Milletyetçi Avukatlar Grubu Başkan Adayı Ali Rıza Kaplan, Baro'nun 198 yılından beri aynı grularca yönetildiğini söylereyerek, mevcut baro yönetiminin, istenmeyen yasalar karşısında hükümete karşı "Kırmızı Kart Göstermek" faaliyetinden öteye gidemeğini vurguladı.

Adaletbiz/Yeşim TURAN;
Milliyetçi Avukatlar Grubu hakkında bizi bilgilendir misiniz?

 

Av. Ali Rıza KAPLAN ; İstanbul Barosuna bağlı bir grup Avukat İSTANBUL MİLLİYETÇİ AVUKATLAR GRUBU  ismi altında 17.11.2012 günü toplanarak bir istişare toplantısı düzenlemiş ve önümüzdeki yıllarda yapılacak  Baro Başkanlığı ve Yönetim seçimlerinde birlikte hareket etme kararı almışlardır.

 

"İSTANBUL MİLLİYETÇİ AVUKATLAR GRUBU Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim, böyle doğdum ve böyle öleceğim" özdeyişini temel ilke alan, avukatlık mesleğinin sorunlarını tartışmak ve çözüm önerilerini sunmak amacıyla Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemini içtimai görüş olarak benimsemiş avukatlarca kurulmuştur. Kuruluş toplantısında toplantısın da hukukun milli mesele olduğu, milliyetçi avukatların İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu adı altında teşkilatlanarak 2014 baro seçimlerine katılması, avukatlık mesleğinin sorunlarına çözüm üretilmesi amacı ile çalışmalar yapılması ve kendisini Türk Milliyetçisi olarak gören tüm meslektaşların tek çatı altında teşkilatlanması prensip kararı olarak alınmıştır. Kısa adı İMAG olan grubumuz kurulduğu iki yıla yakın dönemde etkili faaliyetlerde bulunmuştur.

 

Gerek toplumu ilgilendiren hususlarda, gerekse mesleği ilgilendiren hususlarda öneri ve görüşlerimizi, sanal ortamda ki iletişim imkanları yanı sıra  İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu Bülteni ismindeki, ücretsiz olarak Baro odalarında meslektaşlarımızın beğenisine sunduğumuz süreli yayınımız ile mütemadiyen kamuoyu ve meslektaşlarımız ile paylaşmaktayız. 

İMAG olarak güncel önemli hukuki konularda da görüşlerimizi bahsettiğimiz iletişim organları ile kamuoyuna sunmaktayız. Bilhassa bünyemizde oluşturduğumuz İMAG Mevzuatları İnceleme Komisyonu meri hukukun gelişimi için çalışmakta güncel konularda kanun teklifleri hazırlayıp TBMM’ ndeki siyasi partilere göndermektedir. Böylece avukatlık mesleğinin aynı zamanda kamu hizmeti  olan kısmına hizmet etmekte olduğumuzu düşünüyoruz. 

Güncel hukuki konular yanında İMAG , ülke sorunları ile de yakından ilgilenmektedir. Bunu  da toplumun münevver kesimi olan avukatların, topluma yol gösterici ve örnek olma  vazifeleri olduğunun bilincinde olarak yapmaktadır.

Adaletbiz/Yeşim TURAN; Grup isminizin siyasal bir anlamı ve mesajı var mı?


Av. Ali Rıza KAPLAN ; Eee haliyle adı “milliyetçi” olan bir grubun siyasi bir anlamı ve mesajı olmaması mümkün müdür? Biz yaptığımız tüm çağrılarda ve bültenlerimizde ilkelerimizi açıklarken bu hususa yani TÜRK MİLLİYETÇİSİ olduğumuz hususuna sürekli baskı yapıyoruz.

Bizim için en yalın ifadesiyle “Biz hep birlikte Türk milletiyiz” düsturu ile açıkladığımız müspet milliyetçilik anlayışımızda “Ne Mutlu Türküm Diyene”  demekten gocunmayan, andımızın okullardan kaldırılmasından rahatsız olan, Atamızın manevi şahsiyetine ve kutsal bayrağımıza yapılan saldırılardan rahatsız olan herkese grubumuz sempati ile bakmaktadır.

