İstanbul Barosu dünyanın en büyük barosu. Dünyanın en büyük barosu olmak onun levhasında ismimizin yazılı olması hayatımız boyunca ciddi avantajlar oluşturacak. Özellikle bunu şehir dışına çıktığınızda hissedeceksiniz ancak benim size anlatmak istediğimiz bu avantajlar değil. Benim size anlatmak istediğim bu avantajlar karşısında ve bize yüklenen sorumluluklarımız… Biz dünyada kutsal bir iş yapıyoruz. Biz yurttaşların hak arama özgürlüğünün temsilcileriyiz. Avukat olmazsa yurttaşlar hak arama özgürlüklerini yeterince kullanamıyorlar. Mesleğinin kutsiyetini anladığınızda bu kutsiyeti içselleştirdiğinizde gerçekten heyecan duyusalı bir mesleğe başladığınızı fark edeceksiniz. Avukatlık bir yaşam biçimidir.

Sevgili meslektaşlarım, bizi bir tek silahımız var onun adı da bilgi.  Avukatlıkta nasıl bir deneyime sahip olursanız olun, nereye gelmiş olursanız olun bilgi eksikliğinizi giderdiğiniz, bilgi açlığınızı giderdiğiniz bir duyguya kapılmayın. Avukatlıkta ben oldum yok. Avukat sürekli bilgi edinme ihtiyacı içerisinde olan kişidir ve bilgi ile ancak bir şeyleri elde edebilecektir. Bir insan size bir vekâletname ile bir yaşamsal sorumluluğu sizin üzerinize bırakıp gidiyor.  Bu büyük bir sorumluluktur ve bu sorumluluğum parçası bilgidir. Yaşamanız boyunca bilgi açlığınızı giderdiğiniz gibi bir duyguya asla kapılmayın. Ben oldum gibi bir duygu sizi asla sarmasın. Bu avukatlığın başladığı nokta değil, avukatlığın bittiği noktadır.  Kendini büyük görmez avukat. Avukatlar toplum önderidir.

Burası kendisine hukuk devleti diyen bir ülke olabilseydi, bağımsız ve tarafsız bir ülke olabilseydi, şimdi burada konuşmayı kesip, ruhsatları verip sizleri övünçle adliye saraylarının içerisine salmak gerekirdi.

Adalet ekmek gibi su gibi gereklidir. Bizim yurttaşlarımız su istiyor, ekmek istiyor ama adalet istemiyor. Böyle bir sıkıntımız var bizim… adalet istemeyince bir anda adaletsiz bir toplum ortaya çıkıyor. Kamu hukukundan biliyoruz, bir toplum adaletsiz hale gelirse eğer ister istemez birinin adaleti işlemeye başlar orada… Birini adaleti adaletsizliktir ama “adalet” diye yutturulmaya başlanır. Mesela genelkurmay başkanını terör örgütünün lideri olur ve kimsenin gıkı da çıkmaz. Çünkü bir adalet talebi yoktur. Adaleti yaşam olduğunu ve adaletin olmadığı yerde yaşamın olamayacağını topluma anlatmamız gerekiyor. Adalet olmasa da olur denilecek bir kavram değildir. Bunu mutlaka topluma anlatmamız gerekiyor.  Adaleti, tek kişinin adaletine bırakmamamız gerekiyor, mesela o tek kişi bir telefonla adalet bakanını arayıp, mutlaka o mahkum olmalı deyip şikayette bulunduğu bir toplum düzeninden ve onun adaletinden söz etmememiz gerekiyor.

Bir de sizlere özür dileyerek söylemek gerekiyor diye düşünüyorum ve özür diliyorum, ben avukatlığına başlayalı 32 yıl oldu burada ben den daha çok yıllarını veren meslektaşlarım da var. Sizlere maalesef özür dileyerek, yargısı bağımsız ve tarafsız bir ülke teslim edemiyoruz. Biz yapamadık özür dileriz ama siz yapın ne olur.  Siz bu mücadelenin içerisinde olun. Siz yapın lütfen. Bu ülkenin yargısını bağımsız ve tarafsız hale getirmeniz gerekiyor. İster sağcı, ister solcu olun ama bağımsız ve tarafsız bir yargı için çalışın ve ülkenizin yargısını bağımsız kılın. 


İstanbul Barosu Stajyer avukatları törenle ruhsatlarını aldı