Bankaların bir süredir stresle beklediği Rekabet Kurulu’nun soruşturması sonuçlandı. Kurul, 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında birlik oluşturarak veya anlaşmalarla ya da uyumlu davranışları ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlal ettiğini tespit etti ve bu bankalara toplam 1.116.957.468,76-TL idari para cezası verdi.

Oysa ki bankalar, sadece BDDK’nın hakim olduğu bir sahada korunduklarını sanıyorlardı. BDDK ise denetleme görevini yapmayı uzun süredir pek hatırlamıyor. Müşterisinin sırlarını ifşa eden bankayı şikayet ettik, Bankacılık Yasasının açık hükmüne rağmen “ben karışmam, git dava aç” dedi. Tezgahüstü piyasalardaki opsiyon işlemlerine ilişkin problemler var, denetle dedik ya da Finansal Kiralama şirketleri haksız ve hukuka aykırı olarak leasingli malları müşterilerinin elinden alıyor, sonra da değerinin çok altında birtakım kişilere satıyor, bundan kimler nemalanıyor dedik, cevap bile vermedi. Yani bankalar, BDDK’nın kendilerine sağladığı dokunulmaz alanda her şeyi yapabileceklerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin herkese uygulanan yasalarının onlara uygulanamayacağını sandılar. Körün gözüne sokarcasına yaptıkları anlaşmalar ve uyumlu eylemler, artık Rekabet Kurulu’nu hareket etmek zorunda bıraktı.

12 bankaya kesilen idari para cezası, bankacılık sektörünün 2012 yılında elde ettiği karın yüzde 4,7'sine denk geliyor. Oysa yasa gereğince bir önceki yılın cirosunun %10’una kadar ceza verilebilir. Buna rağmen bankalar veryansın ediyorlar. Bundan sonra rekabet kanununda kendilerini koruyacak ya da bu kanundan muaf tutacak düzenlemeler yapmak için kulis yapacak, gazetelerdeki kalemşörleri aracılığı ile kamuoyu yaratmaya kalkacaklar. Tıpkı Borçlar Kanunu’ndaki kefalette eşin rızasının kaldırılması için kendilerine istisna getirmek istedikleri gibi.

Daha dün BDDK’nın kollarında yaşarken, plaza odalarında yaptıkları rekabeti ortadan kaldıran anlaşmalar ile müşterilerinden daha fazla para kazanırken, şimdi rekabet kanununa da tabi oldular. Bir sosyal medya tabiri olarak, Rekabet Kurulu, bankacılık sektörünü “dürttü” ve “uyan da kendine çeki düzen ver” dedi. Ama Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu’un nimetleri daha bitmedi.

Bankaların rekabet hukukunun ihlal eden davranışları, sadece rekabet hukukuna ilişkin sonuçlar doğurmamakta, özel hukuka ilişkin de sonuçlar doğurmaktadır. Diğer bir deyişle, bankaların rekabeti ihlal etmeleri bir haksız fiil niteliğinde olduğundan, RKHK’nın 57. maddesi gereğince, bankaların tüketicilere karşı tazminat sorumluluğu doğdu.

RKHK’ndaki tazminat davasının, davacı açısından Borçlar Kanunu’ndaki tazminat davasından daha avantajlı yönleri bulunmaktadır. Rekabetin ihlalinden zarar gören rakipler, müşteriler ve tüketiciler, zararlarının 3 katına varan oranda tazminat davası açabilecektir. Bu durumda, 12 bankanın dışındaki rakip bankalar, müşteriler ve tüketiciler, Rekabet Kurulu’nun idari para cezası verdiği bankaların rekabeti ihlal etmelerin nedeniyle zarara uğramışlarsa, önümüzdeki günlerde yeni davalara tanıklık edeceğiz.

Bankacılık sektöründe de tatlı rüya bitti, bundan sonra oralarda da herkes gibi hukuk önünde eşit olduğunu unutmamalı.