Panele İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Gemalmaz, CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Süheyl Batum, AKP İstanbul Milletvekili Belma Satır ve İstanbul Barosu AB Hukuk Komisyonu üyeleri Cem Murat Sofuoğlu ve Lütfü Ertuğrul Yeşilaltay katıldı. Panelde ölüm cezası dışında gündemdeki gelişmeler ve basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı 12 Eylül davası gibi birçok konu hakkında da konuşuldu.

" 'ÖLÜM CEZASI' İSMİ BİLE SAÇMA"
İlk konuşmacı Prof. Dr. Semih Gemalmaz ölüm cezasının kaldırılmasının tarihi gelişimini anlattıktan sonra "Ama biz maalesef ölüm cezası infaz edilen adli suçlulara bakmıyoruz, siyasi suçlulara daha fazla önem veriyoruz." dedi. En fazla idam 12 Eylül 1980 ile 7 Aralık 1983 arasında infaz edildi. Siyasi suçluların yanısıra geçmiş dönemde idam cezası verilmiş ama meclis kararı olmadığı için infaz edilmemiş birçok ceza da infaz edildi." Geri getirilebilmesinin sadece teorik olarak mümkün olduğunu, ancak bunu yapmanın akıl ve mantık dışı olduğunu dile getirdi. Gemalmaz, 'ölüm cezası' isminin bile mantıksız olduğunu söyleyerek, bunun bir ceza bile olmadığını savundu.
" 'AYRIMCILIK YAPILMASIN' DEDİK, 'KIZ KIZA EVLENİLİR Mİ?' DEDİLER"
Sonrasında söz alan Prof. Dr. Süheyl Batum " Eşitlik maddesini anayasada tartışıyoruz. Biz dedik ki ‘eşitliği fıkralar halinde ayıralım. 1) herkes kanun önünde eşittir. 2) hiç kimseye şu şu gerekçelerle ayrımcılık yapılamaz.’ Biz kimseye dini dili mezhebi cinsiyeti etnik kökeni gerekçesiyle derken bize bazı dernekler geldi. LGBTT dernekleri, “ biz burada ‘cinsel yönelim’ ibaresini de istiyoruz.” dediler. Biz bunu komisyonda söylediğimizde AKP hayır böyle bir şey konulamaz dedi. Bize şunu örnek gösterdiler; ‘kız kıza evlenilir mi?’ ‘erkek erkeğe evlenilir mi?’. Biz ayrımcılık yapılmasın dedik, ama onu yazdıramadık.
Başbakanın "Tutuklu gazeteciler tecavüzden içerde yatıyorlar" sözünü hatırlatan Süheyl Batum basın özgürlüğünün, son ilerleme raporu ve 2010 anayasa değişiklikleri çerçevesinde yargı bağımsızlığı ve HSYK' nın da durumunun kötüye gittiğini belirtti. "Bu ülkede Kuddusi Okkır’ ı öldürdük. Göstere göstere öldürdük. Kaşif Kozinoğlu’ nu öldürdük. Fatih Hilmioğlu’ nu öldürüyoruz. KCK davalarında inanılmaz şeyler yapılıyor. Sanığa 16 celse duruşmadan men cezası veriliyor, tutukluluk süresini 10 yıla çıkaran değişiklik yapıldı ve birileri çıktı ‘ süre ilk defa belirlendi ‘ diye sevindiler." dedi.
BM İnsani Gelişmişlik Endeksi’ ne (UNDP) değinen Batum, "Türkiye bu seneki programda 92.ciliğe düşmüş Biz çok kızıyoruz. Daha önce 2001 krizinden önceki sıralamada Türkiye 85. sırada. Ekonomide 17. büyük ülke, ama UNDP ye göre 85. Sırada. Şimdi ise dünyanın en büyük 15. ekonomisi olduk; yakında 10. olacağız derken, 92. sıraya geriledik. Sözde aydın, sözde siyasetçi ve sözde bilim adamlarının yanlış yönlendirmeleri sebebiyle böyle oldu." diye konuştu.
"İDAM CEZASINA YÖNELİK BİR ÇALIŞMA YOK"
Belma Satır ise Burhan Kuzu' nun ilerleme raporu hakkındaki görüşlerine hak verdiğini söyleyerek "AB dönem başkanı Rum yönetimi olduğu için raporda böyle kişisel olaylar genelleme yapılarak anlatılmış." dedi. Ölüm cezasının geri getirilmesine şahsen karşı olduğunu belirten Satır: “Başbakan dile getirdi ölüm cezasını. Sebebi Norveç’ teki katliamdı. Katılırsınız katılmazsınız, her görüşün bir alıcısı vardır. Biz görüşlere saygı duyarız. AB’ ye yönelik mevzuat değişiklikleriyle idam cezası kaldırılmıştır. Şu anda da bunun geri getirilmesine yönelik bir çalışma yoktur. Ama bunun tartışılmasında da sorun yok. Her tartışma yapılabilmelidir. Başbakanın amacı da bunu sadece tartışmaya açmaktı belki. “ diye konuştu.
