Sözcü Yazarı Saygı Öztürk, "Ankara'daki T ve L tipi cezaevlerinde müvekkilleriyle görüşebilmek için gece gelip cezaevinin otoparkında yatan avukatlar olduğu biliniyor" dedi.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, darbe girişimin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında yapılan tutuklamalarla ilgili olarak "F tipi cezaevinde müvekkiliyle görüşmek isteyen avukat saat 06.30'da kaydını yaptırdı. O saatte kendisinden önce 3 meslektaşı daha adını yazdırmıştı. Görüş odasına girdiğinde saat 11.00'e gelmişti. F tipinde durum böyle ama diğer cezaevleri daha da sıkıntılı" dedi. "Ankara'daki T ve L tipi cezaevlerinde müvekkilleriyle görüşebilmek için gece gelip cezaevinin otoparkında yatan avukatlar olduğu biliniyor" diyen Öztürk "O cezaevlerinde de avukat görüşme odalarının tamamı açılmıyor. Avukat kuyrukları oluşuyor, saat 06.30'da gelen görüşebilmek için 10'uncu sırayı almışsa kendini şanslı sayıyor" ifadesini kullandı.

Saygı Öztürk'ün "Cezaevlerinde de çok şey değişti" başlığıyla yayımlanan (7 Ekim 2016) yazısı şöyle:

15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında yaşananlar, güven ortamını tamamen ortadan kaldırdı. O yüzden kamu görevlileri birbiriyle rahat konuşamıyor, imza atması gerekenler “acaba bunun arkasında bir şey var mı?” kaygısını taşıyor. Bakıyorsunuz yaveri Cumhurbaşkanı'na, emir subayı Genelkurmay Başkanı'na, kuvvet komutanlarına ihanet etmiş, o gece silahı en yakınındakiler çekmişti. Onların yerlerine getirileceklerin haftalarca süren araştırması yapıldı ve “temiz kağıdı” verilse de açıkçası içleri rahat değil…

Darbe girişiminde rol aldığı iddiasıyla tutuklanan Hava Kuvvetleri eski Komutanı ve YAŞ üyesi Akın Öztürk'e, avukat Sinan İnce saldırmış, yumruk atarken “bunun devamı gelecek” diye bağırmıştı. Gerek bu olay, gerekse cezaevi personelinden de çok sayıda infaz koruma memurunun tutuklanması cezaevinde avukat görüşlerini zorlaştırdı.

Avukat görüşünde memur bulunuyor

Yapılan yasal düzenlemeyle cezaevlerinden 38 bin kişi tahliye edilirken, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu olduğu gerekçesiyle tutuklananların sayısı da 32 bine ulaştı. Avukatlar, darbe girişiminden ya da FETÖ üyeliğinden tutuklananların avukatlığını üstlenmek istemiyor. Kendilerine göre haklı gerekçeler ileri sürüyor. Avukatlığı üstlenmeyi kabul edenler ise alabildiğine yüksek vekalet ücreti istiyor. Maaş alamayan, emekliye sevk edilmeyen, eşi ya da çocukları işten çıkarılan, mal varlıklarına tedbir konuların o ücretleri ödemeleri de hayli zor.
Akın Öztürk'e avukatın saldırması, cezaevi personelinin tutuklamalar nedeniyle azalması en çok avukat ve tutukluları etkiledi. Yakın bir döneme kadar avukatlar istediği saatte cezaevine gidip müvekkilleriyle görüşüyordu. Şimdi buna da sınırlama getirildi. Kamera, ses kaydı bulunmasına rağmen avukatla, tutuklunun görüşmeleri sırasında yanlarında mutlaka bir infaz koruma memuru bulunuyor. Bu durum farklı yorumlanıyor. Kimisi avukatın ya da tutuklunun birbirlerine saldırmasının önüne geçmek için, kimileri de içeride olup bitenlerin avukatlara söylenmesini engellemeye dönük bir önlem olduğu söylentisi gerçek olmasa bile yayılıyor.

Altı odadan ikisi kullanılıyor

Cezaevlerinde sıkı güvenlik önlemi uygulanıyor. Bu konuda kimse bir şey diyemez. Belli önlemlerin alınması gerekiyor. Ama tutuklu ya da hükümlülerle avukatlar örneğin F-1 tipi cezaevinde daha önce 6 odada görüşme yapabilirken, şimdi oda sayısı 2'ye indirilmiş. Tutuklu sayısı fazla olunca, avukatların görüşmesi de zor oluyor.

F tipi cezaevinde müvekkiliyle görüşmek isteyen avukat saat 06.30'da kaydını yaptırdı. O saatte kendisinden önce 3 meslektaşı daha adını yazdırmıştı. Görüş odasına girdiğinde saat 11.00'e gelmişti. F tipinde durum böyle ama diğer cezaevleri daha da sıkıntılı… Ankara'daki T ve L tipi cezaevlerinde müvekkilleriyle görüşebilmek için gece gelip cezaevinin otoparkında yatan avukatlar olduğu biliniyor. O cezaevlerinde de avukat görüşme odalarının tamamı açılmıyor. Avukat kuyrukları oluşuyor, saat 06.30'da gelen görüşebilmek için 10'uncu sırayı almışsa kendini şanslı sayıyor.

İçeriye ikişer ikişer alıyorlar. İki avukat görüşürken, diğerleri bekliyor. Hele avukatın birden çok müvekkili varsa ve onlarla da gelmişken görüşürse sırada bekleyen avukat yandı. Yaşanan bu durum ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye'nin karşısına çıkarılırsa şaşırmayalım.

Görüş saatine sınırlama...

İnfaz koruma memurlarının özlük hakları yıllardır düzeltilmedi. Demir parmaklıkların, kör pencerelerin arkasında görev yapan bu insanlar, yaşanan olumsuzluğun sorumlusu değil. Onlar, kendilerine verilen emri yerine getiriyor.

Şimdi görüş saati saat 09.00'da başlıyor, 17.00'de bitiyor. Oysa yasada avukatın her saat müvekkiliyle görüşebileceği yazılı… Nitekim yakın bir döneme kadar 20.00'de, 22.00'de bile görüşen avukatlar vardı. Üstelik görüşler için zaman sınırlaması yoktu. Şimdi avukat bir müvekkiliyle en fazla 30 dakika görüşebiliyor. Yani cezaevi yönetimi hem var olan görüş odalarını kapattı, hem de görüşe sınırlama getirdi. 15 Temmuz'dan önce tutukluları milletvekillerinin ziyaretine izin verilmesine rağmen, şimdi dilekçelerine cevap verilmiyor ve dolayısıyla ziyaretler de gerçekleştirilemiyor.

Görüşmenin kısıtlanması, zorlaştırılması, ister istemez değişik söylentilere, yorumlara yol açıyor. Bunların ne olduğunu Adalet Bakanlığı yetkilileri de çok iyi biliyor.

Kaynak: Haber Kaynağı