Eylül’de bile böyle bir uygulama olmadıdiye konuştu.