“GÜNEŞ BATMAZ, DÜNYA DÖNER”

Adaletbiz/Yeşim Turan: TBB Genel Kurulu yaklaşıyor. Sohbete bir giriş yapmak isterseniz nasıl başlayacaksınız?

Mustafa İlker Gürkan: TBB Genel Kurulunda yapılacak seçim yalnızca TBB “Başkanlığı” seçimi değildir.  Ve de yapılacak seçim yalnızca TBB’ni “kim daha iyi temsil” eder sorusundan ibaret değildir. İsmi geçen Başkan adaylarımızın gerekli özellikleri optimize edildiğinde;  "O'nu seçelim yeter. Gerisi olur gider" durumunda değiliz.

Bir söz vardır; “İnsanları verdikleri cevaplarla değil, sordukları sorularla değerlendirmek gerekir.” Diye.. Öyle girelim

Nasıl bir TBB istiyoruz?

Belli bir duruşu olan,  bu duruşunu eylemli olarak mücadelesiyle de yansıtan, savaşçı bir TBB mi ? Yoksa yine belli bir tavrı olan, bu tavrını geniş ve dengeleyici biçimlerde ortaya koyan, sert mücadeleleri diğer barolara bırakan, korumacı, dengeci bir TBB mi?

Berraklaştırılmış, kendi içinde tutarlı, en azından -geniş anlamda- politik bakımdan uyumlu bir TBB Yönetim Kurulu mu?

Yoksa çoksesli, kendi içinde uyumlu olmasa da dengeleyici kucaklayıcı bir TBB Yönetim Kurulu mu?

Bu sorularla 2 konuya dikkat çekmiş oluyoruz. Adayların, önümüzdeki dönemde TBB stratejisi ne olacaktır? Eylem ve Çalışma planı nedir?  Başkan yetmez;  “TBB Yönetim Kurulu kimlerden ve nasıl oluşacak? ” Soruların belirleyici derecede önemli olduğunun altını çizelim.

Adaletbiz/Yeşim Turan:  Ama “Başkanlık” önemlidir.

Mustafa İlker Gürkan: Elbette önemlidir. Hem de “reel politik”  bakımdan tayin edici önemdedir. Ben diyorum ki Önce “İş’i” konuşalım. Sonra İş’e göre adam seçeriz. 

Adaletbiz/Yeşim Turan:  Peki sizi kırmayalım; “Başkan kim olmalı?” sorusu üzerinden sorular soralım:

Mustafa İlker Gürkan: Başkanı belirleyecek olan isteklerimiz midir? İhtiyaçlarımız mıdır?      

Sosyo-Politik  bir konuda tartışma yapıyoruz. İktisatta olduğu gibi yalnızca ihtiyaçlar ve olanaklar dengesi rol oynamıyor, isteklerde rol oynuyor.

İhtiyaçlarımız nelerdir? İhtiyaçlarımızda nasıl bir öncelikler sıralaması yapıyoruz?

Sizin isteğinizde, ihtiyacınız da TBB Başkanı olmak olabilir. Ama benim isteğimde ihtiyacımda “savaş süreci gibi bir seçim süreci yaşamak” değil.

Adaletbiz/Yeşim Turan: Seçim sürecinin sert geçtiğinden şikâyetçi gibisiniz.

Mustafa İlker Gürkan:  Tam da öyle… Avukatlık mesleği bir davranış biçimi olarak nezaket üzerine kuruludur. Başka kuruluşlarda, örneğin siyasal partilerde önemsiz görülebilecek, kimseyi rahatsız etmeyecek sözler, dedikodular, davranışlar yada suçlamalar, biz de önemlidir. Ortaya konuşulmasa, yansımasa, yalnızca kulislerde kalsa bile kabul etmeyiz. Beyanların satır aralarından bile nezaketsizlik yapamazsınız. Biz söz ustasıyız. Sözleri söylemekte de, anlamakta da ustayız.  Hangi sözün ne ile yüklü kullanıldığını biliriz. Bizim işimiz “retio lego”’yu anlamaktır.

Bu süreçte kullanılan dil ve davranış üslubunun durdurulması gereğine inanıyorum.

Adaletbiz/Yeşim Turan : Seçim süreçlerinde bunlar olur. Üstelik ortada pek öyle rahatsız edici bir durum da yok.

