Değerli Başkanım,

Öncelikle Avukatlık Kanunu çalışmalarının yürütüleceği TBB çalışma komisyonuna EGE Bölgesini temsilen Afyonkarahisar Barosu'nu seçtiğiniz için teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Mesleğimizin geleceğini şekillendireceğini umduğumuz bu önemli göreve layık olmaya çalışacağımızı ve elimizden gelen tüm gayreti sarf edeceğimizi bilmenizi isteriz.

27.12.2014 tarihinde TBB binasında yapılan ilk  toplantıya Adalet Bakanlığı nezdinde oluşturulan Avukatlık Kanunu hazırlama komisyonuna TBB adına katılan Av. Güneş GÜRSELER; Bölge temsilcileri;  Ankara, İstanbul ve İzmir Baro temsilcileri katıldılar. Toplantıya TBB adına Av. Berra BESLER başkanlık yapmıştır...

Adalet Bakanlığı ile yürütülen çalışmalarından memnun ve umutlu olduğunu dile getiren Av. Güneş GÜRSELER komisyonda kendisi ile birlikte üç aktif üyenin bulunduğunu  ifade etmiştir:

1) Av. Güneş GÜRSELER

2) HSYK Üyesi Av. Ali AYDIN

3) Prof.Dr. Muhammet ÖZEKES

Kalan üyelerin Bakanlığı siyasi olarak değil bürokratik olarak temsil ettiklerini; müzakere olunan maddelerle ilgili teknik destek sağladığını söyleyen Av. GÜRSELER, olumsuz anlamda bir müdahale ile karşılaşılmadığını  belirtmiştir.  

Ayrıca komisyonda Adalet Bakanlığı UYAP temsilcisi olarak bulunan Mehmet DEMİROĞLU'nun da avukat kökenli olduğu ve kamu avukatları ile ilgili düzenlenecek maddelerde katkı sağladığı bilgisi nakledilmiştir.

İkinci toplantı yine TBB binasında 20.01.2013 tarihinde gerçekleştirildi. Av. Güneş GÜRSELER komisyon çalışmaları hakkında bilgi vermiştir.

Üçüncü toplantının 07-09.02.2014  tarihleri arasında uzun süreli ve detaylı bir biçimde yapılması kararlaştırılmıştır.

Yeni toplantı tarihine kadar hazırlamamız; görüş ve önerileri bildirmemiz gereken hususlar şunlardır:

1)  http://www.barobirlik.org.tr/dosyalar/duyurular/20120321_avukatlikkanuntasarisi/   adresindeki AVUKATLIK KANUNU DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ ÇALIŞMA METNİ, Adalet Bakanlığı ile yürütülen kanun çalışmalarında esas metin olarak ele alındığı için, tüm barolarımızın bu metin üzerinde, madde madde  görüş ve önerilerini bildirmeleri; en azından her madde karşısına "kabul" veya "itiraz" yazarak bölge temsilcilerine bildirmeleri gerekmektedir.

 2) AVUKATLIK KANUNU DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ ÇALIŞMA METNİ'nde kabul edilen "Uzmanlık" sitemi konusunda Prof.Dr. M.ÖZEKES'in önerisi ile "10 Yıl Avukatlık+Yüksek Lisans/akademik kariyer" sisteminin öne çıktığı bildirilmiştir. EGE Bölgesini temsilen, bu anlayışa karşı çıkılmış ve akademik kariyerin avukatlık mesleğini esir alacağı sistemin sakıncaları ifade olunmuştur. Buna göre avukatlık ile akademik unvanların birbirinden tamamen ayrı olduğu; böyle bakılması gerektiği, örneğin bir İdare Hukuku Profesörünün "Uzman İdari Yargı Avukatı" olamayacağı belirtilmiştir. Bu konuda Barolar ve Barolar Birliğinin öne çıkartılacağı bir eğitim, ölçme ve değerlendirme sisteminin neticesinde uzmanlık unvanının verilebileceğini düşünüyoruz. Şayet üniversitelerden yardım alınacaksa, başvuran her avukatın kabul edileceği bir yüksek lisans ve doktora ile de bu sağlanabilir. Aksi takdirde, her ilde üniversite bulunmaması; yüksek lisans veya doktora programlarının avukatlara göre ayarlanmamış olması ve program içeriğinin de avukatlıkta uzmanlık sağlamaktan uzak olacağı göz önüne alınırsa mesleğimiz aleyhine bir durum oluşması kaçınılmaz olacaktır. Böylece üniversite öğretim üyeleri haksız rekabet ile meslekte imtiyaz sahibi olacakları aşikardır. Bize göre Uzmanlık eğitimini ya sadece Barolar ve TBB vermeli yahut sadece avukatlara özel bir program konusunda üniversitelerden yardım alınmalıdır. Aksi halde uzmanlık sistemine hiç yer verilmemesi daha hayırlı olacaktır!