Türk Milliyetçiliği Fikir Sisteminin sanatkâr fikir önderlerinden “Dilde Fikirde İşte Birlik” diyerek tüm Türk Dünyasına bir okul olmuş  Gaspralı İsmail Bey’den, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinin mimarı  ve Atatürk’ünde fikir hocaları Ziya Gökalp  ve Yusuf Akçura  beylere;

Bayrak şairi Arif Nihat Asya’dan, Vatan şairi Orhan Şaik Gökyay’a, Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a, kadar; Yahya Kemal ’den,  “Ben Afrika’da doğmuş bir zenci olsam, bugünkü şartlarda yine de Türk Milliyetçisi olurdum” diyen  Ahmet Arvasi Hocaya  kadar,  Osman Turan dan, Erol Güngör Hocadan  ve tarihçi, şair ve romancı  NİHAL ATSIZ BEYE  kadar ismini burada sayamayacağımız kadar çok olan, her yelpazedeki Türk Milliyetçisi fikir ve sanat adamlarına gönül vermiş , TESTİSİNİ TÜRKLÜK PINARINDAN DOLDURMUŞ  tüm avukat meslektaşlarımızın BU GRUPTA HAKKI VARDIR YERİ VARDIR. 

Grubumuzun sosyal hayattaki siyasal mesajı Tam Bağımsız, Demokratik, milli Cumhuriyet yönetimi ile hukukun evrensel ve milli kurallarının fertler için tam manasıyla uygulanmasıdır.

İMAG gelecek nesillere de aktarılabilecek, Tüm ülkede tanınan, ETKİN, MİLLİ DURUŞA SAHİP milliyetçi bir grup bilinci ve yapılanmasını sağlamak için kurulmuştur. 

Avukatlar,  savunma hakkının temsilcisi ve mahkemelerin temel süjelerinden biri olarak;  yargının işleyişinde, adaletin tevziinde ve dolayısıyla sağlıklı bir sosyal yapının oluşturulmasında hayatî  fonksiyonlar üstlenmektedir. Bu hayatî fonksiyonların icrasında rol alan ve avukatların meslekî örgütlenmesi olan barolar; gerek avukatlık mesleğinin, gerek adalet hizmetlerinin, gerekse bütün ülkenin sorunları hakkında hukukun, vicdanın, millî ve insanî değerlerin sözcülüğünü yapmak ve bu minvalde bir tavır sahibi olmak durumundadır.

Milliyetçi Avukatlar olarak biz, yargı erkinin bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanılmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Adil yargılanma ve savunma hakkının kutsallığı bizim temel inançlarımızdandır.

Temel insan haklarını ve katılımcı demokrasi idealini özümseyen grubumuz, bu kavramların terör ve bölücülüğe perde olarak kullanılmasına asla müsaade etmeyecektir. Terör ve şiddet yöntemleri ile bölücü ve hain emellerini dayatanlara, bu dayatma taleplerin müzakereye açılmasını isteyerek sözde çözüm arayanlara, bu yöntem ile gerçekte ülke ve milletimizin bölünmesini isteyenlere, açılım masallarıyla Milletimizi aldatmaya çalışanlara, korku ve sindirme ile toplumu kendi görüşleri doğrultusunda yargı yolu ile dönüştürmeye çalışanlara, mahkemelerimizin Türk Milleti adına karar verdiğini ve gelecekte de Türk Milleti adına karar vermeye devam edeceğini haykırıyoruz.

Sonuç olarak; gerek hukuk dünyası ve gerekse avukatlık mesleği köklü sorunlarla karşı karşıyadır. Bu meselelerin çözümü  bizce “MİLLİ ŞUUR VE DURUŞ” gerektirmektedir. İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu, bu şuur ve duruşa, sahip tek gruptur.


Bu itibarla “Milli şuura sahip, Bağımsız Baro” ilkesine  ve “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi”  ülküsüne inanan tüm meslektaşlarımızı, bizimle BİRLİKTE MÜCADELEYE  ve  İSTANBUL MİLLİYETÇİ AVUKATLAR GRUBU’N DA   BİR OLMAYA davet ediyoruz!

Adaletbiz/Yeşim TURAN; Ümit Kocasakal’ın “Majestelerinin barosu” sloganıyla ilgili düşünceniz nelerdir?

BARO 1988 YILINDAN BERİ AYNI GRUPLARCA YÖNETİLMEKETEDİR.

