ANKARA BAROSU

 Yargının kurucu unsurlarından biri olan Cumhuriyet Savcıları yürütmenin memurları değil CUMHURİYET'in savcılarıdır. Adli kolluk görevlileri de Cumhuriyet Savcısının adli görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.

Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik T.C. Anayasası'na ve Ceza Muhakemesi Kanunun temel ilke ve kuralları ile Adli Kolluk hükümlerine aykırı olup Yürütmenin Durdurulması ve iptali istemiyle dava açılması için hazırlıklarımız tamamlanmıştır.

Adli kolluğun soruşturmalara ilişkin görevlerini yaparken idari amirlere bağlı olmaması ve sadece Cumhuriyet Savcısına bilgi verip, Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmesi kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve yargı bağımsızlığının bir gereğidir. Aksi durum soruşturmaya ve doğrudan yargı erkine yürütmenin müdahalesi anlamına gelir ki bu da Anayasa'ya aykırılık teşkil eder.

Bu nedenle 21 Aralık 2013 tarihli ve 28858 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Adli Kolluk Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Açıkça T.C. Anayasasına ve aşağıda açıklanan Kanun Maddeleri ile temel prensip ve kurallara aykırıdır.

"Adli kolluk" 2005 yılında yapılan değişikliklerle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 164 ila 168’inci maddeleri arasında düzenlenmiş bulunmaktadır.

Ceza Muhakemesi kanununun 157. Maddesinin 1.fıkrasına göre soruşturma evresi gizlidir.

Yine Ceza Muhakemesi Kanununun 164. Maddesine göre Adli Kolluk belirtilen Kanunlardaki soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder.

CMK 164/2 "Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adli kolluğa yaptırılır. Adli kolluk görevlileri, Cumhuriyet Savcısının adli görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir."

CMK164/3 "Adli kolluk, adli görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir."

Yine CMK 161/2 " Adli kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet Savcısına derhal bildirmek ve bu Cumhuriyet Savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür."

Kanuni düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere bir suçun ortaya çıkması hâlinde adli kolluk görevlileri ve sorumluları 5271 sayılı Kanuna göre suçun soruşturulmasında tek yetkili olan Cumhuriyet Savcısının emri altındadır.

Kanunun uygulamasını göstermek üzere 01.06.2005 tarihinde Adli Kolluk Yönetmeliği çıkarılmış, bu Yönetmelikte adli kollukla ilgili usul ve esaslar belirlenmişti.

Adli Kolluk Yönetmeliğine göre;

- “Cumhuriyet savcıları adli görevlere ilişkin emir ve talimatlarını öncelikle adli kolluk sorumlularına verir.

- Adli kolluk, adli görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir.

- Adli kolluk görevlilerine, adli görevi bulunmayan üstleri tarafından, yürütülen soruşturma ile ilgili emir ve talimat verilemez.”

İçişleri Bakanlığının adli kolluğa ilişkin genel esaslarını duyurduğu ve 2005 yılında yayımladığı Genelgelere göre; “adli işlerden sorumlu polis karakolları ve polis merkezi amirleri, ilçe emniyet amirleri, il merkezlerinde ağırlıklı olarak adli görevleri ifa eden asayiş, kaçakçılık ve organize, narkotik, mali, organize, terörle mücadele, çocuk, olay yeri inceleme, yabancılar, güvenlik ve özel harekât şube müdürleri,” adli kolluk sorumlusudur. İçişleri Bakanlığının Genelgeleri ile de il emniyet müdürlerinin adli kolluk sorumlusu olmadığı, adli görevlerin doğru ve eksiksiz yapılıp yapılmadığını gözetleme denetleme, yükümlülükleri olduğu belirtilmiştir.

HSYK’nın (7) No’lu Genelgesine göre de, soruşturma evresi gizlidir ve bir suçun ortaya çıkması hâlinde adli kolluk görevlileri ve sorumluları 5271 sayılı Kanuna göre suçun soruşturulmasında tek yetkili olan Cumhuriyet savcısının emri altındadır.

Kanuni düzenlemelerden anlaşılacağı üzere soruşturma evresinin başlangıcından itibaren adli görevi bulunmayan üstler tarafından adli kolluk sorumlularına hiçbir şekilde emir ve talimat verilemeyeceği açıktır. Çünkü; soruşturma başladığında artık adli kolluk sorumluları savcının emrindedir.

Bu konuda ciddi bilgi kirliliği dolaşmakta olup yargılama sürecini doğrudan ilgilendiren bu konunun açıklanması ihtiyacı doğmuştur.

Saygılarımla

Avukat Sema Aksoy

Ankara Barosu Başkanı