Gezi gözaltılarına yemek götürdükleri için darp edilen 4 avukat, polisi darp etmekten yargılanacak!

Gezi eylemleri sırasında gözaltına alınan birçok yurttaşa gönüllü hukuki destek sunan 4 avukatın, 8 Temmuz 2013 günü aralarında bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek’in de bulunduğu müvekkillerine yemek götürdükleri için dayak yedikleri polislerle ilgili şikâyetinde bir yıldır hiçbir gelişme yaşanmadı. Ancak polislerin avukatlar hakkındaki şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma hızla tamamlandı. Avukatların yargılanmasına bugün başlanacak.

Kopyala - yapıştır

Olayla ilgili hazırlanan iddianamede çok dikkat çekici bir kopyala- yapıştır vakası da yaşandı. İddianameye göre 4 avukat da kelimesi kelimesine hâkime ve polislere aynı ifadelerle hakaret etmişler: “Siz Fethullah’ın askerlerisiniz, nasıl mutlu oldunuz mu tutuklamakla, bir de dinlemeden içeri kaçıyorsun, verdiğin karardan korkuyorsun.” Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bayram Köroğlu tarafından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi -3. katındaki nezarethanede 8 Temmuz 2013’te yaşanan olayla ilgili 28 Mayıs 2014’te iddianame hazırlandı. İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi Salih Cantürk, polis memurları Talip Akboğa, Atalay Özdemir, Ramazan Ekemen’in şikâyetçi olarak yer aldığı iddianamede avukatlar Elif Çalışkan, Sevinç Sarıkaya, Tolga Çakır, Tülay Odabaş hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlamaları ile 3 aydan 3 yıla kadar hapis istemi ile dava açıldı. İddianamede, İstanbul 31. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 8 Temmuz 2013 tarihli tutuklama kararının ardından 4 avukatın da UYAP onay işlemleri için odasına giden nöbetçi hâkim Salih Cantürk’ün gıyabında “Siz Fethullah’ın askerlerisiniz” dedikleri öne sürüldü. Onay işlemleri tamamlanıncaya kadar tutukluları nezarethaneye alan Emniyet görevlilerine hitaben “Siz hep hâkimi etkiliyorsunuz, bravo tutuklanmalarını başardınız sonunda, sizler de Fethullah’ın köpeklerisiniz” şeklinde ifadeler kullandıkları öne sürüldü.

Avukatların sarf ettiği iddia edilen sözler farklı farklı yazılmış
Polisleri iterek zorla geçmeye çalıştığı kaydedilen avukatların, “Burası bizim işyerimiz siz kimsiniz bizi dışarı atıyorsunuz ben hiçbir şey kontrol ettirmiyorum, hadi vursana bana, verdim işte yiyecekleri, köpek gibi saldırmayı bilirsiniz ancak” şeklinde sözler sarf ettikleri iddia edildi. İddianamede bu ifadelerin hepsi aynı sırayla ve imla hataları ile birlikte avukatların isimleri değiştirilerek tekrarlandı. Avukat Elif Çalışkan’ın polis Talip Akboğa’yı, avukat Sevinç Sarıkaya’nın da polis Atalay Özdemir’i basit tıbbi müdahale gerektirecek şekilde yaraladığı öne sürüldü.

Çalışkan, yaşananları şöyle anlattı: “Biz yaklaşık 10 müdafii olarak ‘lütfen dosyayı tekrar dikkate alın ortada suç yok, delil yok Hâkim Bey’ şeklinde tepkimizi gösterdik. Hâkim Cantürk odasına çekildiği için tepkimi duymadı, dikkate de almadı. Kimse hakarette bulunmadı. Saat 23.30 civarıydı tutuklular uzun süredir aç oldukları için aileleri yemek almışlardı, onları götürdük. Polis memuru yiyeceklerin folyolu olması gerektiğini söyledi. Biz de gecenin o saatinde folyolu yiyecek bulamayacağımızı isterlerse tek tek kontrol edebileceklerini söyledik. Paketlerle birlikte nezarethaneye girdik. 2 avukattık. 8-9 polis ellerimizdekileriyere atıp çiğnediler. İkimizi de tekmelediler. Tutukluların gözleri önünde gerçekleşti. Avukat Tolga Çakır yardıma geldi, 10 polis etrafını sarıp vurmaya başladı. Çakır’ın dudağı patladı. Hastaneden darp raporu alıp şikâyetçi olduk.” Şikâyetleri ile ilgili dosyada bugüne kadar hiçbir gelişme yaşanmadığına dikkat çeken Çalışkan, “Bu olayda bizim savcılık şikâyetimizde bir arpa boyu yol alınamazken, polislerin hakkımızda yaptığı şikâyet, hızlı bir şekilde ilerledi. Hükümetin doktorlara ve öğretmenlere başlattığı cadı avı şimdi avukatlara uzandı” dedi.


CUMHURİYET / ÖZLEM GÜVEMLİ