10 Ekim Katliamında görevi başında hayatını kaybeden Av. Uygur COŞGUN için meslektaşları dava açtı. Dava vekillerinden Av. Ali Göymen önemli açıklamalar yaparak bu davada en önemli nokta "idarenin tam kusurlu olması ve avukatın görevi başında kamu görevlsi sayılması nedeni ile idarenin kusursuz sorumlu olması halidir" dedi. 

İşte Av. Ali Göymen'in açıklamaları ve dava dilekçesinin tam metni;

"1
0 Ekim Katliamında hayatını kaybeden meslektaşımız Av. Uygar COŞGUN için İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği aleyhine dava açtık. Davada, ihmalleri nedeni ile görevden alınan emniyet müdürleri hakkındaki işlemlerin akıbetini sorduk.

1136 Sayılı Avukatlık Yasası' nın 1. maddesine göre Avukatlık kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukatın görevi nedeni ile ve görevi esnasında maruz kaldığı hak ihallleri konusunda kamu görevlilerine ilişkin hükümler uygulanmalıdır.Müşavilriğini yaptığı BTS Sendikası lehine görev nedeni ile alanda bulunan meslektaşımızın kaybından görevini yapmayan idareciler sorumludur.Bu nedenle açtığımız davada, idarenin sorumluluğu tenkis esasına dayanan "sosyal risk" kapsamında değil, "kusursuz sorumluluk" kapsamında değerlendirilmelidir.

Av.Uygar COŞGUN kardeşimizin anısı ve meslek için mücadelemize devam edeceğiz..."

ADLİ YARDIM VE DURUŞMA TALEPLİDİR

 

ANKARA İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’ NA

 

 

 

DAVACILAR          : 1) Mehtap SAKİNCİ COŞGUN TC-113867951842

  2) Sarp COŞGUN TC- 29552570410

  (velayeten Mehtap SAKİNCİ COŞGUN)

ADRES                     : Tuzluçayır Mahallesi 597. Cadde No.6/12 Mamak/ANKARA

 

                                    3) İsmail COŞGUN  TC-15508861688

                                    4) Nuray COŞGUN  TC-15493862110

                                    5)Utku COŞGUN TC-15466863076

ADRES                     :Kent Koop Mah. 1820. Cadde No. 28/10 E Blok Batıkent

Y. Mahalle ANKARA

 

VEKİLİ                     : Avukat Mehtap SAKİNCİ COŞGUN- Avukat Ali GÖYMEN

 Avukat Atılgan GÖYMEN- Avukat Gülden GÖYMEN

 Avukat Kadir GÜNDOĞAN-Avukat Savaş TAŞDAN

Avukat Burcu OTMAN TAŞDAN- Avukat Murat ÇÖRDÜK

 Avukat Güngör TANRIVERDİ- Avukat S.Özgür ARDIÇ

ADRES                     : Toros Sokak 1/3 Sıhhiye/ANKARA

 

DAVALILAR           : 1-İçişleri Bakanlığı Bakanlıklar/ANKARA

                                     2-Ankara Valiliği Ulus/ANKARA

DAVA KONUSU

OLAY TARİHİ        : 10.10.2015

KONU                       : Davalıların görev ve hizmet kusuru nedeni ile hayatını kaybeden Av. Uygar COŞGUN ailesi nezdinde olay nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazminine dair tam yargı davasıdır. 

DAVA DEĞERİ      : 1.738.000 TL

 I-OLAYLAR-AÇIKLAMALAR   : 

I-1-10.10.2015 tarihinde bir kısım siyasi parti, Sivil Toplum Örgütü, Sendikalar ve Meslek örgütleri taleplerini dile getirmek için göster düzenlemeye karar vermişler ve bu kararlarını resmi makamlarda dahil olmak üzere bildirimde bulunarak kamuoyunu da davet etmişlerdir. 