Mustafa İlker Gürkan:  Henüz hazırlık hareketleri var. İcra hareketleri başlayınca mı konuşalım… O zaman “suç” gerçekleşmiş olacak. Öyle bir suç ki failleri değil cezasını Türkiye Avukatlık Hareketi çekecek… Avukatların ve Baroların birliği önemlidir.

Toplumsal alanlarda bir yerlere aday olduğunuz zaman; ileri gitmek istiyorsunuz demektir. Öyleyse arkanızda cam kırıkları bırakmayacaksınız. Yalnız başınıza ilerlemeyeceksiniz. Arkanızdan gelecekler var.

Adaletbiz/Yeşim Turan: Biraz önce “İstekler ve ihtiyaçlar ikilemi koydunuz. Açar mısınız?

Mustafa İlker Gürkan:  Eksik bıraktım. Buradaki sorun “Avukatlık hareketinin ihtiyacı” ile birey yada gurup olarak “bizim isteğimiz” arasındaki ilişkidir.  Öznel olan isteğimiz… Nesnel olan ihtiyaçla örtüşüyor mu?  Örtüşmüyorsa bu kez başka bir tartışma yapacağız. Mevcudun içinden çare üreteceğiz. Yaşam tarafından doğrulandığı tartışılmaz bir ilkedir bu söz  “Meşruiyet içinde çare tükenmez”.  “Umut İlkesinin” ve “Direnme hakkının”   temel dayanaklarındandır. Sanıyorum bu sözün gerçek sahibi J. Locke Ya da zamandaşı liberal düşünürlerden biridir.  Herkes Süleyman Demirel sanır.

Adaletbiz/Yeşim Turan : bu günkü Başkan ve Yönetimin düşünce ve davranışlarını nasıl buluyorsunuz.

Mustafa İlker Gürkan:  Toptancı bir cevap doğru olmaz. Ama genel  konuşursak (Ki bu ayrık olanlar var demektir) :  Beyanlarını ve açıkladıkları düşüncelerini doğru buluyorum.   Davranış çizgilerini ve tutumlarını doğru bulmuyorum.

Neden “Beyanlarını ve açıkladıkları düşüncelerini” diye bir sınırlama yaptığımı düşünebilirsiniz. Çünkü İdeolojik olarak farklıyız. Düşman değiliz ama farklıyız. Davranışlarını da yanlış olarak nitelemem, daha çok “yetersiz olarak” değerlendirmemden ötürüdür. Eksik doğru.. Yanlı şzaten daha çok “eksik doğru” olarak belirir.

Adaletbiz/Yeşim Turan : Sayın Başkan hakkında  “avukatlık mesleğine çok hizmet  yaptı” diye bir övgü var…

Mustafa İlker Gürkan:  Doğru ve haklı bir “övgü.” Ancak sorun bu değil. Sorun şu: Avukatlık mesleğinin faaliyet alanı daraltılırken, Avukatlık mesleği işlevsizleştirilirken, itibarsızlaştırılırken giderek tasfiye edilirken, tasfiye edilemeyen bölümü teknisyenliğe dönüştürülürken TBB ne yaptı? Yaptıkları yeterlimi?

Adaletbiz/Yeşim Turan : TBB bir çatı kuruluşu. Bu söylediğiniz şeyler konusunda Barolar ne yaptı? Diye de sormak gerekmez mi?

 

Mustafa İlker Gürkan:  Çok güzel soru… TBB önderlik etmesi gereken, yol göstermesi ve gösterdiği yolda Baroları örgütlemesi gereken kurum.  TBB nin kusuru burada.

Öte yandan Barolarımızda gerekeni yapmadı.. Hep beraber “Mış” gibi yaptık. Kendi bünyelerindeki çabaları  barolarımızı tatmin etti..Oysa hepimiz “birer birer ve hepberaber” hepimizden sorumluyuz. Özellikle büyük barolarımız için bu sözler doğru.  Üç büyük baro dan herhangi biri ile TBB arasında “çekişme biçimine dönüşmüş uyuşmazlık”  olması (Tabii yönetimleri arasında demek istiyorum)avukatlık hareketine çok zarar veriyor. Kim haklı kim haksız tartışmasını Genel Kurulda yaparız..Yeri burası değil.. Kendi aramızdaki uyuşmazlıklar “kara delik”. Enerjimizi soğuruyor.

