Cumhuriyet gazetesi davası kapsamında tutuklu kalan yazar ve yöneticilerimiz nezdinde haksız tutuklamalara karşı çıkmak amacıyla başlatılan Adalet Nöbeti’nin 6 Nisan 2017’deki buluşmasında polisin saldırısına maruz kalarak gözaltına alınan 9 avukathâkim karşısına çıktı. Mahkeme, derhal beraat talebini reddetti. Duruşma 12 Ekim’e ertelendi. İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya yargılanan avukatlar Kemal Aytaç, Gökmen Yeşil, Hatice Nur Gök, Kıvanç Kayaoğlu ve Özge Serdar katıldı.

‘İçimize sindiremiyoruz’

Duruşma başlangıcında İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu söz aldı. Durakoğlu, “Avukatların süpürülerek adliyeden çıkarıldığı bir olgunun yargılamasını yapmayalım. Nasıl karar alırsanız alın yargılamanın yapılmasını içimize sindiremiyoruz. Bir utancı tespit edip çıkalım. Avukatların haksızlığı dile getirirken maruz kaldığı durumun, avukatın adliyeden süpürülerek çıkarılmasının davasının görülmesini anlamıyorum” dedi. Durakoğlu, davaya dayanak yapılan polis tutanağına tepki göstererek “Tutanağa göre avukatlar kendi kendini ittiği için yaralanmış” dedi. Yargılamanın başlamadan bitmesini istediklerini söyleyen avukatlar, derhal beraat talebinde bulundu. Duruşmada yargılanan avukatlardan ilk sözü Kemal Aytaç aldı. Aytaç, neden Adalet Nöbeti tuttuklarını anlatarak “Dava konusu nöbet ilk nöbetimizdi. Biz de tam ne yaptığımızı bilmiyorduk. Karşımızdakileri de bilmiyorduk. Bizim hukuksuzluklarla ilgili ses çıkarmamız gerekiyordu. Özellikle Cumhuriyet gazetesindenavukat arkadaşlarımızın da tutuklanması bir işaret fişeği oldu bizim için. Slogan atmadık. Çünkü biz kendimize bu kuralı koyduk. Emniyet müdürleriyle görüşmelerimizde hepsine anlattık. ‘Burası adliye, bizim işyerimiz. Yaptığımız meşrudur’ dedik. Buna rağmen bize saldırdılar” dedi. Aytaç, müdahalenin sonraki haftası Emniyet müdürünün özür dilediğini söyledi. “Biz haklıyız, meşruyuz” diyen Aytaç, 67 hafta boyunca nöbete katılıp konuşma yapan kişileri saydı ve şunları söyledi: “67 haftadır tutulan nöbete katılan yüzlerce kişiye dava açılması gerekir eğer suçsa. Burada yargılanması gereken biz değiliz çünkü suç işlemedik. Adalet Nöbeti yargılanamaz ancak alkışlanır, ödüllendirilir.”

‘Çakıl taşlarıyız’

Ardından saldırıda burnu kırılan ÇHD İstanbul Şube Başkanı avukat Gökmen Yeşil’e söz verildi. Yeşil, Soma davasından geldiğini ve orada ödül gibi cezalar verildiğini belirterek, şunları söyledi: “Şayet Adalet Nöbetçileri olmasaydı, baro başkanlarımız olmasaydı, itiraf edenler olmasaydı halkımıza emekçilere yönelik saldırılar daha dizginsiz, pervasız olacaktı. Hesap soran hiç kimse olmayacaktı. Bu ülkede insan hakları, demokrasi için insanca yaşamak için Adalet Nöbetçilerinin varlığına ihtiyaç var. Bu nedenle oradaydım. 67 haftadır da buradayız. Biz itiraz etmeye devam edeceğiz. Akıntı çok şiddetli olabilir bazen ancak bizler akıntıya karşı çakıl taşlarıyız. Şayet bu Adalet Nöbeti , eylemler bizden ibaret olmasaydı, hâkimler, savcılar daha örgütlü olabilseydi bugün hiçbiri baskı altında olmayacaktı. Yargı mensuplarının kendi hak ve özgürlükleri için daha rahat karar verebilirlerdi. Biz Adalet Nöbeti’ne, eylemlerimize devam edeceğiz.”

Berkin davasına bilenmişler

 Yeşil’in ardından sanık avukat Kıvanç Kayaoğlu konuştu. Kayaoğlu, müdahale sırasında polislerin kendinden yaşça büyük bir meslektaşını kalkanlarla sıkıştırdıklarını gördüğünü, kalkanların çekilince yere düştüğünü, meslektaşını yerden kaldırırken gözaltına alındığını söyledi. Kayaoğlu, gözaltı otobüsünde bekletilirken, bacağı kırılan meslektaşı Erkan Ünüvar’ın elleri kelepçeli bir şekilde getirilerek yaka paça otobüse atıldığını belirtti ve “Gözaltında beklerken çevik kuvvet polislerinin aralarında ‘Biz Berkin Elvan davasına gelenlere bilenmiştik. Bunlara nasip oldu’ dediğini duydum” diye konuştu. Yargılanan avukatlardan Özge Serdar ise, “Büyük bir öfkeyle ve kinle müdahale ediyorlardı. Bizim sürekli birada olmamız nedeniyle öfkeliydiler. Polisler, hâkimler bir araya gelemiyorlar çünkü” dedi. avukat Hatice Nur Gök de, “Adalet Nöbeti bir dayanışma örneğidir. Böyle bir nöbetin gerçekleştirilmesi için en uygun yer işyerimiz olan adliye idi. Kadın bir polis bana tokat attı. Dosyadaki tek fotoğrafım bu. Omzumdan darp edildim. Benim bu davanın müştekisi olmam gerekirdi. Demokratik barışçıl bir eylemdi. Müdahaleye gerek yoktu” dedi.

400 avukata dosya için yetki belgesi

Yargılanan avukatları savunmak amacıyla oldukça küçük olan duruşma salonunda İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve Adana Barosu Başkanı Veli Küçük’ün aralarında bulunduğu çok sayıda avukat vardı. Aynı zamanda 400 avukata da dosya ile ilgili yetki belgesi verildi. İstanbul Adliyesi’nde avukatlarca başlatılan Adalet Nöbeti’nin 6 Nisan 2017’deki buluşmasına polis ve güvenlik görevlileri saldırmış, saldırı sonucu Gökmen Yeşil’in burnu, Ünüvar’ın ise bacağı kırılmıştı. Saldırıda bulunan polisler hakkında takipsizlik kararı verilirken, avukatlar Kemal Aytaç, Gökmen Yeşil, Diren Yeşil, Hatice Nur Gök, İsmail Anıl Başoğlu, Kıvanç Kayaoğlu, Özge Serdar, Erkan Ünüvar ve Sevinç Sarıkaya hakkında polise direnme suçlamasıyla dava açılarak 3’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edilmişti.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1025003/Avukatlar_vazgecmez.html