I-2-Ankara Barosu üyesi olarak çalışmalarını yürüten merhum Av. Uygar COŞGUN, dava ve işlerini yürüttüğü Birleşik Taşımacılık İşçileri Sendikası (BTS) işçileri vekili olarak görevi nedeni ile gösteriye iştirak etmek istemiş ve toplanma alanı olan Ankara Garı mevkiine gitmiştir. 

I-3-Anılan alanda daha sona Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı yasadışı silahlı terör örgütü olduğu üyesi olduğu iddia edilen iki militan tarafından üzerlerindeki patlayıcıları infilak etmek sureti ile saldırı meydana gelmiş saldırı sonrası 97 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce insan yaralanmış ve yine yüzlerce insan kalıcı uzuv kaybına ve yara izine maruz kalmıştır. 

I-4-Görevi nedeni ile alanda bulunan davacı Mehtap SAKİNCİ COŞGUN’ un eşi,, davacı küçük Sarp COŞGUN’ un babası, davacı İsmail ve .NurY’ın oğlu, davacı Utku’nun kardeşi Av. Uygar COŞGUN’ da patlama nedeni ile feci şekilde can vermiş, cenazesi aynı gün gece yarısı/sabaha karşı Ankara Adli Tıp Morgunda parçalı ve vücut bütünlüğü bozulmuş şekilde bulunmuştur. 

Vaki olay davalı idarenin/idarelerin ağır hizmet ve görev kusuru nedeni ile meydana gelmiştir. 

 II-DAVALI İDARELERİN KUSURU VE KUSURSUZ SORUMLULUĞU 

II-1-Merhum Av. Uygar COŞGUN’ un vefatı sonucunu doğuran olayın yasadışı kanlı bir terör örgütünün eylemi olduğu anlaşılmakla birlikte kanaatimizce siyasi saiklerle olayın hangi örgüt tarafından ve ne amaçla yapıldığı hususunda kamu otoritesince resmi açıklama yapılmamıştır.  

II-2-Olay sonrasında davalı İçişleri Bakanlığı tarafından basına "10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen menfur terör saldırısını bütün yönleriyle soruşturmakla görevlendirilen mülkiye ve polis başmüfettişlerinin teklifleri doğrultusunda, soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için Ankara İl Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü ve Güvenlik Şube Müdürü görevlerinden uzaklaştırılmıştır…” açıklaması yapılmıştır. 

Meydana gelen olay hakkında toplanan kalabalığın güvenliğinin sağlanması görevi bu kamu hizmetini vermesi gereken kişi İl emniyet müdürüdür. Öte yandan bu kimsenin alt personeli olan İstihbarat Şube Müdürü’ nün görevi meydana gelen olay veya benzeri olaylarda gerekli bilgi ve duyumları toplamak ve ilgili makamlara iletmektir. İl Güvenlik Şube Müdürünün görevi ise toplanan kalabalığın ve kalabalığın bulunduğu bölgenin güvenliğini sağlamak ve hem kalabalığın çevreye hem de çevrenin kalabalığa zarar vermesini engellemektir. 

Olayın gerçekleşmiş olması ve ağır sonuçları nazara alındığında bu kamu görevlilerinin tamamının veya belki de bir kısmının görevini yapmadığı, eksik veya yanlış yaptığı açıkça ortada olup bu sonuç, ağır hizmet kusurunun gerçekleştiğini göstermektedir. Olay sonrasına resmi veya sivil kıyafet ile görevli hiçbir güvenlik personeli hakkında ölüm bilgisi ulaşmaması da güvenliğin eksik olduğu veya hiç bir önlem alınmadığını göstermektedir. Bu nedenlerle davalı İçişleri Bakanlığı ve İl Emniyet müdürünün mülki amiri davalı Ankara Valiliği olaydan ve zarardan sorumludur.

 

Bu görevliler hakkında soruşturma açılıp açılmadığı, açılmış ise sonucu hakkında tarafımızın resmi bir bilgisi bulunmamaktadır.

