İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Yönetim Kurulu Üyeleri bugün bir basın toplantısı düzenleyerek, Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yönelik operasyonlara ve ÇHD üyesi bazı avukatların tutuklanmasına tepki gösterdi.

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Yönetim Kurulu Üyeleri bugün bir basın toplantısı düzenleyerek, Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yönelik operasyonlara ve ÇHD üyesi bazı avukatların tutuklanmasına tepki gösterdi. Yaşananları ileri faşizm olarak niteleyen İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, “Bu yaşananların adı ileri faşisizmdir ve hukuka darbedir. Sıradan faşizmi görürsünüz. Askerle görürsünüz, postalla görürsünüz. Ama hukuksuzluk ve zulüm yargı eliyle gerçekleştirilirse yapacak şeyiniz kalmıyor” diye konuştu. Avukatların boyun eğmeyen, biat etmeyen, hak ve hukuk uğruna direnen, mücadele eden, teslim olmayan bir tarihsel mirasın temsilcileri olduğunu söyleyen Kocasakal, ” Bu tür saldırılar bizleri yıldıramaz, hukuk ve demokrasi mücadelemizden alıkoyamaz. Adalet tutkumuz, talebimiz, meslek onurumuz her şeyin üzerindedir ” dedi.Kocasakal’ın bu sözleri İstanbul Barosu’nun Orhan Adli Apaydın Konferans salonunu tamamen dolduran avukatlar tarafından uzun süre alkışlandı.

“ARTIK YETER”

ÇHD’ye yönelik operasyona yerinde tanıklık ettiğini söyleyen İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, “Artık savunmaya, avukata yönelik bu saldırılar sistematik ve bilinçli bir noktaya gelmiştir. Tahammül edilemez bir noktaya ulaştı. Artık yeter dememiz lazım” diye konuştu.

AVUKATLAR ŞİDDETE MARUZ KALDI İDDİASI

Tutuklanan avukatların polis şiddetine maruz kaldığını öne süren Baro Başkanı Kocasakal, “Avukat meslektaşlarımız adliyeye getirildiğinde, kendilerinin kötü muameleye tabi tutulduğunu, zorla tükürük ve kan örneği alındığı tespit ettik. Bu kabul edilemez bir şey. Cmk 75 ve 76′ınca maddeler ‘sağlığına zarar vermemek kaydıyla’ diyor madde. Bununla ilgili düzenleme Anayasa’nın 38′inci maddeye aykırı. Kimse kendisi aleyhinde delil ibrazına zorlanamaz” dilye konuştu.

İSTANBUL EMNİYETİNE TEPKİ

Operasyonun ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün sitesinde yayımlanan “Basın Notu” başlıklı yazıya tepki gösteren ve yazıdaki “sol bir terör örgütü”nün “avukat yapılanması” içinde oldukları… Yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkenin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajanlık faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir” şeklindeki ifadelerin belirleme ile hüküm içerdiğini söyleyen Baro Başkanı Kacasakal, “Henüz daha iddianame bile düzenlenmemişken, hem iddia hem de yargılama makamı yerine geçerek hüküm oluşturmuştur. Bu durumda soruşturmanın kim tarafından yürütüldüğünü, yargılamanın kim tarafından yapılarak hüküm verildiğini, bir açıklama yapması gerekiyorsa bu yetki soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığına aitken, emniyetin hangi saik ve yetki ile böyle bir açıklama yapabildiğini sormak gerekir” diye konuştu. “Bu tür açıklamalardan sonra, emniyetin tarafsızlığına, topladığı delillerin sıhhatine nasıl güven duyulacaktır?” diye soran Kocasakal, tutuklanan Avukatların baktıkları davalarla ilgili hüküm verilemeyeceğini de sözlerine ekledi.

“KAÇAKCI DAVASINA BAKAN AVUKAT KAÇAKÇI OLMAZ”

“Bir avukatın kaçakçılık davasına bakması kendisini kaçakcı yapmıyorsa, eroin kaçakcısı davasına bakması kendisini eroin kaçakcısı yapmıyorsa, Siyasal davalara bakması da kendisini örgüt üyesi yapmaz” diye konuşan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, yapılanların avukatlık mesleği itibarsızlaştırma operasyonunun bir parçası olduğun öne sürdü.

DİRENEN AVUKATLAR KALDI

Siyasal iktidar tarafından kuşatılmış olan yargının bugün esir alındığını iddia eden Baro Başkanı Kocasakal, “Direnen bir tek avukat ve bazı barolar kaldı. Sıra avukata ve savunmaya geldi” dedi. Avukatların suç işleme özgürlüğü olamayacağını belirten Kocasakal, “Bu suçun çok somut delillere dayandırılması gerekir. Hiçbir hukuk devletinde savunmayı temsil eden avukata bu denli kolaylıkla, soyut ifade ve gerekçelerle suç isnadı, gözaltı, arama ve tutuklama gibi uygulamaların yapılması mümkün değildir ve olamaz. Avukatlık onuruna, saygınlığına karşı bir saldırı söz konusudur. Esasen bu saldırı, aynı zamanda ve daha çok bizzat halkın hak arama özgürlüğü ve savunma hakkına yönelmektedir. Gerçekten halkın hak arama özgürlüğünün ve savunma hakkının vasıtası, güvencesi, sigortası olan avukata yönelik bu saldırı ve hukuksuzluklarla halkın hukuk güvenliği yok edilmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.

“AVUKATA BUNLAR YAPILIYORSA VATANDAŞA NELER YAPILMAZ”

Avukata bu denli kolayca soyut belirlemelerle suç isnadı yöneltilip tutuklanabilmekteyse, bu hukuksuzluklar yapılabilmekteyse yurttaşlarımızın nasıl hukuk güvenliği içinde olabileceğini herkesin düşünmesi gerekir” diyen Kocasakal sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaygı verici olan ise bunların yargı eliyle yapılmasıdır. Oysa savunmayı savunması gereken kurumların başında yargı gelmektedir. Bu yaşananların adı ileri faşizmdir, hukuka darbedir. Ancak bilinmelidir ki, hep belirttiğimiz üzere avukatlar, boyun eğmeyen, biat etmeyen, hak ve hukuk uğruna direnen, mücadele eden, teslim olmayan bir tarihsel mirasın temsilcileridir. Bu tür saldırılar bizleri yıldıramaz, hukuk ve demokrasi mücadelemizden alıkoyamaz. Adalet tutkumuz, talebimiz, meslek onurumuz her şeyin üzerindedir. Bedel ödemeye hazır olduğumuzu ve mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi herkese duyururuz….”

DHA