Ankara Barosu, internete ilişkin düzenlemelerin yer aldığı torba yasasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onaylama şeklinin Meclis'i itibarsızlaştırdığını savunarak, "İnternet Yasası demokratik bir hukuk devletinde görülmesi mümkün olmayacak bir yöntemle onaylanmıştır" dedi.

Ankara Barosu, internete ilişkin düzenlemelerin yer aldığı torba yasasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmasını yazılı açıklama ile değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül'ün düzenlemeyi onaylama şeklinin Meclis'i itibarsızlaştırdığının savunulduğu açıklamada, "İnternet Yasası demokratik bir hukuk devletinde görülmesi mümkün olmayacak bir yöntemle onaylanmıştır. Sıkıntılı tarafları olduğu kabul edilmesine rağmen, demokratik bir hukuk devletinde görülmesi mümkün olmayan bir yöntemle, sıkıntıları aşacak yeni bir kanun düzenlemesi sözü üzerine onaylanan bu Kanun ile yasama organı TBMM itibarsızlaşmıştır. Yasama faaliyetini kişisel ilişkilere indirgeyen, mevcut kanunu değiştiren bir kanunun üç gün sonra yeniden değiştirilmesi gibi kabulü mümkün olmayan bu süreç, öncelikle ve doğrudan yasamayı ciddiyetsiz bir faaliyete dönüştürmüştür. Torbayla adalet, torbayla özgürlük olamayacağı da açığa çıkmıştır" denildi. Torba Kanunu ile hak ve özgürlüklerin, koruyucu hukuk temelinden uzaklaştırılarak, köksüzleştirildiğinin savunulduğu açıklamada, siyasi iktidarın her türlü hak ve özgürlüğü sadece kendi penceresinden ele alarak uygulamaya soktuğu öne sürüldü.

-SADECE İLGİLİSİ İTİRAZ EDEBİLİR-

5651 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerin ne anlama geldiğine dair Ankara Barosu'nun görüşlerinin de yer aldığı açıklamada, düzenleme ile tüm internet servis sağlayıcılarının ve internet erişim hizmeti veren diğer işletmecilerin, yeni kurulacak olan Erişim Sağlayıcıları Birliği üyesi olmak zorunda kalacağı belirtildi. Açıklamada, değişikliğe ilişkin Ankara Barosu'nun görüşlerine şöyle yer verildi:

"Yeni düzenlemenin geçici maddesiyle, üç aylık bir süre içerisinde bu Erişim Sağlayıcıları Birliğinin kurulması, kurulamadığı taktirde bütün internet servis sağlayıcılarına para cezası uygulanması söz konusu. Yasal düzenlemeye göre Birlik özel hukuk tüzel kişisi ama işletmecilere zorunlu üyelik şartı var. Birliğe üye olmadan internet servis sağlayıcılarının (İSS) çalışması, faaliyette bulunması mümkün olmayacak. Birlik, esas itibariyle, erişim engelleme kararlarının kısa bir sürede uygulanması için oluşturulmuş bir yapı. Erişim Sağlayıcıları Birliğine tebliğ edilen erişim engelleme kararları, erişim sağlayıcı işletmecilere yapılmış sayılacak ve bu tebligattan sonra dört saatlik bir sürede, erişim engelleme kararının uygulanması gerekecek. Yeni düzenlemeye göre, özel hayatın gizliliğinin ihlali halinde, mağdur olduğunu ileri süren herhangi birisi doğrudan BTK'ya bağlı TİB'e başvuracak. TİB başvuruyu inceleyip, şekil yönünden bir eksiklik bulmadığı taktirde, otomatik olarak erişim engelleme kararı verecek ve bu kararı uygulanması için Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderecek. Karar, en geç 4 saat içerisinde uygulanacak. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde TİB Başkanı doğrudan kendisine iletilen veya kendisinin tespit ettiği ihlallerle ilgili olarak emir veriyor ve bu emir Birliğe de gönderilmeksizin doğrudan TİB tarafından yerine getiriliyor. TİB başkanının emri doğrultusunda erişim engellenmesi üzerine, TİB'e veya BTK'ya 24 saat içerisinde mahkemeye başvuru şartı getirilmemiş. Burada sadece karara karşı, erişim engellenen içerik sahibi tarafından itiraz edilebileceği getirilmiş. Yani sistematik tersine çevriliyor. Tüm erişim engellemelerde erişim engelleme kararını veren savcı, başvurucu karar aldıktan sonra mahkemeye gitmek zorundayken burada TİB'in aldığı bir karardan sonra mahkemeye gitmesine gerek yok, sadece ilgilisi itiraz edebilir"

