Kolcuoğlu sözlerine şöyle devam etti;

"Cumhuriyeti numaralandırarak iş becermeye kalkanları kınıyorum.  İstanbul Barosu’nun saldırı altında olduğu, avukat arkadaşlarımızın tutuklandığı, baromuzun hedef seçildiği bir dönemde,  seçildiği gruba, barosuna ihanet edenleri kınıyorum.

Şunu ifade etmek isterim ki; ben 45 senedir bu mücadelenin içinde olan bir insanım. Birçok önemli dönemi yaşadım. Baromuzun kapatılması direnişinde de bulundum. Bizim grubumuz önce ilke grubudur. İlk seçilen başkanı ben oldum.  3 dönem baro başkanlığı yaptım..

Kimse, benim devrimciliğime, mücadeleme söz söyleyemez. Ben durup dururken kendi kendime aday olmadım. Burada yaptığımız toplantılarda 3 muhalif oya karşılık ezici bir çoğunlukla Türkiye Barolar Birliği’ne aday göstermeye karar verdik. Bunu herkesin bilmesi gerek. İstanbul Barosu’nun adayı olarak bana oy vermeyen, vermemek için çaba gösteren, değişik saptamalar yapmaya çalışan, bu saptamaları da kendine göre başka sebeplere bağlamaya çalışanlar aslında İstanbul Barosu’nun bu mücadelesini baltalamaktadırlar.

Benim talebim şudur; bu kavgayı 15 seneden beri İstanbul Barosu'yla veren bir yönetimin bu başarılı çalışmaları karşısında uğradığı saldırı ve o saldırılar sonucu âdete barolar karşısında İstanbul Barosu'nun hedef seçilmesi ve İstanbul Barosu avukatlarının en fazla hukuka aykırılıkların yaşandığı bir dönemde tutuklanıp içeri atılması konusundaki mücadelesinin desteklenmesi, sadece genel kurulda olmaz. Ne ile olabilir? İstanbul Barosu'nun çıkardığı, gösterdiği, ben olurum, başkası olur, kim olursa o adayı desteklemekle olur.

TBB 1969 yılında kuruldu. 1969 dan bu güne kadar Ankara Barosu’nun dışında hiçbir barodan TBB başkanı olmadı.

Daha baro başkanı olmadan, Ankara Barosu başkanı sevgili kardeşimiz Metin, beni duayen olarak kabul edip; özellikle benden randevu alıp, bir akşam yemek yiyelim, ben aday olmak istiyorum, sizin deneyimlerinize, önerilerinize ihtiyacım var deyip, bana dostça yaklaştı. Ben de ona böyle bir görevi kabul etmek, böyle bir göreve gelmek büyük bir özveri ister, siz bu özveriyi gösterecekseniz, bende size başarılar dilerim diye uğurlayarak gönderdim. Ama şimdi, burada öyle bir şey görüyorum ki; bana yaşlı diyorlar. 70 yaşında cumhurbaşkanı seçiliyor. Önemli olan üretileni çok iyi yürütmektedir. Bu da büyük ölçüde emektir. İstanbul Barosu olarak, sizler, beni başarılı gördüğünüz için 3 dönem başkan seçtiniz. Zorla seçmediniz. Bana zorla oy verilmedi. Ben de bu görevi yerine getirirken; hiçbir özveriden kaçmadım.

Anadolu’da yaptığım çalışmada; İstanbul Barosu ve adayı konusunda hiçbir tereddüt yok. Sonuna kadar bizimle beraber olacaklarını söylüyor.

Aramızda çatlak ses çıkaranları kınıyorum. Söyleyecekleri bir şey varsa, ya başından itiraz edeceklerdi, ya da seçimde sonra konuşacaklardı. Yola çıktığımız sırada, tamda çalışmalarımız başlamışken; bunu yapmak yerine, birlikte hareket etmemiz gerekirdi. Kendine yer bulmak için her şeyi bir tarafa iterek, hatta Cumhuriyeti bile değerlendirirken numaralama gibi bir ayrıcalığın içerisine düşerek bir şeyler yapmaya çalışan arkadaşlarımı kınıyorum. Ben Başar arkadaşımı çağırdım konuştum. Aday mı olmak istiyorsun gel dedim. Başkalarının şemsiyesi altına girip de aday olmayacaksın. Aday olacaksan, seni delege yapan o grubun içine geleceksin, aday olacaksın ve oradan aday çıkacaksın ve arkadaşlarımız sizi değerlendireceklerdi. Yoksa başkalarına sığınarak, kendi baronu bir tarafa iterek, kendi baronun aldığı kararları hiçe sayarak bunu yürütmen mümkün değildir. Geçici olarak bir şeyler sağlayabilirler, ama ilkesel olarak hiçbir zaman başarıya ulaşmaları mümkün değildir.

Bu yolda hep beraber yürüyeceğiz" dedi.