Dünyanın en büyük  Barolarından birisi olan İstanbul Barosunun  Ekim ayında yapılacak olan seçimlerinde bu defa  İstanbul Milliyetçi Avukatlar Birliği ( İMAG ) rüzgarı esecek gibi görünüyor. Grubun kurucu başkanı Av.Ali Rıza Kaplan bu defa da kolları sıvayarak İstanbul Barosu başkanlığına aday oldu. Bende bu konuda  kendisine yönelttiğim sorularımla köşemde bu gün kendisini ağırlıyorum.

 

-Sayın Kaplan  İMAĞ nasıl ortaya çıktı ve  kurulurken neyi amaçladınız?  

İMAG Baro bünyesinde bulunan milliyetçi avukatların bir araya gelmesiyle oluşmuş mesleki bir platformdur. Kuruluş gayemiz milliyetçi fikriyata sahip olan avukatların da baro yönetimlerinde söz sahibi olmasını temin etmek ve ayrıca ülkenin hukuki sorunlarına milliyetçi bir bakış açısı ile çözümler üretmektir.  istanbul milliyetçi avukatlar grubunun ilk istişare toplantısı 17.11.2012 günü yoğun bir  katılımla gerçekleşti. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim, böyle doğdum ve böyle öleceğim" özdeyişini temel ilke alan Türk Milliyetçisi avukatlar olarak , avukatlık mesleğinin sorunlarını ve çözüm önerilerini bu toplantıda  tartıştık.

Toplantının sonuç bildirisinde; hukukun milli mesele olduğu, milliyetçi avukatların İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu adı altında teşkilatlanarak 2014 baro seçimlerine katılması, avukatlık mesleğinin sorunlarına çözüm üretilmesi amacı ile çalışmalar yapılması ve kendisini Türk Milliyetçisi olarak gören tüm meslektaşların tek çatı altında teşkilatlanması prensip kararı olarak oy birliği ile kabul edildi.

 

-Ali Rıza Bey;  İstanbul barosuna neden aday oldunuz ? sizi diğer gruplardan farklı kılan şey ne?                                       

İstanbul barosu 5 Nisan 1978 de kurulmuş o günden beri hiç Türk milliyetçisi avukatlar grubu oluşturulup seçimlere girilmemiştir. 2012 senesi Baro Genel Kurulu seçimlerinde, başkent Ankara merkezli Türk Hukuk Enstitüsü'ne üye bir grup Türk Milliyetçisi fikirdaşımız, Ankara Barosu Genel Kurul  seçimlerine, Milliyetçi Avukatlar Grubu (MAG) adı altında müstakil bir grup olarak girdiklerini ve her türlü engellemelere rağmen hiçte azımsanmayacak bir oy aldıklarını öğrenince beni ve bir grup Türk Milliyetçisi arkadaşımızı bir heyecan sarmıştır. Biz bu mücadeleyi  İstanbul'a da taşımak istedik. İnanıyorum ki bu mücadeleyi kazanacağız.

 

 Biz öncelikli olarak toplumcu düşüncelerimiz sebebiyle, şahsımdan ziyade İMAG grubu olarak grubumuzun ilkelerini tanıtmak ve bu ilkeler doğrultusunda baroyu yönetmeye talibiz. Diğer gruplar şimdiye değin baroyu defalarca yönettiler. Biz ise yeni bir ses yeni bir nefesis, bizi diğer gruplardan ayıran en büyük özellik Türk Milletine hizmet etmek için duyduğumuz iştiyaktır. Ayrıca üyelerimizin tamamı yıllardır mesleğin içinden gelen adliye koridorlarında ter akıtmış avukatlardan oluşmuştur. Yani elitist , seçkinci bir yapılanma yoktur bizde. Bizi diğer gruplardan ayıran en büyük özellik budur.

 

-Sayın  Başkan;  Avukatların kısa ve uzun vadede çözülmesi gereken sorunları hakkında neler düşünüyorsunuz?

