Yargıtay’ın şike davasıyla ilgili kararı sonrası herkes ne olacağı sorusuna cevap ararken 
Trabzon Baro Başkanı Mehmet Şentürk, süreç hakkında gazetemize değerlendirmede bulundu. 
Ümmügülsüm Aydemir’e konuşan Şentürk, merak edilenleri yanıtladı. 
 
- Yargıtay, merakla beklenen şike ve teşvikle ilgili kararı açıkladı. Bu karar ne anlama geliyor? 
Gerek Trabzon Barosu gerekse Trabzon Barosu avukatları olarak bu süreci yakından takip ettik. 
Bu, Anayasa/138’e göre artık yargı kararlarını bağlayıcıdır. Şike vardır noktasında kesin bir 
tespittir. Yani sonuçları şahıslar ve kulüpler açısından doğar ama anayasa gereği tüm kurumları 
bağlar. Artık belirtilen maçlarda belirtilen sanıklar hakkında ceza kesildi. Bu, kişilerin şike ve 
teşvik suçunu, 6222 sayılı yasaya aykırı davrandığını saptayan, tespit eden bir karardır. 
 
-Türkiye Futbol Federasyonu Basın Sözcüsü Mete Düren, Yargıtay’ın verdiği kararın 2010-2011 
sezonu şampiyonluk kupası kararını etkilemeyeceğini ifade ederek, kendileri açısından konunun 
kapandığını dile getirdi. Federasyon halen olayı kapatma çabasında diyebilir miyiz? 
Bu açıklama tamamen hukuka aykırı, keyfi, yanlı, hiçbir hukuki değeri olmayan, mahkeme kararına 
direnen bir açıklamadır. Ceza mahkemesi kararı ile şike yapıldığı, teşvik suçunun işlendiği ve 
bunlara teşebbüs edildiği sabit iken ve bu mahkeme kararı herkesi bağlarken Futbol 
Federasyonu’nun, 2010-2011 futbol sezonu şampiyonunun Fenerbahçe olarak tescil edildiğine 
ilişkin kararını kaldırıp, şampiyonun Trabzonspor olduğunu tescil eden bir karar alması gerekir. 
Yani ceza mahkemesi kararına biz kendimize göre kapattık demek, o zaman hukuk devletini, 
Türkiye’yi inkar etmek anlamı gelir, bu da kafamızı kuma gömmek olur. Bunun akabinde dış 
baskılar gelecek, mahkeme kararına rağmen, şikenin tescil edilmesine rağmen bu insanlar 
cezaevine atılacaklar. Ne diyeceksiniz? ‘Biz sezonu kapattık. Girmiyoruz cezaevine’ deyin. Bunlar, 
son derece komik, alaycı, Türkiye’nin halen ne kadar daha zor durumda olduğunu gösteren gayri 
ciddi açıklamalar. Bunları değerlendirmeye bile tabi tutmamak lazım. 
 
-Süreç bundan sonra nasıl işler? 
Futbol Federasyonu şike yoktur diye kendine özgü idari kararla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama 
artık ortada nur topu gibi şike olduğuna dair bir karar var. Artık kararın doğruluğunu ve yanlışlığını 
tartışamayız. Bu suçtur. Karar gereğini yapacağız. Tescil kararını kaldırıp Trabzonspor’un 
şampiyonluğunu tescil edeceğiz. Kupayı Fenerbahçe’den alarak Trabzonspor’a vereceğiz. Parayı 
da alıp vereceğiz. Sonuç olarak özür de diliyoruz diyeceğiz. Özür dileyebilmek de bir erdem. 
Umarım bunu yaparlar. 
 
-Trabzonspor yönetimi ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeli? 
Bu tür açıklama yapan federasyon yöneticileri varsa girişimde bulunacak. Yani Trabzon şimdiye 
kadar olduğu gibi bu aşamadan sonra topyekün olarak bu yanlış işler yapana, kanuna, mahkeme 
kararına direnenlere karşı haklı olduğu süreci ortaya koyacak. 
 
-Aziz Yıldırım’ın kararı tanımadığı yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Aziz Yıldırım’dan da bu beklenirdi. Kararı tanıyıp tanımaması önemli değil. Yani tavşan dağa 
küsmüş dağın haberi olmamış gibi. Karar ortada. Gelsin tanımadığını Türkiye hudutları dahilinde 
beyan etsin. Ve de nasıl tanıyıp tanımadığını görelim! Ama o tür eylemlerin içinde bulunan bir 
kişinin bu zor durumda da söyleyeceği başka bir şey yok. Aslında çok da ciddiye alınmaması 
gereken insanların ne hallere düştüklerini ve düşebileceklerini ibret olarak görmeleri gereken bir 
tablodur.