 

II-3-Merhum Av. Uygar COŞGUN olay anında görev gereği geldiği mahalde bulunmakta olup, mahalde bulunması müvekkili BTS Sendikası tarafından talep edilmiştir.

 

Ülkemizde toplumsal gösterilerde kamu otoritesi tarafından ağır hukuk ihlalleri yapıldığı bir gerçeklik olduğundan gösteriye işçi örgütü olarak resmi sıfatı ile katılan sendika, üyelerinin hukuki haklarının korunması ve gerekirse anında müdahale edilebilmesi için merhumu göreve çağırmıştır. Olay sonrasında merhumun iletişim bilgilerini içerir onlarca kartvizitin olay mahallinde bulunduğu nazara alındığında merhumun görevi nedeni ile orada bulunduğu açıktır.

 

1136 sayılı yasanın 1. Maddesinde Avukatlık mesleği kamu görevi olarak tanımlanmıştır. Avukatlar yalnızca adliyede duruşma anında değil, görevinin gereği hizmet verdiği her an itibari ile kamu hizmeti gerçekleştirmektedir.

 

Kamu görevlisinin görevinin başında meydana gelen olaylar işe ilgili idarenin kusursuz sorumluluğu bulunmakta olup vaki durum “sosyal risk” teorisinin istinasıdır.

 

III-HUKUKİ GEREKÇELER

 

İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmesi gerekmektedir.


Bununla birlikte; bilimsel ve yargısal içtihatlarla geliştirilen sosyal risk ilkesi ile toplumun içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan, idarenin faaliyet alanında meydana gelmekle birlikte, yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmayan, toplumsal nitelikli riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan, salt toplumun bireyi olunması nedeniyle uğranılan özel ve olağan dışı zararların da topluma pay edilerek giderilmesi amaçlanmıştır.


Belirtilen niteliğine göre, sosyal risk ilkesinin uygulanabilmesi için olayın tüm toplumla ilgilendirilmesi ve zararın toplumsal nitelikli bir riskin gerçekleşmesi sonucu meydana gelmesi yanında, olay ve zararın yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmaması, başka bir deyişle zarar ile idari eylem arasında bir nedensellik bağının da kurulamaması gerekmektedir.


27.07.2004 tarih ve 25535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla kabul edilmiş olup; bu amaç, anılan Kanunun genel gerekçesinde "Devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçlayan terör eylemlerine hedef olan kişiler kendi kusur ve fiilleri sonucu değil, toplumun bir bireyi olarak zarar görmektedirler. ... Ortaya çıkan bu zararın paylaştırılması, toplumun diğer kesimleri ile zarara uğramış kişiler arasında fedakârlığın denkleştirilmesi, hakkaniyet ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin bir gereğidir. ... İdarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bu zararların, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanmasını kabul eden objektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu ilke, bilimsel ve yargısal içtihatlarla da kabul edilmiştir. ... Bu çerçevede yapılan çalışmalar sonunda, terör eylemlerinin ülkemizde yoğun olarak yaşandığı (olağanüstü hal ilan edilen) 19.07.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasında, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin maddi zararlarının yargı yoluna gitmelerine gerek kalmadan, idarece en kısa süre içinde ve sulh yoluyla karşılanması ... amacıyla bu Tasarı hazırlanmıştır." şeklinde ifade edilmiştir.


5233 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu; 2. maddesinde, bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1’inci, 3’üncü ve 4’üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; geçici 1. maddesinde ise; bu Kanun hükümlerinin, olağanüstü hal uygulamasının başladığı 19.07.1987 tarihi ile Kanunun yürürlüğe girdiği 27.07.2004 tarihi arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları kaydıyla uygulanacağı kurala bağlanmıştır.


