Şeyh Bedrettin Heykelinin dikilmesini istediklerini belirten Baro Eski Başkanları yaptıkları ortak açıklamada, “Son günlerde halen Edirne Barosu Başkanlığı görevini sürdürmekte olan Av. Özgür Yıldırım ile Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan arasında yerel medya ve sosyal medya aracılığı ile bir tartışma sürdürülmektedir. Bu tartışma, Edirne Belediye Başkanı’nın Edirne’ye Şeyh Bedreddin heykeli koyacağını açıklaması ve Edirne Baro Başkanlığı görevini sürdürmekte olan Av. Özgür Yıldırım’ın bu heykelin Edirne’ye konmasına karşı çıkması ile başladı.

Heykelin Edirne’ye konmasına karşı çıkan Av. Özgür Yıldırım, Şeyh Bedreddin’in Osmanlıya isyan eden bir asi olduğunu, FETÖ terör örgütü gibi bir örgüt kurduğunu, Şeyh Bedreddin’in Edirne’ye heykelinin konmasını savunanların “terör örgütlerine iltisakı olan marjinal gruplar” olduğunu ve buna benzer argümanları önceleri kendi kişisel düşüncesi olarak açıkladığını belirterek seslendirirken, son açıklamalarında ise, bu konuşmalarını Edirne Barosu adına yaptığını da eklemiştir.

Şeyh Bedreddin heykelinin Edirne’ye konmasını destekleyenler ise, Şeyh Bedreddin’in öncelikle Edirne’nin yetiştirdiği özellikle hukuk alanında çağının en saygın eserlerini vermiş bir bilim adamı olarak tarihte yerini aldığı, Türk tarihinde kardeş kavgalarının yaygınlaştığı fetret devrinde, taht kavgası yapanlardan Mehmet Çelebi’nin kardeşi Musa Çelebi’nin yanında ve onun Kazasker’i olarak Osmanlı hanedanı üyeleri arasındaki iktidar mücadelesine katıldığı; yaşadığı dönemde yayınladığı hukuk eserlerinin yanında düşünsel eserler de verdiği ve bu eserlerinde günümüzden 600 yıl önce yaşamış bir düşün adamı olarak, zamanının çok ötesinde hümanist düşünceleri savunduğu, insanlar ve insanların mensubu olduğu etnik kültürler ve dinler arasında barış ve kardeşliği savunan düşünceler taşıdığı, Edirne’nin yetiştirdiği böyle bir değerin heykelinin Edirne’ye konmasının kültürel yönden güzel bir eylem olacağı tezini savunmaktadırlar.

Edirne Barosu, geçmişte Osmanlı devleti dönemi de dahil, Türk yurdunda çağdaşlığın ve ilericiğin, insan haklarının, hukukun üstünlüğü mücadelesinin daima öncülüğünü yapmış olan Edirne şehrinin Barosudur. Edirne Barosu’nun, Edirne ve lideriğini yaptığı Rumeli insanlarından daha geride bir düşünce yapısında olmasını savunmak, öncelikle Edirne Barosu’nun bu güne kadar geçmişten gelen mensupları tarafından oluşturulmuş ilerici ve çağdaş yapısına en büyük ihanettir. Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin, en tartışılmaz yargıç olan tarihin değerlendirmesinde; 600 yıl öncesinde Türklerin yetiştirdiği çok büyük bir hukuk adamı, insan özgürlüğü ve kardeşliği idealinin savunucusu olarak en kıymetli yerini almıştır.  

Böyle çağları aşan düşün ve eylem adamlarına, yaşadığı dönemde de, sonrasında da, 600 yıl sonra da birtakım marjinal örgütler sahip çıkabilir veya birtakım marjinal düşüncedeki insanlar karşı çıkabilir. Ne o marjinal örgütlerin sahip çıkması, ne de o marjinal düşünce sahiplerinin karşı çıkması, Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin’in tartışılmaz değerini ne azaltır ne fazlalaştırır.

Edirne Barosunun önceki başkanları olarak; Edirne’ye Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin’in heykelinin konmasını gecikmiş bir vefa borcunun yerine getirilmesi olarak değerlendiriyor ve yurdumuzun içinden geçmekte olduğu bu ateşten günlerde, Edirne Barosu’nun böyle bir tartışma içine çekilmiş olması nedeni ile üzüntülerimizi Edirne kamuoyuna sunuyoruz” dediler.

Kaynak: http://www.baroturk.com