Av. Ali Rıza KAPLAN ; Bu tür tabirleri entel fantezi  olarak görüyorum. Baro az öncede söylediğim gibi 1988 yılından beri aynı siyasi içtimai görüşü mensup gruplarca  yönetilmektedir. Yani Çağdaş Avukatlar Grubu, bunların daha sonra ikiye, üçe, dörde bölünmeleri mühim değildir. Neticeten aynı fikir kaynağından beslenmektedirler. Önce ilke Çağdaş Avukatlar Grubu ise 2002 senesinden beri yönetimdedir. Sayın Başkan üçüncü dönemdir seçime giriyor. Kendisi ve ekibi yıllardır baroyu iyi yönetememiştir. Yönetim kurulu üyelerinde on yıldır seçilip görev yapan meslektaşlarımız vardır. Zatıâlilerinin Başkanlığa ilk gelişi, adaylık süreci, üye ve delege belirleme süreçlerinin kendi söylemlerinin aksine anti demokratik olduğunu ve başkanın Baro idaresinde tiranlığa gittiğini kendi gruplarına mensup meslektaşlarımız söylemektedirler. Bu durumda öyle sanıyorum ki majesteleri Sayın Başkan oluyor. Majestelerinin Barosu ’da kendi yönettiği baro oluyor diye düşünüyorum. J)


Adaletbiz/Yeşim TURAN; Yargıdaki gelişmelerle ilgili ne düşünüyorsunuz? Paralel Yargı, HSYK seçimleri konularında neler düşünüyorsunuz?

BİZLER İMAG OLARAK YARGININ TARAFSIZLIĞI VE TAM BAĞIMSIZLIĞINDAN YANAYIZ.


Av. Ali Rıza KAPLAN ; Kuvvetler ayrılığı, iktidarın tek elde toplanmasını ve devletin yozlaşmış bir zulüm aracına dönüşmesini engelleyen en önemli prensiplerden biridir.

Bu doğrultuda, özellikle yargı erkinin yasama ve yürütmeden ayrılması ve tam manasıyla bağımsız olması gerekir.

Ne yazık ki Türkiye de yargı, her dönemde yasama ve yürütmeyi elinde bulunduran iktidarlarca baskı altına alınmaya çalışılmış, adaletin tecelligâhı olan mahkemeler siyasî ihtiraslara râm edilmiş, hukukun ve hukukçunun izzeti örselenmiştir. Maalesef son dönemde yürütmenin baskısı her zamankinden fazla artmış, siyasi iktidarı elinde bulunduranların keyfi uygulamaları yargıyı da etkilemiştir. Kimilerinin ayağına hâkim götürülmüş, çadır kurularak yargılama yapılmış, kimileri de hapishanelerde yargılanır hale gelmiştir. Bizler İMAG olarak Yargının tarafsızlığı ve tam bağımsızlığından yanayız.

Evet Yargı tam bağımsız ve tarafsız olmalıdır, paralel üçgen kare vb. olmamalıdır. Ancak şuda unutulmasın ki , paralel lafını ortaya atanlar,  her konuda 12 yıldır birlikte hareket ettikleri ve ülkenin demokratik hukuk devleti yapısını birlikte örseledikleri kişilerden oluşan bir grup hakim savcıya paralel yargı, çete, haşhaşi vb. isimler takmışlardır.

Yürütme organı temsilcileri de, onların HSYK’na ve önemli mahkeme ve savcılıklar ile yüksek mahkemelere, siyasi görüşleri sebebiyle atadıkları yargı bürokratlarının da samimi olmadıkların düşünüyorum. En azından toplumun genelinde de  maalesef böyle bir yargı oluşmuştur.

HSYK seçimlerine gelince;  elbette yargı bürokrasisinin, demokratik yollarla kendilerini yönetecek HSYK’na üye seçmeleri  güzel bir uygulamadır. Ancak Türkiye muhakkak surette Yürütme başkan ve ajanlarının yargıyı baskı altına alma girişimlerini akim bırakacak objektif sistemi mutlaka acil gerçekleştirmelidir. Aksi halde HSYK seçimleri dolayısıyla  tarafsız,  bağımsız yargı ideası her dönemde şaibe altında kalır.


Adaletbiz/Yeşim TURAN; Özel Yetkili Mahkemelerin yerine gelen Sulh Ceza Hâkimliği için görüşleriniz nelerdir?