Avukatların tüm Türkiye genelinde en büyük sorunu itibar aşınması ve iktisadi kaygılardır. Biz İMAG olarak avukatlık mesleğinin hak ettiği itibarı kazanabilmesi için var güçle çalışacağız. Daha şimdiden kendi grubumuz içerisinde avukat hak ve yetkilerinin takipçisi olacak bir komisyonumuz mevcuttur.

- Siz kamuoyunda milliyetçi kimliğinizle biliniyorsunuz. baro adaylığınız sadece milliyetçi oylara mı yoksa da tüm görüşlere mi yönelik olacak.

Bu konuda elbette ki ne sadece milliyetçi oylara talibiz gibi sığ ve dar bir görüşe sahibiz, nede herkes bize oy versin şeklinde omurgasız bir duruşumuz vardır. Biz sadece içtimai görüş olarak milliyetçi olanların değil, duygusal olarak da "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" demekten gocunmayan sağcısıyla solcusuyla herkese kapımız açıktır

-Sayın Kaplan;  HSYK seçimleri ve öncesinde hakim ve savcılara zam yapılması konusunda neler düşünüyorsunuz?

Hakim ve Savcılık gibi kutsal addedilen meslek erbabının dolgun ücret alması gerektiği kanaatindeyim. Lakin hükümetin bu maaşlara zam olayını sadece HSYK seçimi öncesi diğer memurlardan ayrı olarak Hakim ve Savcılara yapması kamuoyunda farklı yorumlara sebep olmuştur. Hükümetin bu hususlarda daha etik ve demokratik teamüllere uygun davranışlar sergilemesi gerekir.

 -TBMM başkanı Cemil Çiçek' in daha yakın geçmişte söylediği " Türkiye'de hukuk ölmüştür " sözü üzerine söyleyecek bir sözünüz var mı?

Bunu yıllarca adalet dağıtan makamların en üst noktasında bulunan bir siyasinin söylemesi çok acıdır. Bu, " yıllardır ben ve arkadaşlarım yaptığımız siyasi icraatlarda başarısız olduk" demenin başka bir ifade tarzı olsa gerektir. İşin ilginç yanı Sayın Cemil Çiçek Adalet Bakanlığı yapmış birisidir. O zaman Kendisine " Ölmekte olan Hukuk sistemini neden kurtarmadınız " diye sormak istiyoruz ? Yoksa Ölmüş Hukuk sistemine mi Bakanlık yapmış oluyor kendileri? 

-Sayın Kaplan İstanbul barosu başkanı seçilirseniz ilk icraatınız ne olacak ?

İlk icraatımız avukatın vazifesini ifa ederken etkin ve bağımsız olmasının önündeki mevzuattan kaynaklı engellemelerin tespiti ve kaldırılması için çalışacak bir komisyon oluşturmak olacaktır. Elbette ki  Baroların öncelikli görevleri  bünyelerindeki Avukatların sık karşılaştıkları ve mesleki verimliliklerini etkileyen sorunlarına çözüm üretmek olmalıdır. Artta kalan zaman ve enerjilerinide Ülkenin evrensel düzeyde,  daha etkin, tarafsız, şeffaf  ve güvenilir  bir hukuk sistemine sahip olması için harcamalıdırlar. İşte bizim bütün icraatlarımız bu yönde olacaktır.

-Ali Rıza Bey  son söz olarak ne söylemek istersiniz?

Yalçın Bey  herşeyden önce önemli olan  benim adaylığım değil.  Önemli olan projeyi birlikte yürüttüğümüz ekibin  yönetime gelmesi. Ekibimizin içerisinde  hepsi de bir birinden değerli  çok arkadaşlarım var. Biz İMAG olarak bir bütünüz ve de bu yarışı kazanacağımıza inanıyoruz. Hepimizinde ortak amacı bizi bu günlere taşıyan Türk milletine hizmet ederek, ona olan borcumuzu ödemek isteyişimizdir.

Sayın Başkan size ve yönetimde yer almak isteyen arkadaşlarınıza bol şanslar dileyerek, yolunuz açık olsun diyorum.