-PORNODA MAHKEME KARARI BEKLENECEK, BAKANIN OĞLUNUN YOLSUZLUĞUNDA SANSÜR DEVREYE GİRECEK-

Yasanın hazırlanma şeklini de değerlendiren Ankara Barosu, düzenlemeyi hukuk tekniği, insan hak ve özgürlükleri açısından da irdeledi. Yasal düzenlemenin 17 Aralık sürecinden sonra, kamuoyunda hiç tartışılmadan, STK'nın, kullanıcının, işletmecinin görüş ve önerisi alınmadan Meclis'e oldu-bittiyle getirildiğini belirten Ankara Barosu, "Bu düzenleme, tartışılarak hazırlanmış bir yasa değil. Bu noktada, demokratik bir hukuk devleti açısından, özellikle günümüzde internet gibi, ifade özgürlüğüne en ihtiyaç duyulan bir alanda böyle bir yasal düzenleme yapılmasını, demokratik geleneklere ve esaslara uygun değildir" dedi. Çocuk tacizine yönelik bir içerikle ilgili mahkeme ve savcılık kararının beklenmesini, siyasilerin özel hayatına ilişkin bir ihlal iddiasında ise 15 dakika içinde karar alınarak uygulanmasını çelişkili olarak değerlendiren Ankara Barosu,"Hangi fiil daha ağır? Hangi yaptırım daha ağır ve hızlı? Burada denge tamamıyla kaybolmuş. Bu düzenlemeye karşı çıkanları hükümet yanlısı medya organlarda, porno lobisi diye bile adlandırdılar ama, işin tuhafı porno gibi bir şey olduğunda 8. madde geçerli olacak. Ama örneğin başbakanın, bir bakanın oğluyla ilgili bir yolsuzluk haberi söz konusu olduğunda, "özel hayatın gizliliği ihlal edilmiştir' deyip, hemen anında sansür devreye sokulacak" değerlendirmesinde bulundu.

- BNUN ALTINA İMZA ATAN KİŞİLER DE TAKİP EDİLECEK, İZLENECEK-

Düzenlemenin özgürlük kısıtlaması olduğunu savunan Ankara Barosu, hükümetteki yapıyla ilgili her türlü haberin özel hayatın kapsamına sokulacağını belirtti. Düzenleme ile TİB'in hükümetle ilgili şeyleri gecikmesinde sakınca bulunan hal olarak değerlendirebileceğine dikkat çeken Ankara Barosu, "Kişisel verilerin 2 yıl boyunca saklaması, herkesle ilgili internet izinin saklanması demektir. Peki bu verileri, hangi yasal düzenleme, hangi kanunun verdiği izinle saklatıp kullanacaksınız? Böyle bir yasal düzenleme yok. Anayasaya kesinlikle aykırı ve bu özgürlüğün doğrudan kayıt altına alınmasıdır. Yani böyle bir yasal düzenleme olmadan 2 yıl boyunca her türlü internet izinin saklanıyor olması ve istenildiği zaman kullanıma hazır olması, belki de "big brother'ın en fazla vücut bulduğu noktalardan birisi olacaktır. İnternetle özgürlüklerin, internette özgürlüklerin ne şekilde kullanılacağının çok iyi değerlendirilmesi ve algılanması gerektiği gibi, devletin de temel hak ve özgürlüklere saygı açısından kendisini sınırlandırması gerekiyor. Bugün bunun altına imza atan kişilerin de takibi, izlenmesi söz konusu olacak" değerlendirmesine yer verdi.

haberler.com