Av. Ali Rıza KAPLAN ; Bizce bu ÖYM’ lerin hukuka aykırı, Yürütme organının sözünden çıkmayan kararları açısından değişen bir şey olmamıştır. Mahkemelerin adını ne koyarsanız koyun. İster engizisyon ister özgürlükler mahkemesi  koyun, hukuki düşünce mantığını yerleştiremediğiniz müddetçe, etkili, yansız, bağımsız karar almanız mümkün olmayacaktır. Türkiye’de yıllardır   muhalefet partileri yargı bağımsızlığının olmadığından bunun da en büyük sebebinin HSYK Başkanı’nın Adalet Bakanı ve müsteşarı olmasından yakınır. İktidara gelince de bu yanlışlığı düzeltmek yerine bu oligark yapıyı kendi lehlerine değiştirmek için mücadele ederler. HAKİM BAĞIMSIZLIĞI VE HAKİM TEMİNATI ilkeleri tam manasıyla oturtulamadığı müddetçe hiçbirimizin hukuki güvenliği yoktur. Olmayacaktır.

Adaletbiz/Yeşim TURAN; Kamuoyunda tartışılan Türban yönetmeliği ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Av. Ali Rıza KAPLAN ; Şimdi efendim din ve vicdan hürriyeti ve bu hürriyetin kullanımı kamu düzenini, kamu esenliğini, dirliğini bozmadıkça serbesttir. Bu türban konusu yıllardır ülkemizde lüzumsuz  suni bir konu olarak bir kısım mercilerce  kamuoyunu meşgul etmesi için ileri sürülmektedir. Türban belli mahfiller tarafından siyasi istismar konusu yapılmaktadır. Ben Av. Ali Rıza Kaplan olarak şahsi görüşümü söyleyeceğim 6 yaşındaki 10 yaşındaki çocukların henüz siyasi dini konuları kavrayamamış ergenlerin arasında ayrımcılık ortaya koyacağını düşünüyorum. Ancak Üniversite’de başörtüsünün Türk geleneklerine uygun şekilde takılmasına karşı değilim. Bu meyanda ferdin kendi şahsi fikir hürriyeti ve onun kullanımı olarak görüyorum. Yanlık ilk okula orta okula liseye giden çocuklarımızın üzerinde yegane hak sahibi ebeveynidir mantığı ile ancak birbirini anlamayan birbirleri ile iletişim kurmayan birbirlerine zıt hatta düşman gözle bakan bir nesil yerleştirmiş oluruz. Siyasi simge olarak da maalesef mevcut iktidarca kitleleri uyuşturmak için kullanılıp istismar edilmiş olan türban ( başörtüsü)  takıp takmamaya çocuğun çocukluktan çıktıktan sonra en azından 18 yaşından sonra kendi hür iradesiyle karar vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Bunu haricinde genel olarak kamuda ve üniversitede olan fertlerin, hür iradeleri çerçevesinde dini ve vicdani inanışlarıyla başörtüsü takma serbestliğini saygı duyulması gerekli manevi değerler olarak görürüm.

Adaletbiz/Yeşim TURAN; İstanbul Barosu yargıdaki bu gelişmeler karşısında tavrını nasıl buluyorsunuz?

Mevcut Baro Yönetimi İstenmeyen Yasalar İçin Hükümete Kırmızı Kart Göstermek Faaliyetinden Öteye Gidememiştir.

Av. Ali Rıza KAPLAN ; İstanbul barosunun bilhassa başkan ve üyelerinin kandilleri hakkında açılan davadan sonra etkin sivil toplum kuruşu muhalefeti yapmaktan yavaş yavaş uzaklaştığını sezinlemekteyiz. Ülke genelindeki hukuk ihlalleri insan hakları ihlalleri konusunda ki faaliyetlerini  tepkilerini son derece yetersiz buluyorum. Evvelden beri İstanbul Barosu’nun; Hukukun Üstünlüğü, İnsan hakları konularında zaman zaman bizce de tarafgir, yanlı olarak eleştirdiğimiz tavırlarına rağmen protest, muhalif bir duruşu var idi. Sayın Başkan yönetiminde bu protest tavırlar sadece istenmeyen yasalar için hükümete kırmızı kart göstermek faaliyetinden öteye gidememiştir. Dünyanın en büyük barosu, bırakınız yargıdaki politik, bürokratik gelişmeleri; üyelerinin hak ve yetkilerini dahi kanuni teminat altına alamaz, her geçen gün bir yetkisini hakkını yürütme erkine kaptırır duruma getirilmiştir.

Adaletbiz/Yeşim TURAN; Mesleki sorunlar hakkında ki görüşleriniz ve planlarınız nelerdir?