Bu hususta barolarımızın görüş ve önerileri talep olunmaktadır.

3) Avukatlık Kanunundaki vesayete ilişkin hükümler. Bu hususta  Mart ayında Afyonkarahisar'da yapılan Bölge Barolar Toplantısı gündemi için hazırladığımız ve toplantıda kabul gören değişiklik önerilerimiz kurula sunulmuştur. İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin yargılanmasına sebep olan avukatlık kanunu maddeleri başta olmak üzere vesayet hükmü getiren tüm maddelerin gözden geçirilmesi istenilmektedir.

Ancak Adalet Bakanlığı ile yürütülen çalışmada avukatlığa engel olacak suçların ceza sınırının 2 yıldan 1 yıla düşürülmesi fikrinin ağırlık kazandığı bildirilince buna itiraz edilmiş; yeni TCK'da ki suç ve cezalar göz önüne alınarak bu sınırın 5 yıl olması gerektiği tarafımızca ifade edilmiştir. V.U.K.'da düzenlenen takdir komisyonlarına üye olacak şahıslarda aranan özelliklere dikkat çekilmiş ve burada da "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına... mahkum olmamak" hükmünün yer aldığı, bu hükmün 2008 tarihli değişiklikle konulduğu yani 5237 S.TCK 'nın yürürlük tarihinden sonra düzenlendiği dolayısı ile buradaki mantığın daha isabetli olduğu belirtilerek  itirazda bulunulmuştur.

Genel olarak avukatlık kanunundaki vesayet hükümleri ve avukatlığa mani suçlar konusunda barolarımızın düşünceleri talep edilmektedir.

4) Ücretli avukatlık meselesi de tartışma konusudur. Adalet Bakanlığı ile yürütülen çalışmada ücretli avukatlık (iş gören avukatlık) statüsünün devam edip etmeyeceği üzerinde durulmaktadır. Genel olarak ücretli veya iş gören avukatlık adı altında yeni ve kısıtlanmış bir statü yaratılmaması gerektiği üzerinde bölge temsilcileri mutabık kalmışlardır. Av.K. Md 12/c ve Md 44 çerçevesinde neler yapılabileceği tartışılmıştır.

Çözüm önerilerinden birisi avukatlık ortaklığının kaldırılması ile avukatlık şirketleri bünyesinde ortak çalışmanın mümkün olması ve her avukatın ortak avukat statüsü ile çalışması sistemidir. Ancak bu önerinin nasıl uygulanacağı ve realiteyle bağdaşıp bağdaşmayacağı konusu şüphelidir.

Üzerinde tartışılmasını istediğimiz  bir başka model "dosya kotalı avukatlık sistemi" dir. Buna göre her ilde ayrı ayrı belirlenecek dosya kotalarının üzerinde avukatlar iş alamayacaktır. Böylece

a)      Avukatların emek ve mesai takatlerini aşacak yoğunlukta iş almalarının önüne geçilecektir.

b) Sınırlı dosya kabulü ile avukatların ücret pazarlığında gücü artacaktır.

c) Baroya kaydolan her avukat belli bir kota ile işe başlayacak ve ortaklıklarda emeği sömürülen bir "köle" statüsünde değil, kotasını ortaklığa katan ve kazandıran bağımsız ve onurlu bir avukat/birey olarak çalışacaktır.

d) Ücretli avukat statüsüne gerek kalmayacaktır.

e) Avukatların ortak olarak çalışmaları bir anlamda teşvik edilmiş olacaktır.

Ancak bu sistem üzerinde çok çalışılması gereken, kota düzenlemeleri hayli dikkatli yapılması icab eden zor ve bir anlamda ütopik bir sistemdir.

Ege bölge barolarımızın ücretli avukatlık hususunda  düşüncelerine ihtiyaç duyulmaktadır.

5) Sınav sistemi üzerinde uzlaşmanın olduğu bildirilmektedir.  Fakat bu konuda ayrıca Hukuk Eğitimi konusunda da bir yasa değişikliği üzerinde çalışıldığı bilinmektedir. 3+2 veya 4+1 sistemi ile Yüksek lisans Mezunu olunacak bir hukuk eğitimi üzerinde çalışılmaktadır. Temel hukuk eğitiminden sonra yapılacak devlet sınavında başarılı olacaklar 2 veya 1 yıl Yüksek Lisans sayılacak eğitime devam edecek ve ancak bu ikinci aşamayı tamamlayanlar avukat, hakim veya savcı olabileceklerdir. Bu çalışma avukatlık kanunu çalışmasından ayrı yapıldığı için kendi kanunumuzdaki sınav  ve staj sistemi değişikliği üzerinde durulmuş ve şimdilik eğitim sistemi değişikliği olmayacakmış gibi çözüm aranmıştır. 