Görüldüğü üzere; 5233 sayılı Kanun, yargısal ve bilimsel içtihatlarla kabul edilen "sosyal risk" ilkesinin yasalaşmış halidir. Bu nedenle, adı geçen Kanunun uygulama alanı yalnızca "sosyal risk ilkesi" uyarınca tazmini mümkün olan uyuşmazlıklarla sınırlı bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle; zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağının kurulabildiği hallerde sosyal risk ilkesinin uygulanmasına olanak bulunmadığından; idare hukuku kuralları çerçevesinde öncelikle hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkesine göre zararın tazmin edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi; dolayısıyla idari eylemlerden doğan zararın, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri uyarınca tazmini gereken davalarda, 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesinin uygulanması gerekmektedir.


2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde ise, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde, bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Dava konusu olayın oluşumu ve niteliği dikkate alındığında idarenin hizmet kusuru bulunduğu açıkça ortada olup teröristlerin yurt dışından gelerek yüzlerce kilometre yol kat edip Ankara ulaşarak eylemi gerçekleştirmesi; olay sonucu binlerce kişinin yaralanması/ölmesi ağır hizmet kusuru olduğunun en açık göstergesidir. 

Kaldı ki, idarenin hukuki sorumluluğu sadece kusur esasına dayanmamakta; idare, kusur koşulu aranmadan da sorumlu sayılabilmektedir. İdare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağanüstü zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür.

Davacılar murisinin bir kamu hizmetini yerine getirdiği sırada yaşamını yitirmesi nedeniyle idarece yürütülen hizmet sırasında öldüğü, dolayısıyla ölüm olayı ile idarece yürütülen hizmet arasında nedensellik bağı bulunduğu görülmektedir.

Belirtilen bu durum karşısında, yürütülen kamu hizmeti sırasında meydana gelen özel ve olağandışı zararın; davacılar murisinin kendi kişisel kusurundan doğmamış olması nedeniyle, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca giderilmesi hakkaniyet gereğidir.

Buna göre; uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre İçişleri Bakanlığı'na başvuran davacılar tarafından, istemlerinin reddi üzerine süresi içerisinde açılan davanın İçişleri Bakanlığı husumetiyle görülmesi ve kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca zararın tazmini isteminin değerlendirilmesi gerekmekte olup Ankara Valiliği Tazmin komisyonuna tarafımızdan süresinde başvuru yapılmakla halen dahi yanıt alınmamıştır.
 

Anılan komisyon başvurusu sonucunda davacılar yararına ödeme yapılmasına karar verilmesi halinde maddi tazminat içerikli böylesi bir ödeme gerçekleştiğinde sayın mahkemeye ayrıca bilgi verilecektir. 

Vaki zararın giderilmesi konusunda 09.12.2016 tarihinde davalı Valilik ve Bakanlığa başvurulmuş olup henüz bir tazmin gerçekleşmemiş olup bu hususta bir gelişme olması halinde sayın mahkemeye bilgi verilecektir. 

IV-TAZMİNAT TALEBİ İÇERİĞİ 

IV-1-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 

Davacıların murisi ve yakını merhum Av. Uygar COŞGUN olay anında 32 yaşında olup Ankara Barosu’ na bağlı 20398 sicil numarasıyla Ankara İlinde serbest Avukatlık yapmaktadır. Merhum Dicle Üniversitesi hukuk fakültesi mezunu olup Gazi Üniversitesi Bilişim Enstitüsü Bilişim Sistemleri alanında yüksek lisans mezunu ve bu kapsamda bilişim bilirkişiliği ile 26750 sicil numaralı 27.10.2008 tarihli noterlik belgesine sahiptir. Olay anında yürüttüğü yüzlerce dava ve takip dosyası bulunmakta olup izah olunan üzere olay yerinde bulunması dahi BTS sendikası ile olan müşavirlik/Avukatlık hizmeti gereğidir. Geliri aylık ortalama 10.000-15.000 TL arasındadır. 

Diğer taraftan, müteveffa noterlik belgesi sahibidir. Avukatlık mesleğin olağan seyri gereği avukatların pasif dönem diye tabir edilen dönemde de noterlik mesleğinin icra ettikleri bilinen bir gerçektir. Müteveffa da noterlik belgesinin de iş bu niyetle almıştır.  

