Basın Toplantısında, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Av. Ufuk Özkap, Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Füsun Dikmenli, Av. Aydeniz Alisbah Tuskan, Av. Süreyya Turan, Av. Turgay Demirci, Av. Özlem Aksungar, Av. Hasan Kılıç hazır bulundu.  Basın toplantısına çok sayıda avukat da katıldı.

 

Başkan Kocasakal basın toplantısında, Çağdaş hukukçular Derneğinde yapılan baskın aralamalara katıldığını, tanık olduğu arama çalışmalarının kanuna aykırı olduğunu, soyut bir ‘örgüt’ üyeliği isnadına dayalı aramalar sonunda orantılılık ilkesine aykırı olarak avukatların gözaltına alındıklarını, kelepçelenerek adliyeye götürüldüklerini, sorgulandıklarını, darp edildiklerini ve tutuklandıklarını söyledi. Kocasakal, tutuklama kararlarının da alışılageldiği gibi somut bir gerekçe taşımadığını, yasadaki ifadelerin tekrarına dayandığını bildirdi.

 

Bütün bunların, avukatı ‘itibarsızlaştırma’ ve ona ‘gözdağı verme’ amacına yönelik bir ‘operasyon’ olduğuna dikkat çeken Ümit Kocasakal, Siyasal iktidar tarafından yargının amaca uygun olarak ‘dizayn’ edilmesinden sonra sıranın hukuk adına direnen savunmaya, avukata geldiğinin anlaşıldığını belirtti. 

 

Yaşananları bir süredir avukatlara, barolara karşı yürütülen sistematik bir sindirme gayretinin bir parçası olarak nitelendiren Başkan Kocasakal, bunun aynı zamanda halkın hak arama özgürlüğüne bir saldırı olduğunu ve vatandaşın hukuk güvenliğinin yok edilmesine çalışıldığını anlattı.

 

Asıl üzücü olanın tüm bu saldırıların halkın güvenliğini sağlamakla yükümlü kolluk ve hukuk güvenliğini korumakla yükümlü yargı eliyle yapıldığını kaydeden Ümit kocasakal, “Tüm bu yaşananların adı ileri faşizmdir ve hukuka darbedir” dedi.

 

Avukatların boyun eğmeyen, biat etmeyen, hukuksuzluklara direnen, teslim olmayan bir tarihi mirasın temsilcileri olduğunu vurgulayan Kocasakal şöyle dedi: “Bu tür saldırılar bizleri yıldıramaz, hukuk ve demokrasi mücadelemizden alıkoyamaz. Siyasal görüşleri ne olursa olsun, tüm meslektaşlarımızı meslek onurumuza yönelik her türlü saldırıya karşı birlik olmaya, birlikte direnmeye çağırıyoruz. İstanbul Barosu olarak savunmaya yönelik tüm saldırılara karşı demokratik sistem içinde kalarak meşru müdafaa hakkımızı kullanacağımızı, gerekirse vatandaşlarımızın hak ve hukukunu korumak adına her türlü bedeli ödemeye hazır olduğumuz belirtmek isterim.”


Basın açıklaması için tıklayınız.