Avukatlık stajına başlangıç sınavının :

a- Bir ortak sınav ile yapılması (bu sınavı geçenlerin avukat, hakim veya savcı mesleklerini tercih edebileceği;

b- Avukatlık için ayrı bir devlet sınavı olarak yapılması

c- Veya mevcut Hukuk Fakültelerinin akreditasyona tabi tutulmaları sistemleri alternatif olarak tartışılmaktadır. Ayrı bir devlet sınavı düşüncesi ön plana çıkmaktadır.

Ancak Staj konusunda farklı öneriler mevcut olup bunlardan birisi de stajın tamamen kaldırılması ve bunun yerine belirli bir süre avukat yanında çalışmanın mesleğe başlangıç için zorunlu olmasıdır. Toplantımızda AVUKATLIK KANUNU DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ ÇALIŞMA METNİ içinde yer alan sınav konusunun prensip olarak Baro Başkanları toplantısında kabul edildiği; sonradan sadece sınav ve staj hususunda mini değişiklik çalışması yapılarak Adalet Bakanlığı'na sunulmuş olduğu da hatırlatılarak bu hususun mesleğimiz açısından acil ve öncelikli olduğu vurgulanmıştır.

Sınav ve staj konusunda barolarımızın önerileri talep edilmektedir.

6) Baro seçimleri süresi ile TBB seçimlerinin senkronize edilmesi ve her ikisinin de 4 yılda bir yapılmasına dair bir değişiklik üzerinde durulduğu bildirilmiştir. Bu hususta görüş istenilmektedir.

7) Disiplin sisteminin baştan sona değiştirilmesi düşünülmektedir. Buna göre,

a- Yeni bir merkezi Disiplin Kurulu/Mahkemesi modeli tartışılmıştır.

b- Üye sayısı 5-10 binden çok olan barolarda yeni disiplin kurulları oluşturulması ve disiplin kurulu üye sayısının artırılması önerilmektedir,

Öncelikle, yerel baroların disiplin soruşturmalarında geri plana itilmesi veya tamamen devre dışı bırakılmasına karşı olduğumuz ifade edilmiştir. Meslek Kurallarının eskimiş olduğu ve gereksiz düzenlemeleri ihtiva ettiği, disiplin cezalarının mevcut hali ile katı ve gerçeklikten uzak olduğu belirtilmiştir. Bize göre sorun disiplin cezalarının hafif ve yetersiz olması değil; özellikle kalabalık baroların disiplin denetiminde yetersiz kalmalarıdır. Disiplin hukukumuz ve cezalar realize edildikten sonra herkese uygulanabilirse netice alınabilir. Mevcut durumda her avukat herhangi bir şikayet halinde disiplin cezası alma tehdidi altındadır. (Örnek olarak İcra Müdürlüklerinde şu veya bu sebeple düşen dosya sayısı kadar ceza verilmesi gereklidir, barolar disiplin ihlalini re'sen araştıracaktır ama realite böyle değildir. Ve fakat şikayet halinde de ceza kaçınılmazdır. O halde her avukat öncelikle şikayet vesayeti altında stresle mesleğini icra etmektedir)

Disiplin hukuku ve disiplin cezaları konusunda görüşümüz sorulmaktadır.

8) Baro Başkanlığı ve organlarındaki üyeliklerin ücretli olup olmayacağı hususundaki düşünceleriniz istenilmektedir. (Baro başkanlığının ücretli olmasının uygun olmayacağı kanaatindeyim). Ayrıca bu başlık altında da Baro Başkanlığı ve Baro Organlarının süresi tartışma konusudur.

9) Vekalet ücreti sisteminde ihtilaflara yol açan ikili uygulamadan vazgeçilerek (taraf-karşı taraf vekalet ücreti) hak kaybına ve kazanımların kaybedilmesine yol açmayacak tekli bir sistemin getirilmesi üzerinde durulmaktadır.

Ücret konusu nasıl düzenlenmelidir? Bu husustaki önerilerinize ihtiyaç bulunmaktadır.

Belirtilen konularda baronuzun görüşlerini bildirmeniz halinde bu öneriler TBB nezdindeki komisyona götürülecek ve Adalet Bakanlığı ile yürütülen çalışmada dikkate alınması istenilecektir.

Saygılarımızla arz ederiz. 28.01.2014

                                                                    Av. Turgay ŞAHİN
                                                                                    Baro Başkanı