Çağımızın en büyük vebalarından bir tanesini sosyal medyanın, erişilebilirlik ağlarının sebep olduğu bilgi kirliği ya da yanlış veri transferi, edinimi olarak belirtebilirim. Yine sosyal medya ya da erişebilirlik ağlarının vebalarından bir diğerinin ise bireylerin üzerinde sebep olduğu yapay (gerçek dışı) bir hayat algısı ya da sahte ilişkilerin fütursuzca sergilenmesi, harcanması olarak örnekleyebilirim.

Burada değineceğim, kısaca izah edeceğim husus ise yanlış, eksik ya da yalın bilgilerin, verilerin transferi, edinimine dairdir. Daha iyi anlaşılabilmesi açısından, mensubu olduğum avukatlık mesleğinin faaliyetleri üzerinden bu bahsi açmak istiyorum. Müvekkillerimden ya da müvekkil adaylarımdan çokça işittiğim en vahim beyanatlardan örneklemeler vermek gerekirse; "yahu avukat bey ben baktım google, #yandex ve diğer arama motorlarında şöyle linkler buldum, orada böyle yazıyordu bla bla bla..." "Avukat bey internette buldum şöyle bir dilekçe bu bizim dava için olur mu?.."

Çağımızın yüksek teknolojik gelişimi sayesinde, bilgiye, veriye erişim hızlanmış gibi görünse de; bu durum salt anlamı ile hayatın çok içinde olan, tecrübe ve pratik gerektiren daha da elzemi "yüksek muhakeme yetisi" gerektiren avukatlık, doktorluk gibi meslekler için pek bir anlamı yoktur.

Avukatların yani hukukçuların dahi "hafız" (ezberci) gibi yetiştirildiği bir sistemde belki benim aksime düşünen azınlık sayıda avukat, hakim, savcı dahi çıkacaktır. Ancak antik yunana ve öncesi tarihi verilere kökünü dayamış "avukatlık" mesleği insanın olduğu, hayatın olduğu her zerre olmak durumda kalmıştır. Avukatlar, en azından ortalama zekaya sahip, yüksek muhakeme yetisi ile beraber yüksek vizyon, öngörüye sahip düşünür filozof hukukçular olması gerekmektedir. Velhasıl, avukatlık mesleği, google'dan iki kanun maddesi tespit etmekle icra edilebilecek bir uğraş değildir.

Avukatların çoğu kanuni mevzuatları ezberinde tutmazlar, ancak AİHS, Anayasa gibi ya da çok temel mevzuat hükümlerinin içeriğini ve maddelerin genel hatlarını neyin nerede olduğunu hemen tespit edebilirler. Bu da aslında pratiğin bir getirisidir. Avukatlık mesleğinin ifasında hiç bir zaman iki artı iki dört etmez binaenaleyh bir çok kanuni düstur, karineye hakim olmakla beraber yüksek muhakeme yetisi ve analitik bir zeka ile senteze, çözüme varmaya çalışırız. Nitekim bu da salt anlamı ile ezberci sistem, hafızlık ile olabilecek bir şey değildir. Din adamlarında dahi hafızların ancak kuran ayetlerini ezbere bilirken, din alimlerinin ilim ürettiklerini biliriz. Bunun yanı sıra ise adliye işleyişi, metafizik düşsel muhakemelerin dışında, metasal anlamda ise avukatlar adliyeye, idari makamlara hakim ve genel olarak iç işleyişlerini bilirler.

Bu sebeple çok değerli vatandaşlarımızı bu bahiste kısaca uyarmak istedim. Siz, siz olun GOOGLE AVUKATI (!) olmayın, telafisi imkansız hak kayıplarına sebebiyet verip, bir bardak soğuk su içmek zorunda kalmayın.

Saygımla,
Orhan Önal

http://www.hukukihaber.net/