Av.Ömer Yasa

Yaklaşan TBB Genel Kurulu dolayısıyla avukatlar arasında yorumlar ve dedikodular yoğunlaşmaya başladı. Bu önemli meslek kuruluşunun geleceği mutlaka meslektaşların geleceğini etkileyebileceği gibi ülkenin geleceğini de etkileyecektir.

30.000’e yakın üyesiyle Türkiye’nin ve Dünyanın en kalabalık barosu olan İstanbul Barosu 99 delegesiyle Türkiye Barolar Birliğinin 410 üyeli genel kurulunda önemli bir yer tuttuğu için bakışlar onların üzerinde yoğunlaşmış durumda.  

TBB Başkanlığına İstanbul Barosunun eski başkanlarından Av. Kazım KOLCUOĞLU’nun da aday olmasının yanı sıra, delegeler arasında büyük bir grubun Ankara Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU’nu destekleyeceklerini açıklamaları, bir grubun da Av. V. Ahsen COŞAR’ın listesine girebilmek için kulisler yaptığının duyulması bazı kişileri rahatsız etmekte. Hele “Kazım KOLCUOĞLU’nun son gün Ahsen COŞAR ile iş birliğine girip Başkan Vekilliği alarak onu destekleyeceği” biçimindeki dedikodular, 11 yıldır İstanbul Barosunda yönetimde bulunan Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu içinde huzursuzluk yaratmakta.

Bu söylentiler dolaşırken grubun eskilerinden olan Av. Prof. Dr. Erdener YURTCAN dostuma geçmiş olsun ziyareti yaptım. Hocamız hafta içinde düşerek dizinde oluşan tendon yırtılmasından ötürü ameliyat olmuş ve 2 ay yatağa bağlanmak zorunda kaldığı için üzgündü. Bu vesileyle kendisine geçmiş olsun mesajı yollayanlara teşekkürlerini de benim aracımla iletmek istediğini ayrıca belirtiyorum.

Sohbet sırasında ikimiz de Baromuzun uzun yıllar TBB delegesi olduğumuz için konu ister istemez Genel Kurul toplantısı ve Başkan seçimine geldi. Gazetecilik damarım depreşerek ses alma aygıtımı çıkarıp kendisiyle söyleşi yapmayı önerince eksik olmasın kabul etti.

 

SÖYLEŞİ

Sevgili Arkadaşım ve Meslektaşım, Bugüne kadar İstanbul Barosu delegesi olarak katıldığın Türkiye Barolar Birliğinin bütün Genel Kurullarında daima aydınlatıcı ve toparlayıcı konuşmalarınla yol göstericilik görevini üstlenirdin. Bu seçimli Genel Kurulda ikimiz de yokuz ama biliyorum ki kulislerden bilgin var ve bu kez buradan dile getireceğin görüşlerinle delegelere ışık tutacak açıklamalarda bulunabilirsin.

TBB’nin bu Genel Kurulundan ülke ve meslektaşlar açısından neler bekliyorsun?

 

Erdener YURTCAN: Ezelden beri söylediğim bir husus var. Dünyanın bir numaralı kavramı hukuktur, çünkü hukuk toplumu düzenleyen, devletin yetkilerinden başlayarak bireylerin hak ve özgürlüklerinin temellerini oluşturan ve çerçevesini çizen güçtür. Bu nedenle de en iddialı kavramdır. Hukuk, güç kaynağını yaptırım gücünden alır, çünkü her aykırı eylem hukukun yaptırımları ile doğru temellere oturtulur.

Bu nedenlerle hukuku meslek edinen kişiler de toplumda önemli bir yer alırlar. Bu husus aynı zamanda hukukçuya ağır bir görev yükler. Bu görevin en geniş boyuttaki anlamı, hukukçunun topluma ve bireye sahip çıkmak, onu korumak, gözetmektir. Bu görevin içinde elbette hukuku zedeleyen, hukukun öngördüğü kurallara aykırı fiil ve hareketlerin yaptırım altına alınması da vardır.


Hukukçu bu görevi iyi biçimde yerine getirebilmek için öncelikle iyi bir hukuk eğitimi almalıdır. Bu eğitimin üstüne hukuku iyi uygulamak adına ek mesleki bilgi ile donatılmak da kaçınılmazdır. Böyle bir birikim ve bunun verdiği güç toplum içinde hukukçuyu güçlü kılar. Bu hem toplumun hem de meslek grubunun menfaatine olur.


Bu yaklaşım içinde söylemem gerekir ki, hukuk mesleğini avukat sıfatıyla yapan kişilerin farklı görevleri ve sorumlulukları vardır. Bunların başında avukatın aydın sorumluluğu gelir. Avukat bir aydındır ve ülkesinin ve dünyanın sorunlarını takip etmek, bu sorunlarla ilgili düşünce üretmek, bunları uygulamak için plan ve projeler geliştirmekle yükümlüdür. Bu tavır ve davranış asla bir avukatın politika yapması değildir. Bir avukat elbette politika ile de uğraşabilir. Bu durumda onun yöneleceği adres bir siyasal partidir. Bu partinin çatısı altında avukat politika ile uğraşır. Bu onun en doğal hakkıdır. 

Bu açıklamalarımın ışığı altında, sorunun içinde yer alan, avukatlardan ülke açısından neler bekliyorsun, bölümüne vereceğim cevap şudur: Her avukat bir aydın olarak ülkesine karşı aydın sorumluluğunu yerine getirmekle yükümlüdür. Bundan kaçamaz. Böyle bir tavır hem kendisine, hem avukatlık mesleğine zarar verir. TBB’nin genel kurulu da bu hususların dile getirilmesi için, ülkenin sorunlarına sahip çıkılması için, çözümler üretilmesi için en uygun platformdur. Bu platform ses getirmek için bir şanstır. Bu şans iyi kullanılmalıdır.

