ÖNCE VE ACİL OLARAK ÖZGÜRLÜK....  SONRA ADİL YARGILANMA İSTİYORUZ.

Sorunlar ve haklar yarışarak ortaya çıkarlar.

Öyle "şeyler" görüyoruz, Öyle süreçler "süreçler" yaşıyoruz, Yaşamdaki "ilişkiler"  öyle sarsıntılarla yıkılıyor ve yeniden yapılandırılıyor ki ... Bu büyük çelişkiler yumağını nasıl çözeceğiz? 

Yanıt açıktır!.. Bütün yumaklar gibi... İpin ucunu tutacağız... "İpin ucu" nedir?

Biz hukukçular için ipin ucu "özgürlüktür". Türk Ceza Kanunu " Ceza Kanunun amacı kişi hak ve özgürlüklerini....  korumak.."  diye başlar.  "Özgürlük" denince akar sular durur. Geri kalan hepsinin güncel önemi  sonra gelir.   

Hukuk bakış açısından  sorunlar genellikle "hakların telahuku(=yarışması)" biçiminde ortaya çıkar. Doğaldır ki bir hakkın gündem'e getirilmesi,  diğerlerinin  ne varlığını ortadan kaldırır ne de önemini azaltır.

Hukukçular için "özgürlük" başat ve önceliklidir.

Ve hukuk demek bunları karşılıklı etkileşimleri içinde sıraya koymak, ağırlıklı/öncelikli olanını saptamak demektir. Hayatta böyledir. İşbölümü yapmak ve sıraya koymaktır. Büyük/Asıl düğümü çözmek, küçük bir düğümü çözmeyi zorunlu kılabilir.  Özellikle sizin konumlanma noktanız ve sorunların güncelliği bakımından... Doğru biçimde "sıralama" yapamayanları "hayat hizaya getirir",  "işbölümündeki görevine " ve "sıralamaya" uymak zorunda bırakır.

Hukukçunun diyalektik mantığı da, enerjisi de  "özgürlük" söz konusu oldu  mu, onun çözümüne öncelik tanır. Anayasa Mahkememizin salonunda yazar "Haklar ve Özgürlükler İnsanlığın Onuru ve Erdemidir!" Önce hukukçuların...

Silivri "yargılamalarında" tutuklu yada hükümlü o olanlar;   biçim ve içerik bakımından ağır ve açık hukuk ihlalleriyle mahkum edilmişlerdir.  

Bu gün Ülkemiz hukukçuların güncel ve öncelikli  görevinin ;  Önce; Onların özgür kılınmalarını... Sonra adil biçimde yargılanmalarını sağlamak olduğuna inanıyoruz.

Zaman insanlığın önüne çözebileceği sorunları koyar 

Biz hukukçular; zamanın sunduğu olanakları değerlendirdik ve  kendi konumlanma noktamızdan bize ait olan görevi yapıyoruz.

Ayrıca tartışılan iki husus da  kısaca görüş bildirmek istiyoruz.

Birincisi: Tutukluların özgürlükleri konusundaki girişim ve önerilere  yöneltilen eleştiriler tarafımızdan tek tek iredelenmiş ve sonuçta görülmüştür ki -bunlar doğru eleştiriler varsayılsa  bile- tamamen tolere edilebilir niteliktedirler ve bunları öne çıkarmak  "hak'kın" karşısına engel çıkarmak, perdeleme yapmak anlamına gelir..

İkincisi ; "Bu iktidar bunu yapmaz bunlar boş çabalardır" iddiasının bizim tutumumuzla illiyeti yoktur.. Biz de bir söz vardır "Su akar yolunu bulur, Gerçek yürür adalet yerini bulur" Hepimiz biliyoruz enerjinin sakımı yasası var.. Hiç bir çaba boşa değildir. Kısa sürede sonuç almasak da, görevimiz; yapılması gerekeni yapmaktır, Birikime hizmet etmektir. Bu gün taşar, yarın taşar..O ayrı bir konudur. Tarihte hiçbir şey kaybolmaz. Bu gün değilse yarın ; haksız yere özgürlüklerinden mahrum kalan insanlar bir saat önce özgür kalırlarsa bu çabaların katkısı olacağı muhakkaktır.

Yolsuzluklar... HSYK nın yeniden yapılandırılması yoluyla Kuvvetler Ayrılığının ortadan kaldırılması ve Anayasal  rejim değişikliğine yönelmek, İnternet yasası diye bilinen yasa ile toplumun bütün bireylerinin en mahrem kişisel yaşamlarına kadar denetim altına alınması... Doğanın ve Çevrenin yağma ve talan edilmesi... Yabancı ülkelere yasadışı silah sevkiyatı..Daha ötesi dinci-terörist canilere "sarin gazı temini " iddiaları....Ve daha niceleri...  Hepsi önemlidir. Ve bakın ne kadar çok sorun var... Bu sorunların hepsi içiçe geçmiş , karşılıklı etkileşim içindedirler.  Bu toplumun sorunları varsa, yine bu toplumun onların hepsiyle mücadele edecek ve bu sorunları çözebilecek  güçleri de vardır.

Biz avukatlar ve barolar toplumun hak ve özgürlüklerinin "halaskarıyız" ...

İşte bu nedenle tutuklu ve hükümlülerin özgürlüklerini mesele yaptık!...

"Bir insanın yaşamından, bir gününü bir ayını hatta  yıllarını almak için bin tane yol bulabilirsiniz. Ama bir dakikasını iade etmek için bir tane bile yol yoktur"... Hapistekiler için  özgürlük ve adil bir yargılama istiyoruz... Hepsi budur...

Kamuoyunun saygıyla duyururuz.14.01.2014 

                                                                                  Av. Mustafa İlker GÜRKAN

                                                                                      Muğla Barosu Başkanı