ANTALYA'da, polis merkezinde şiddet uygulanan müvekkiline 'kendini yarala, kazağını yırt' dediği öne sürülen avukat Ahmet Çevik hakkında, 'görevi kötüye kullanma', 'suç uydurma' ve 'iftira'dan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada ilk duruşma görüldü. Sanık avukat suçlamaları reddetti.

Geçen yıl 26 Nisan günü akrabalarıyla tartışan Cemal Çap, gittiği karakolda da polislerden dayak yediğini iddia ederek, avukatını çağırdı. Polis merkezine gelen avukat Ahmet Çevik, müvekkilinin fotoğraflarını çekti. Dayakla suçlanan polis memurları K.G. ile G.B. ise avukat Çevik'in müvekkiline, 'Ellerini yere sürterek yarala, kazağını yırt, bacağını ise sakatla' dediği iddiasıyla tutanak hazırladı. Cemal Çap'ın suç duyurusu üzerine olaya karıştığı belirlenen 2 polis memuru hakkında, 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'basit yaralama, hakaret ve basit tehdit' suçlamasıyla dava açıldı. Polis tutanağıyla Cemal Çap hakkında ise Antalya 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'polise direnme ve iftira' suçlamasıyla dava açıldı. Bu davadan Çap lehine beraat kararı çıktı. Polislerin tuttuğu tutanağa bağlı olarak Cumhuriyet Savcısı Salih Oğlaklar tarafından yapılan soruşturma kapsamında Adalet Bakanlığı, avukat Ahmet Çevik için soruşturma izni verdi. Avukat Çevik hakkında, Antalya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

İNSAN HAKLARI AKTİVİSTİ

Müvekkiline dava açılmasını engellemek amacıyla 'kazağının yırtılmasını, ellerini yere sürterek morarmasını ve bacağının başka biri tarafından tekmelenerek sakatlanması' telkininde bulunduğu iddiasıyla 'görevi kötüye kullanma, suç uydurma ve iftira' suçlarından 2 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan avukat Ahmet Çevik, ilk duruşmada kendisinin insan hakları savunucusu olduğunu söyledi. Kadın hakları, işçi hakları, şüpheli asker ölümleri, LGBTİ hakları için aktivist olarak görev yaptığını belirten Çevik, "Bunlar için meslek yaşamının ilk yıllarından bu yana mücadele ederken bir insana nasıl 'Kendini yarala' diyebilirim" sözleriyle kendini savundu.

'POLİS SUÇ OLUŞTURUYOR'

Ahmet Çevik'i savunan 13'ü kadın 17 avukattan Miyase Coşar ise, davada polislik mesleğinin avantajlarını kullanarak 'suç oluşturmak, delil oluşturmak ve delil karartmak' suçlarının işlendiğini savundu. Avukatlardan Deniz Yıldırım ise polislerin hazırladığı tutanağın Mahmut Panoğlu adlı tanığın ifadelerine dayandığına dikkat çekerek, "Bu kişinin karakol hariç hiçbir yerde ifadesi yoktur. Açık adresi yazılmamıştır" dedi. Panoğlu'nun konuyla ilgili ifade vermek için, olaydan 2 gün sonra, yani 28 Nisan tarihinde polis merkezine gittiğini anlatan Yıldırım, şunları söyledi:

"Olay günü orada mıdır, belli değil. Kendisi Özgür isminde birinin ifadesi için olay anında polis merkezinde olduğunu polisteki ifadesinde belirtiyor. Ama o gün Kepez Polis Merkezi'nde Özgür adlı kişiyle ilgili hiçbir işlem yapılmıyor. Bununla birlikte ifadesinde olay tarihi olarak 1 ay öncesini, 26 Mart 2013'ü söylüyor. Bu tarih bir yerde daha karşımıza çıkıyor. O da bugün Ahmet Çevik'in buraya getirilmesine neden olan polislerin hazırladığı tutanakta."

KES YAPIŞTIR İFADE

Polis fezlekesinin dayandığı Panoğlu'nun ifadesine ilişkin eleştirilere, avukat Nilgün Gürbüz devam etti. Panoğlu'nun çalıntı arabayla kız kaçırmak, kendisini milletvekili oğlu gibi tanıtıp dolandırıcılık yapmak gibi sabıka dosyası oldukça kabarık bir isim olduğuna dikkat çeken Gürbüz, "İfadesine itibar edilen Panoğlu'nun olayı bildirdiği tarih, polis tutanaklarından kes yapıştır yapılmıştır. Kabarık suç dosyalarından ötürü Mahmut Panoğlu isimli kişinin böyle bir ifade vermek durumunda kaldığını, polis yönlendirmesiyle o şekilde ifade verdiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Tanıkların dinlenmesiyle devam eden mahkeme, aralarında Mahmut Panoğlu'nun da bulunduğu diğer tanıkların 'zorla getirilmesi' kararıyla 31 Ekim tarihine ertelendi.

FOTOĞRAFLI

DHA