TBB genel kurulundan meslektaşlarım için neler beklediğime gelince, bunu iki bölümde ele almam uygun olur. İlkin avukatlık mesleğinin önündeki engeller kaldırılmalı, avukatlık mesleğinin daha özgür ve yüksek seviyede yapılması sağlanmalıdır. Bu konularda ayrıntıya girmek, bu söyleşinin sınırlarını aşar. Mesleğinde 47. Yılını sürdüren bir kişi olarak daha önce yazdıklarıma ve söylediklerime yollama yaparak yetinmek isterim. En kısa adreslerden biri, geçmişte TBB genel kurullarında yaptığım konuşmalardır.

Bu soru vesilesi ile belirttiğim düşüncelerime son verirken, hepimiz için geçerli bir öz eleştiriyi de tekrar belirtmem uygun olur. Her mesleğe şeref ve itibarı kazandıran da kaybettiren de o mesleğin mensuplarıdır. Avukat olarak her adımımızı atarken bu düşünce bizi sarmalamalıdır. Bu, inanın mesleğimize çok şey kazandırır.

İstanbul Barosu delegelerinin Genel Kurul öncesi durumunu değerlendirir misin?

 

Erdener YURTCAN: Bu dönem delege olmadığım için, içyapıyı tam olarak bilmiyorum. Bildiklerim bana değişik kaynaklardan anlatılanlarla sınırlı. Bu konuda geçmişte Baromuzun birleşik bir yapısı vardı. Bu yapı da genel kurullarda İstanbul Barosuna ayrı bir yer ve güç kazandırmaktaydı. Bugün için bu konudaki bölünmelerin elbette nedenleri vardır. Bu bölünmelerin ne İstanbul Barosuna, ne TBB’ye, ne de avukatlık mesleğine zarar vermesini istemem. Mesleğimize verilecek olan en küçük bir zarardan herkesin kaçınması temel bir ödevdir.

 Başkan Adayları hakkında değerlendirme yapmak ister misin?


Erdener YURTCAN: Tüm adayların ülkemiz hukukuna ve avukatlık mesleğine sahip çıkmak için, daha iyi daha güzel şeyler üretmek için yola çıktıklarını düşünüyorum. Bu tabii bir tavırdır. Adaylar genel kurulda bu tavırlarını sergilediklerinde, genel kurul kimi ekibi ile göreve getirirse, meslek onlarla birlikte yol alacak demektir. Bence bu noktada önemli bir satırbaşı var: Meslektaşlarım seçim bittikten sonra yeni yönetimi meslek adına desteklemelidirler. Bu tavır mesleğe güç kazandırır. Ben bunun faydasına inandım ve bu yolda yürüdüm.

Kurulduğu 1969’dan bu yana TBB Başkanlığını daima Ankara Barosu Başkanları üstlendiler. İstanbul Barosundan iki kez seçim yarışına girildiğinde çeşitli nedenlerle gerekli oy sağlanamadı. Bu kez şansımızı nasıl görüyorsun?

Erdener YURTCAN: Bu soruya sağlıklı bir cevap vermem mümkün değildir, çünkü seçim sürecinin dışında bir kişiyim. İç dinamikleri de bilmiyorum.

Yönetim Kurulunda bir oylama yapılarak karar verildikten sonra karşı oy verenlerin bile karara uymak zorunda olduklarını biliyoruz. TBB delegesi olarak seçilenler arasında da bir karar verildiğinde tüm delegelerin de bu karara uymak zorunda olması hukuken gerekir mi?

Erdener YURTCAN:  Topluluk hukuklarında yönetim kurullarında ortak sorumluluk ilkesi çerçevesinde birlikte hareket etmek zorunluluğu, yönetimde istikrarın sağlanması amacını taşır.

Kanımca bu ilke TBB delegeliği platformuna taşınamaz. Delegelere belirli tavırları sergileme, hatta daha da ileri giderek, gösterilecek adaya oy verme yükümü yüklenemez. Bu konuda olması gereken, karşılıklı görüş alışverişi ile ortak noktalarda buluşmaktır. Bu sağlandığında, önemli mesafeler katedilmiş demektir. Bundan da faydalı sonuçlar doğar.

Bu röportajımızın yayınlanacağı internet gazetesi, ( www.adaletbiz.com )  Türkiye genelinde büyük bir avukat kesimine ulaştığından özellikle TBB’nin tüm delegelerine bir mesajın var mı?


Erdener YURTCAN: Benimle yaptığın bu söyleşi, mesleğimiz adına, ülkemiz adına, hukukumuz adına düşüncelerimi açıklama fırsatını verdi. Teşekkür ederim.

Ben söyleşinin tüm içeriğinde mesajlarımı vermeye çalıştım. Bunları satır aralarına serpiştirdim.

TBB’nin tüm genel kurullarında yaptığım konuşmalarım, hatırlarsın, şöyle biterdi: Bu duygu ve düşüncelerle sizleri kucaklıyorum, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Bu hiçbir zaman değişmeyecek.

Tüm meslektaşlarımın TBB genel kurulunda en iyi tavırları sergileyeceklerinden o kadar eminim ki. İçim çok rahat.

Bu hasta yatağında hayır demeyerek yaptığın değerlendirmelerin hedefini bulmasını dilerim. Tez zamanda iyileşip ayağa kalkman dileğiyle tekrar geçmiş olsun derim. Fotoğraflarımızı çeken değerli eşin Nemika Hanım kardeşime de ayrıca teşekkürler…