Av. Ali Rıza KAPLAN ; Her şeyden önce ülkemizin ve milletimizin özerklik bölünme gibi kavramlara algı operasyonları ile alıştırılmaya çalışıldığı, Kurucu irade tarafından Türk milliyetçiliği fikir sistemi çerçevesinde kurulmuş olan devletimizin temel felsefesinin mimarlarının müzesinin yağmalandığı, al yıldızlı bayrağımız ve ulusumuzun son kurtarıcısı Atatürk’ümüzün büstlerinin küresel güçlerin uşaklarınca yağmalandığı bir ortamda meselelerin çözümü MİLLİ ŞUUR ve  MİLLİ DURUŞA gerektirmektedir.

Mesleki meselelerin çözümü içinde inatla fikri takip ve yeni bir nefes yeni bir ses gerekmektedir. Bu diğer gruplarda olan bir haslet değildir. Biz İMAG olarak meseleler ve bunlara çözüm önerilerimizi bir bülten ile meslektaşlarımıza sunduk. Baro odalarında dağıtılmaktadır.

Baro yönetimi her şeyden önce İMAG yönetiminde şeffaf ve katılımcı olacaktır. Baro seçimleri sonucu ne olursa olsun diğer gruplarında ikişer temsilci ile temsil edildiği bir düşünce  ve danışma kurulu kurup böylelikle yönetimin danışabileceği eski tabirle meşveret eyleyeceği bir yapı kuracağız. Böylelikle çoğulculuk  ve şeffaflık ilkesini harekete geçirmiş olacağız.

Kısa adı OSO olan (Ortak satın alma Organizasyonu) ile avukatlarımızdan talep alma yöntemi ile belli sayıda meslektaşın toplanması ile çeşitli  firmalardan toptan fiyatın ile alımlara yapma organizasyonu kuracağız. Bu sayede mesele bin kişilik bir talep ile vasıta olur, gayrimenkul olur, bilgisayar vb. ihtiyaçlar olur belli firmalara gidildiğinde verecekleri fiyatlar çok daha avantajlı olacaktır. Bu tür organizasyonları Avrupa da başarıyla STK  lar üyeleri için yapmaktadırlar. İMAG olarak bizde yapacağız.

AVUKAT MORAL EVİ ve HUZUR EVİ yapacağız ve bunlar aynı mekan içerisinde olacaktır. Böylece genç meslektaş Avukat evine geldiğinde huzurevindeki meslektaşını da ziyaret edip mesleki tecrübelerinden istifade edebilecektir.

İMAG yönetiminde Baro çevreci ve Hayvan Haklarına duyarlı bir yönetim anlayışı sergileyecek. Bir ton kağıt için altı ton ağaç kesilmektedir. Bu itibarla Baro yönetiminin reklamını yapan aylık bülten yerine internet siteleri kuracağız. Elektronik iletişimi zenginleştirerek posta giderleri ve kağıt israfını önleyeceğiz. Her şeyden önce de yetkili Bakanlıklar ile görüşerek bir ormanlandırılacak alan tahsisi sağlayacağız ve listeye kaydolan her avukat için iki ağaç dikeceği bu ağ3açlardan birinin adı ay diğerinin yıldız olacak. Böylece İstanbul Barosu AYYILDIZ ORMANI olacağız. Burada bir veteriner eşliğinde çalışan personeli ile  HAYVAN BARINAĞI kuracağız.

Avukatlık hak ve yetkilerini tırpanlayan toplumun hak arama ve hak savunması önündeki tüm engelleri kaldırmak için mevzuatları inceleme komisyonu kurarak Yasama Organı üzerinde etkin baskı oluşturacağız.

OSO sistemimiz ile servis araçlarımızı satın alıp baro envanterine geçirip kiralık sistemden kurtulacağız.

CMK ve ADLİ YARDIM ücretlerinin artırılması için daha önceki yönetimlerin cesaret edemediği protesto eylemlerini mutlaka yapacağız. Ya avukatın hak ettiği ücreti Yürütme Organının başı verecek yahut da bir tek avukat görevlendirmeyeceğiz. Bu yönetim grubu evvelce avukat görevlendirmeme eylemini Adalet Bakanı’nın Baro Başkanlarını yargılarız tehdidi ile birinci saatinde bitirmiş ancak yarım gün eylem yapabilmiştir. İMAG aktif dinamik ve cesur kadroları ile CMK Avukatları haklarını alana kadar eylemi sürdürecektir.