Davacı Av. Mehtap SAKİNCİ COŞGUN, merhumun eşi olup Ankara Barosu’ na bağlı serbest Avukatlık yapmaktadır. Aylık geliri 3.000 TL-5.000 TL arasındadır. 

Davacı küçük Sarp henüz 2,5 yaşındadır. Küçük Sarp dünyaya 28 haftalık iken gelmiş olup erken doğuma bağlı bir kısım sağlık sorunları ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Halen AXENFELD sendromuna bağlı olarak sol gözünden 3 ayda bir anestezi altında ameliyathane ortamında kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu tedavinin küçük Sarp’ın sol gözünde ani gelişecek olumsuzluk riskine karşı tüm hayatı boyunca yapılması gerekmekte olup küçük Sarp için 3 ayda bir özel doktor muayenesi gideri gerekmektedir. Bu tutar da her yıl değişmekle birlikte en son 450,00-TL olarak ödenmektedir. Tedaviler Ankara Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Hastanesi’nde 01248638 no.lu hasta dosyası üzerinden yapılmaktadır.  

Ayrıca, küçük Sarp’ın erken doğumuna bağlı olarak testislerinin karın içinde kalması nedenine dayalı olarak Ankara Üniversitesi Hastanesi Üroloji bölümünde ameliyat olmuş ve sol testisin de devamlı kontrol altında tutulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Aynı şekilde küçüğün 3 ayda bir kontrolleri devam etmekte olup 5-6 yaşlarında sol testisinin alınması amacıyla yeniden ameliyat edilmesi gerektiği söylenmiştir.  

Davacı İsmail 02.04.1954 doğumlu olup merhumun babasıdır.  Emekli öğretmendir. Aylık geliri 1.900,00-TL civarındadır. Olay nedeni ile oğlunun desteğinden mahrum kalmıştır. 

Davacı Nuray 23.11.1959 doğumlu merhumun annesidir. Emekli öğretmendir. Aylık geliri 1.900,00- TL civarındadır. Olay nedeni ile oğlunun desteğinden mahrum kalmıştır. 

Meydana gelen olay nedeni ile bu davacılar destekten ve bu maddi gelirden yoksun kalmıştır. Davalı idare hem ağır hizmet kusuru hem de kusursuz sorumluluğu gereği oluşan bu zararı tazminle mükelleftir. 

IV-2-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 

Meydana gelen olay sonucu Av. Mehtap SAKİNCİ COŞGUN aylarca işine gidememiş üstlendiği dava takip ve işleri yerine getirememiştir.  31 yaşında eşini kaybeden davacı olayı duyduğunda yaklaşık 16 saat Ankara’ da öncelikle olay yerinde ve sonrasında tüm hastanelerde merhumu aramış, Adli Tıptan gelen haber sonrası cenazeyi teslim aldığında merhumun vücut bütünlüğü bozulmuş cenazesini gördüğünde yıkılmıştır.  Halen zaman zaman ağlama nöbetleri geçirmekte, her toplumsal olay olduğunda acısı tazelenerek devam etmektedir.  

Davacı bu olay neticesinde hem eşini, hem çocuğunun babasını, hem iş arkadaşını hem de sevgilisini/dostunu kaybetmiş; geleceğe dair beklenti ve hayalleri yok olmuştur. Zira davacı ile müteveffa 2007 yılında avukatlık stajını yaptıkları sırada tanışmışlar, bu tarihten itibaren de birbirlerine hayatlarını vakfederek bir yuva kurmuşlardır. Davacı 2008 yılında flört etmeye başladığı müteveffa ile 2009 yılında nişanlanmış; 2011 yılında evlenerek, birbirlerine bir ömür boyu beraberlik sözü vermişlerdir. Yıllardır onca emek ve sevgiyle oluşturulan bir yuva; 10 Ekim 2015’te 4-5 saniyede yok olmuş ve davacının çocuğu ile beraber hayat çizgisi de değişmiştir. Öyle ki; müteveffanın feci şekilde hayatını kaybetmesi; davacının bireysel tarihinde duygusal, sosyal ve ekonomik olarak bir çöküşe neden olmuştur.  