Adaletbiz/Yeşim Turan : “Mış” gibi yaptık sözünü biraz açar mısınız?

Mustafa İlker Gürkan:  “Sorun şu” derken yaptığım açıklamanın temelinde “Tevhid” ilkesi var. Bir ve bütüncül bakmak. Demin söylediğim ideolojik farklılık bu işte. Türkiye’de bir karşı-Devrim mi oluyor? Yoksa Bir demokratik ilerleme sürecimi yaşıyoruz?   TBB’nin kafası karışık. Batan gemide kamaralarımızın güzelleştirilmesini yeterli bulamayız.

Adaletbiz/Yeşim Turan : “Büyük Baro” dediniz. Yani?

Mustafa İlker Gürkan:  Büyük baro kavramını bilerek kullanıyorum. Bu sayıca Büyük Baro demektir. Bir doğa yasasıdır. Nitelik nicelikten çıkar. İstanbul Barosu büyük barodur. Keza Ankara Barosu büyük barodur 100-200 yada 1000 üyeli Baro ile 10 bin, 30 bin üyeli baro bir olur mu? Eşit olur mu?  Bazılarımız “sayıyla büyük baro olunmaz” gibi sözler ediyorlar.  Ya düşünmeden söylenmiş yada “tahsilli cehalet” diye niteliyorum. Onur yada Hak ve Özgürlükler bakımından elbette hepimiz eşitiz.  Ama konuştuğumuz böyle bir eşitlik değil. Türkiye Avukatlık Hareketi içinde: Üç büyük şehrin Baroları ile diğer barolar arasındaki sayısal fark bir derecelendirme farkı olarak kalmıyor ve değildir de.  Nitelik farkına dönüşüyor ve öyle olması da doğaldır. Bunu görüp kabul etmek gerekir. Bunun kötüye kullanıldığı zamanlar oluyor.  “Eşitiz” tepkileri biraz bu yüzden… Kötüye kullanmayı azaltacağız...

Adaletbiz/Yeşim Turan: Yeniden başa dönersek TBB seçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Kimi destekleyeceksiniz.

Mustafa İlker Gürkan:  Henüz oluşmuş bir kararımız yok. Başkan adaylarını tanıyoruz. Bu güne kadar ne yaptıklarını siyasal ve mesleki özellik ve niteliklerini biliyoruz. Dördü de değerli arkadaşlar. Bizim için bu seçimde; oylarımız etkileyecek ölçütleri saptamaya çalışıyoruz.  Yönetim Kurulu ve diğer kurullar da önemlidir.

Ama çalışanlar ve danışmanlar kadrosu da önemlidir. Kurulları ve danışmanlarıyla TBB yönetiminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Türkiye Cumhuriyetini kuran dava arkadaşlarını küçümseyen, aşağılayan kimseleri görmek istemem. “Olmazımız” budur.

Adaletbiz/Yeşim Turan : Bu çerçeveyi çok daraltmak olmuyor mu? Herkes Atatürk’ü benimsemek zorunda mı?

Mustafa İlker Gürkan:  Birincisi yalnızca Atatürk demedim.  Cumhuriyeti birlikte kuran arkadaşları da dedim… Altını çiziyorum. İkincisi: Hayır Onları benimsemek bir birey için zorunluluk değil. Ama Yönetim Kadroları ve Danışmanlarının içinde Onlara karşı bir tane bile saygısız yada hasım görmek istemiyorum. Bu da bizim seçimimiz.

Adaletbiz/Yeşim Turan : Ya seçilirse..

                Mustafa İlker Gürkan:  TBB Genel Kurulu Türkiye Avukatlık Hareketinin en yüce temsilcisidir. Genel Kurulumuz yanlış yapmış olur. Ama Genel Kurulun İradesi böyle tecelli ederse;  Biçimsel bakımdan “saygı”, Öz bakımından “tahammül” dür bize düşen… Ve de Meşruiyet içinde çabalarımıza devam etmek…

                Bir yaşam felsefesi sunabilir miyim? Son cümlem olsun:

                Adaletbiz/Yeşim Turan: Buyurun.

                Mustafa İlker Gürkan:  Sen en karanlıklar zamanlarda bile, gelecek ışıklı günleri düşün ve çalışmaya devam et.

                Güneş batmaz, Dünya döner…

               Adaletbiz/Yeşim Turan: Teşekkür ediyoruz...