Ülkemiz hep yüzünü batıya dönmüştür, oysa ki 300 milyonluk bir TÜRK DÜNYASI gerçeği vardır. Biz her sene muhakkak “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” şiarıyla “Türk Dünyası Avukatları Hukuk Kurultayı” düzenleyeceğiz.

Kamu avukatlarının kangren olmuş sorunları yakından ilgilenilecektir. Bilhassa Avukat olmayan bürokratın kamu avukatının şefi, müdürü olması uygulamasına son verilmesi için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Hakim ve savcılarla denk maaş almalarını sağlamak amacımızdır. Hukuki sigortalarının kurumca yapılması gereklidir.

ARABULUCULUK vb . eğitimlerin Baro Sürekli Eğitim Merkezi tarafında ücretsiz yahut cüzi ücretlerle yapılması sağlanacaktır. Tüm mevzuat ve içtihatlara üyelerimiz ücretsiz istifadesine sunulacaktır.

Duruşma kapılarında beklemeye son vereceğiz. Kuracağımız sistem sitem ile duruşma saati avukatlara sinyal olarak gidecek. Böylece meslektaşlar duruşma kapısında dikilmek yerine baro odasında dinlenerek duruşmasını bekleyecektir.

Stajyer avukatlara karşılıksız burs ve sağlık güvencesi temin edeceğiz. Mesleğe yeni başlayan ihtiyaç sahibi meslektaşlara kira yardımı yapılacaktır.

Baro ’da stajyer avukatlardan ve beş yıla kadar kıdemli avukatlardan oluşan GENÇ AVUKATLAR KOMİSYONU kurulacak ve sorunlarına duyarsız kalınmayacaktır.

Dünyanın en pahalı adaleti Türkiye’dedir. Pırlantadan %0 KDV alan hükümet Avukatlık hizmetinden % 18  KDV ve stopaj almaktadır. Bu oranların düşmesi için mücadele edip, muhakkak olumlu bir sonuç alana kadar işin peşini bırakmayacağız.

Baro ya yapılan her türlü bilgi edinme başvurusuna makul mantıklı olaya hukuka uygun cevaplar verilecektir. Hiçbir dilekçe cevapsız bırakılmayacaktır.

Avukatlara YEŞİL PASAPORT ve vize kolaylığı için mücadele edilecektir. Adliye binalarında avukatların her türlü insani ihtiyaçlarını giderebilecekleri mekanlar oluşturulması için çalışılacaktır.

Avukatların daha binlerce sorunu vardır. Asıl olan bizim için bu sorunların üzerine göstermelik şekilde şov amaçlı değil de, gerçekten sorunu çözmek için gidilmesi gerekliliğidir. Bana göre İMAG kadroları da bu kararlılığa sahip tek gruptur.

Adaletbiz/Yeşim TURAN; Diğer adaylarla ilgili söylemek istedikleriniz var mı?

Av. Ali Rıza KAPLAN ; Tüm başkan adayları, üyeler ve delegasyon adayı olan meslektaşlarımıza bu  demokratik yarışta başarılar diliyorum. Genel kurulumuzun meslek vakarına yakışır bir şekilde ve  bir şenlik havasında geçmesini temenni ederim.

Adaletbiz/Yeşim TURAN;  Son olarak eklemek istedikleriniz…

Av. Ali Rıza KAPLAN ; Efendim İstanbul barosu 136 yıl önce 5 nisan 1878 yılında kurulmuş olup ilk defa Türk Milliyetçisi olduğunu alenen ifade eden bir grup olarak İMAG seçime girmektedir. Diğer tüm içtimai görüş sahibi olan gruplar gerek birbirleriyle ittifak ederek, gerekse müstakilen seçimlere girdiler. Baro yönetim tarihimize bir göz attığımızda 12.Eylül darbesi sonrası 1988 senesinden beri baro 26 senedir, hep aynı yönetim anlayışına sahip ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU tarafından yönetilmiş ve maalesef avukat sorunları dağları aşmıştır. Biz İMAG olarak az önce sizlere anlattığım projelerimiz ve ilkelerimiz ile genç, taze, yeni bir ses ve yeni bir nefesiz bu itibarla mesleki itibar için, adalet için, hukuk güvenliği için, etkin avukat için meslektaşlarımızı İSTANBUL MİLLİYETÇİ AVUKATLAR GRUBU’  na oy vermeye davet ediyorum. Sizlere de bize bu iletişim imkânını tanığınız için teşekkür ederim.


TEŞEKKÜRLER

Adaletbiz/ Yeşim TURAN