Davacı Sarp COŞGUN yukarıda da belirtildiği gibi sol göz ve sol testisi kapsamında AXENFELD sendromu hastalığını yaşamaktadır. Çok küçük yaşına rağmen baba şefkatinden ve sevgisinden mahrum kalmıştır. Küçük Sarp babasına düşkün ve O’nun geleceğine dair umut taşımakta ancak zaman içinde babasının gelmediğini görerek bir öfke ve üzüntü yaşamaya başlamıştır. Bu acı, öfke ve umutsuzluk küçüğün tüm hayatını etkileyecek, babasız bir çocuk olarak “baba” kelimesinden dahi üzüntü yaşayacaktır. Üstelik, küçüğün mutsuz bir anne görmesi dahi, babasının eksikliğini hissettirecek bir olgu olup bir ömür boyu bir yanı yarım kalacaktır. Henüz 2 yaşında iken babasını kaybeden Sarp’ın büyüdükçe babasına olan özlem ve ihtiyacı düşünüldüğünde, durumun vahameti ortadadır.  

Davacı Anne ve baba yetişmiş oğullarını kaybetmişler ve mutlu anlarını yeterince yaşayamamışlardır. Meydana gelen olay sonrası anne ve baba da yıkılmış; her geçen gün ölüm acısını daha fazla hissetmektedirler.  

Davacı Utku 02.01.1990 doğumlu olup merhumun tek kardeşidir. Davacı Utku olay nedeniyle tek kardeşini kaybetmiştir. Merhum ile aralarında 7-8 yaş farkı olan Utku ağabeyini değil, sanki babasını kaybetmiş gibi hissetmektedir. Bir ağabeyden fazlası olan müteveffanın zamansız ve feci ölümü davacıyı depresyona sokmuştur. Davacı bir ömür boyu ağabey eksikliği içinde, büyük acı ve üzüntü yaşayacaktır.  

İzah olunan nedenlerle, davacılar uhdesinde meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini amacı ile iş bu davanın açılması gerekmiştir. 

V-DURUŞMA TALEBİMİZ:  

Davanın davacılar ve kamuoyu nezdindeki önemi, müddeabih miktarı, kusursuz sorumluluk nedenlerinin sözlü olarak sayın heyete izah edilebilmesi, delil toplanmasında delillerin izahı ve maddi gerçeğin daha rahat anlaşılabilmesi için davamızın duruşmalı olarak değerlendirilmesini talep ediyoruz. 

VI-ADLİ YARDIM TALEBİMİZ 

Beklenmeyen ve kesinlikle istenmeyen olay nedeni ile oluşan zararın tazmini için açılmış olan iş bu dava, 492 sayılı Harçlar kanununun 28/a maddesi kapsamında harca tabidir.

Davacı ve bir kısım davacılar vekili Av. Mehtap SAKİNCİ COŞGUN hasta çocuğunun bakımı dışında kendi adına olan ev kredisinin ödenmesi, yaşamın idamesi konusunda zorluk çekmektedir. Üstelik davacının halihazırda iki ayrı banka nezdinde tüketici kredisi borçları bulunmaktadır.  

Davacı Sarp COŞGUN, 2,5 yaşında olup elbette bakıma ve korunmaya muhtaçtır. Bu dava harcını karşılama hususunda hiçbir malvarlığı veya geliri yoktur. 

Davacı Nuray COŞGUN ve davacı İsmail COŞGUN emekli öğretmen olup gelirleriyle ancak giderlerini karşılayabilmektedir. Bu nedenle davacıların dava harcını karşılayacak gücü yoktur. 

Davacı Utku COŞGUN üniversite mezunu olmasına rağmen iş bulamamış olup dava harcını karşılayacak gücü yoktur. 

