7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi, Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı gibi seçim meydanlarında miting yapması, devlet olanaklarını kullanarak iktidar partisine oy istemesi, iktidar partisi genel başkanı ile birlikte seçim kürsülerine çıkması, açıkça Anayasa'yı ihlaldir.

 Anayasa'nın 6. Maddesi'ne göre "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.". Cumhurbaşkanı ise, daha önceki alışkanlıklarını devam ettirerek, tıpkı yürütmenin başıyken yargı yetkisini dolaylı yoldan kullanmaya çalışması gibi, şimdi de Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bulunmasına karşın, siyasi parti başkanı yetkisini kullanmakta; daha vahimi, Cumhurbaşkanlığı imkanlarıyla ve Anayasa'nın "tarafsız Cumhurbaşkanı" tarifine tamamen aykırı şekilde davranarak bir  siyasi partinin seçim kampanyasını yürütmektedir. Bu kampanya çerçevesinde, başka siyasi partilere ayrılmış seçim meydanlarını dahi işgal etmekte, meydanlarla ilgili önceden ilçe seçim kurullarınca verilmiş kararları iptal ettirebilmekte ve Yüksek Seçim Kurulu dahil hiçbir makam bu hususta görevini yapmamaktadır.

 Anayasa'nın 102. maddesinin başlığı "Cumhurbaşkanı, nitelikleri ve tarafsızlığı" olup, maddede açıkça "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir..." demektedir. Anayasa'nın "tarafsız, partiler üstü Devlet'in başı" olarak görüp, sorumsuzluğunu düzenlediği Cumhurbaşkanlığı makamı hiçbir zaman bu günleri görmemiştir... Hukukun hükmünün sürmediği yerde demokrasi olmaz. Hukukun bittiği yerde devlet de devletin başı da olmaz. Akla, ilme dayalı tüm meşruiyet zemini ayaklarımızın altından hızla çekilirken, 12 Eylül Anayasası'nı yapanların dahi öngöremediği bu "Cumhurbaşkanı" tablosunu, faşizmin karanlık tarih yapraklarından biri olarak not düşmek görevimizdir.

29.05.2015

AVUKATLAR SENDİKASI