Ankara’daki Gezi Parkı olayları sırasında güvenlik güçlerinin ölçüsüz şiddetinde maruz kalan kişiler tarafından Ankara Barosu’na ulaştırılan bilgi, belge ve bir kısım delillerle birlikte görevliler hakkında kamu davası açılması için Savcılığa suç ihbarında bulunulmuştur.
Ankara Barosu Başkan Vekili Avukat Sema Aksoy tarafından Savcılığa ulaştırılan suç ihbarı dilekçesi ile birlikte şiddete uğradığı doktor raporuyla tesbit edilen 135 kişinin başvurusunun yer aldığı 4 adet klasör, 2 adet gaz bombası ve yüzlerce boş kapsül de Savcılığa teslim edildi.
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
İHBAR EDEN : ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhıye/Ankara
VEKİLİ : Av. …..
Ihlamur Sokak No:1 Kat:3 Kızılay/ANKARA
ŞÜPHELİLER : Kanuna aykırı emir veren ve uygulayanlar ile Ankara’daki gösterilerde görev yapan ve şiddet uyguladığı iddia olunan bir kısım güvenlik güçleri.
SUÇ : Güvenlik güçlerinin ölçüsüz şiddet kullanımı, kasten yaralama, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması, görevi kötüye kullanım, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,T.C.Anayasası’nın yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yapma hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3.maddesi’nin ihlali, TCK 86/c-d-e, 256 ve 257. Md ile TCK nın suç olarak tarif ettiği diğer fiiller.
SUÇ TARİHİ : 31.05.2013-10.06.2013 tarihleri arası
D.KONUSU : Gezi Parkı olaylarını protesto etmek amacıyla Ankara’da toplanan gruplara güvenlik güçlerinin ölçüsüz şiddet kullanımına ilişkin Baromuza ulaşan bilgi, belgelerin ve bir kısım delillerin Sayın Savcılığınıza bildirilmesi ile re’sen takibi gerektiren suçların CMK uyarınca ihbarı dilekçesidir.
A. AÇIKLAMALAR :
1. 27.05.2013 tarihinde İstanbul Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarının yıkılması ve beş ağacın yerinden sökülmesi üzerine 50 kişilik bir grubun sabaha kadar nöbet tutması ile başlayan ve kısa sürede Türkiye’nin her yerinde birçok ile yayılan protesto gösterileri, Ankara’da da 31.05.2013 tarihinde Kuğulu Parkta düzenlenen protesto yürüyüşü ile başlamış, güvenlik güçleri yasal güç kullanma sınırlarını da aşarak bu eylemlere şiddetli müdahalelerde bulunmuştur.
2. Bu süreçte güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kaldığını ve mağdur olduğunu iddia eden ekli listede adı ve ekli klasörde bilgileri bulunan vatandaşlarımız mağduriyetlerini Baromuza bizzat gelerek dile getirmişlerdir..
3. Avukatlık Kanununun 76.maddesi ile 95/1-21 kapsamında “… hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” la yükümlü bulunan Baromuz; ulaşan bilgiler ile delil sayılabilecek sağlık raporu, fotoğraflar vb. den oluşan klasörleri Sayın Başsavcılığınıza iletmek ve suç ihbarında bulunmak zorunda kalmıştır
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, insanlık onuruna yapılan benzer saldırıları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinin ihlali olarak görmektedir. Nitekim, 12.02.2013 tarihinde kesinleşen Yılmaz/Türkiye kararında, bu husus açıkça ortaya konulmuştur.
5. AİHM kararına konu olan somut olayda 7 Nisan 2007 tarihinde Araklı’ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yakalanan Necati Yılmaz, üç Başbakanlık koruması tarafından dövülmüştür. Olay ertesinde yapılan sağlık muayenesinde anılan şahsın sağ kulağında 1 cm’lik sıyrık, sağ elmacık kemiği bölgesinde hassasiyet gibi izler/emareler saptanmıştır. Yılmaz tarafından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ise de herhangi bir sonuç alınamamıştır.
6. Daha sonra başvuru üzerine olayı ele alan AİHM, “..bir kişinin özgürlüğünden yoksun kaldığı veya daha genel olarak güvenlik güçleriyle karşı karşıya kaldığı durumlarda, kendi tutumunun zorunlu kıldığı haller dışında, kendisine karşı fiziksel güç kullanılmasının insanlık onuruna karşı bir saldırı teşkil ettiğini..” ifade etmiştir. Başvurana karşı güç kullanılmasını haklı gösterecek bir durumun bulunmadığını kabul eden AİHM, Başbakanlık koruma görevlilerinin Başvuranı “kasıtlı” olarak yumrukladıklarının anlaşıldığını ifade ederek Mahkeme, bu temelde, normal bir yakalama işleminin sınırlarının aşıldığını ve Başvuranın somut olayda aşağılayıcı ve insanlık dışı muameleye maruz kaldığını kabul ederek Sözleşme’nin 3.maddesinin ihlal edildiğini hüküm altına almıştır.”
7. Alıntılanan AİHM kararı, son günlerde ülkemizde yaşanan olaylarda güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddetin hem ülkemiz hem de uluslar arası düzenleme ve sözleşmeleri çerçevesinde insan haklarına, insan onuruna aykırı davranış niteliğinde olduğunu göstermektedir. Bir kişiye yönelik olan bu kararda ortaya konan temel ilke ve yaklaşımlar, binlerce insan için de dikkate alınmalıdır.
8. Anayasa’da yer alan temel hakların ihlali anlamına gelen bu olaylar karşısında, Avukatlık Kanunu’nun 76 ıncı maddesi ile verilen yetki ve göreve dayanılarak, ekteki bilgi, belge, fotoğraf ve deliller ışığında soruşturma başlatılarak yurttaşlarımıza yönelik yasal sınırları aşan saldırılarla ilgili kanunsuz emir veren ve uygulayan sorumlu güvenlik görevlileri hakkında yasal işlemler (kamu davası açılmak üzere) tesis edilmesi için ihbar dilekçemizi sunuyoruz.
B. SONUÇ VE İSTEM :
9. Yukarda arz edilen ve savcılığınızca re’sen göz önüne alınacak sebepler ile şüpheliler hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılmaları için KAMU DAVASI açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
Ekler;
1. Vekaletname
2. Toplam (4) adet klasör (135 adet başvuru belgesi ve ekleri)
3. Müştekilerce tarafımıza ulaştırılan iki (2) adet patlamamış gaz bombası ve boş kapsüller vs.(CS Gaz fişeği-LOT No: NLT12A011-034 ve gaz el bombası GL-310 Seri ABF-C, MDC09)
