Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Meclis’e sunulan ve Yargıtay ile Danıştay'ın yapısını değiştirerek daire ve üye sayılarını yeniden düzenleyen kanun tasarısı hakkında ilk değerlendirmeler:

“Daire sayıları ve hakim sayıları azaltılacak diye önce Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin tamamına son verilmek istenmektedir. Sonra HSYK, yeniden Yargıtay ve Danıştay’ı oluşturacaktır. Bu tasarının gösterilen gerekçesi istinaflar çalışmaya başlayınca yüksek mahkemelere gelen iş sayısının düşeceğidir. Herkes tarafından bilinen gayri resmi gerekçe ise cemaatçi olduğu söylenen yüksek hakimlerin yüksek yargıdan tasfiye edilmesidir.  

Maalesef siyasi iktidarın yargıya dair bugüne kadar yaptıkları bundan sonra yapacaklarına dair bize güven vermemektedir. Elbette yargı teşkilatı içinde devlet dışı bir hiyerarşik yapılanma kabul edilemez. Ancak bununla mücadele ediyorum diye yüksek mahkemeleri tamamen siyasi iktidarın istediği kişilerle donatmak da aynı derecede sakıncalıdır. Böyle bir durumda, yargı gücü de bir tek kişinin elinde toplanmış olur.

İstinaf mahkemelerinin çalışmaya başlayacağı, yeni bir bilgi veya sürpriz değildir. Buna ilişkin kanuni düzenleme 2005’te yapılmıştır. İstinaflar çalışmaya başladığında Yargıtay’ın iş yükünde azalma olacağı da bilinmektedir. Buna rağmen önce 2010’da, sonra 2014’te bu iktidar yüksek mahkeme üye sayılarını her seferinde yaklaşık yüzde 50 olmak üzere 2 kere artırmıştır. İlk artırımın hepimizce bilinen amacı 2010 referandumu sonrası oluşan ve cemaat ağırlıklı olduğu söylenen HSYK eliyle Yargıtay ve Danıştay’da cemaat etkisini artırmaktır. 2014’teki artırım ise cemaat-AK Parti ortaklığının bozulmasından sonra oluşan yeni HSYK eliyle yeni yüksek hakimler seçerek daha önce kendi elleriyle yarattıkları cemaat ağırlığını azaltmaktır. Bu defa ise Anayasa’ya uygunluk kaygısı hiç taşınmadan mevcut üyeliklerin sona erdirilerek Yargıtay ve Danıştay’ın sıfırdan yeniden yapılanması istenmektedir. Oysa Anayasa’da aksine bir hüküm yer almadığı için Yargıtay ve Danıştay üyelikleri yaş haddi doluncaya kadar devam eder. Şu halde, gündeme alınan kanun tasarısı Anayasa’nın Yargıtay ve Danıştay üyeliklerini düzenleyen maddesine ve hukuk devletinin özüne aykırıdır. 

“Olağanüstü dönemler olağanüstü çareler gerektirir” denilerek anti demokratik uygulamalar olağanlaştırılamaz. Yargı ile bu denli oynanamaz.”


Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu

Türkiye Barolar Birliği Başkanı