Kürt açılımına da değinen Satır “Kürtçe konusunda geldiğimiz nokta çok iyi bir nokta. TRT Şeş şu an halkı birleştirici bir rol oynuyor. Doğru bilgiyi Kürt vatandaşlarımız oradan alabiliyor” şeklinde konuştu.
"MUHALEFET MECLİS ÇALIŞMALARINI YAVAŞLATIYOR"
Belma Satır meclisin çalışma şartlarıyla ilgili itirazlarının olduğunu da söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meclis oturumu açılıyor. Beşer dakikalık gündem konuşmaları yapılıyor. Daha sonra muhalefet partilerinin verdikleri araştırma önergeleri görüşülüyor. Tam en verimli olunan saatte, saat akşamın 8 – 9 una kadar bu çalışmalar sürüyor. Yasaya ancak akşam saat 9 dan sonra geçilebiliyor. Komisyonlar da zaten sınırsız konuşma hakkı var. Genel kurulun bu kadar yavaşlatılmasına gerek yok. Burada iç tüzüğün değişmesi gerektiğini savunuyorum.”
Bir dinleyicinin “Almayın o zaman muhalefeti içeri, rahat rahat çalışırsınız” demesi üzerine Satır: "Muhalefet her zaman mecliste olmalı. Ama doğru bir muhalefet olarak olmalı." dedi.
"OBAMA SEÇİM STRATEJİSİNİ AK PARTİ' DEN BAKARAK BELİRLEDİ"
Belma Satır konuşmasının bir bölümünde AK Parti' in halk tarafından iktidara getirildiğini vurguladı ve "Barack Obama seçim stratejisini, AK Parti’ nin seçim stratejilerine bakarak belirlemiş. AK Parti' nin teşkilat şeması ve seçim stratejileri dünyada büyük ilgi görüyor." şeklinde ilginç bir çıkışta bulundu.
Belma Satır' ın Ardından Av. Cem Murat Sofuoğlu konuştu:
"HANGİSİ DAHA İYİ?"

"Bu rapor çöpe atılırsa ölüm cezası da geri gelir. Uyum yasalarında da geri gideriz. Eskiden olmayan birçok önemli düzenleme AB uyum yasaları vesilesiyle geldi. İlerleme raporunda birçok objektif gerçeklğin vurgulandığını belirten Sofuoğlu “ Eleştirilmek o kadar kötü bir şey değil. Tek seslilik otoriter totaliter rejimlerde vardır. Avrupa sürekli eleştirilerin ve tartışmaların yapıldığı bir yerdir. İfade özgürlüğü toplumca kabul edilmiş görüşlerin tekrarlanması demek değildir. Toplumu kızdıran hatta irite eden, şoke eden görüşler de ifade özgürlüğü kapsamındadır. Bırakalım insanlar söylesin. Başbakan ölüm cezasını getirip getiremeyeceğini yokladı. Terör için bunu getirmek istedi. Geri adım attı. Ölüm cezasını getirirseniz Avrupa Konseyi’ nden atarlar. 200 yıldır yürüttüğümüz Avrupa politikasına aykırıdır. Thatcher da yapmak istedi. Terörist ölümü zaten göze almış. İdam etmenin ne anlamı olabilir. Kahraman yaparsınız. Robert Kennedy savcıydı ve seçimlerde adaydı. Bişara Sirhan diye birisi Kennedy' i öldürdü. Hala hapistedir 1968 den beri. Hangisi daha iyi? Çıkamayacağını bilerek hapiste olmak mı, yoksa idam edilerek bir anlamda kurtulmak mı?”
" 'Q', 'W' VE 'X' HARFLERİ OLAN İSİMLERE HALA YASAK VAR"
Belma Satır ‘ ın Kürtçe isim konusunda artık problem kalmadığı sözlerine yanıt veren Cem Sofuoğlu “O problem hala var. Q , W ve X harfleri bulunan isimler hala verilmiyor. Mahkeme karar verdi Yargıtay’ da onadı. Alfabede bu harfler olmadığı gerekçesiyle bu yapıldı.” dedi.