İzah olunan nedenlerle, anılan davacılar hakkında HMK 334. Maddesi gereğince adli yardım (müzaharet) kararı verilmesini ve yargılama giderleri ile harçtan muaf tutulmalarını talep ediyoruz.

VII-DELİLLER                    :

1)      Merhum Av. Uygar COŞGUN ’a ait lisans diploması, yüksek lisans diploması ve noterlik belgesi.

2)      Birleşik Taşıma İşçileri Sendikası (BTS)’ ile merhum Av. Uygar COŞGUN’ un akdettiği danışmanlık sözleşmesi.

3)      Birleşik Taşıma İşçileri Sendikası (BTS)’ na yazı yazılarak merhum Av. Uygar COŞGUN’ un sendikanın Avukatlığını yürütüp yürütmediğinin sorulmasını, 10.10.2015 tarihinde meydana gelen olay ile ilgili olay mahallinde bulunma nedenini açıklayan yazı.

4)      Ankara Valiliği ve İçişleri Bakanlığı’ na ayrı ayrı yazı yazılarak 10.10.2015 tarihinde Ankara’ da meydana gelen patlama olayına ilişkin Ankara İl Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü ve Güvenlik Şube Müdürü hakkında yürütülen soruşturmanın akıbetinin sorulmasını ve soruşturma dosyalarının bir örneğinin dosyamıza gönderilmesinin istenmesini,

5)      Adalet Bakanlığı’ na yazı yazılarak merhum Av. Uygar COŞGUN’ un yürütmekte olduğu dava ve takip işlerinin dökümünün dosyaya kazandırılmasını,

6)      Davacılar hakkında sosyo-ekonomik durumlarına ilişkin araştırma yapılmasını,

7)      Ankara Valiliği Terör Mağdurları Tazmin Komisyonu’ na yazı yazılarak davacıların yapmış oldukları başvurunun neticesinin sorulmasını,

8)      Ankara Barosuna müzekkere yazılarak müteveffanın yaşı kıdemi belirtilerek, … yüksek lisans mezunu bilirkişilik yapan bir avukatın yıllık gelirinin ne kadar olacağının sorulmasını talep ediyoruz.  

9)      UYAP sisteminden kaç dosyasının olduğu ve niteliği öğrenilerek müvekkillerinden ne kadar ücret kazanacağı sorulmasını gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmasını,

10)   Devlet Personel Başkanlığına müzekkere yazılarak müteveffanın yaşı kıdemi belirtilerek, yüksek lisans mezunu bir avukatın yıllık gelirinin ne kadar olacağının sorulmasını talep ediyoruz. 28.03.2016

11)   Noterler birliğine müzekkere yazılarak bir noterin ortalama yıllık kazanıcının sorulmasını talep ediyoruz.

12)  Birleşik Taşıma İşçileri Sendikasına müzekkere yazılarak müteveffa ile imzalanan ücret sözleşmesinin istenilmesini talep ediyoruz.

13)  Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Hastanesi ile aynı hastanenin Çocuk Cerrahisi Üroloji bölümünden 01248638 no.lu hasta dosyalarının istenilmesini talep ediyoruz.

14)   Olayın oluşumuna dair fotoğraflar ve CD içinde video görüntüsü

15)  Yıllık gelir vergisi beyannamesi

16)  Bilirkişi incelemesi

17)  Her türlü yasal delil. 

VIII-SONUÇ VE TALEP   : Arz ve izah olunan ve re’ sen nazara alınacak nedenlerle, her bir kalemde fazlasını talep etme hakkımız ve bilumum yasal hakkımız saklı kalmak ve Valilik Zarar tazmin komisyonunun olası maddi tazminat ödemesinin tenkisi kaydı ile;  

1- İYUK 16/4 maddesi kapsamına miktarı daha sonra artırmak kaydı ile Davacı küçük Sarp COŞGUN yararına 1.000 TL maddi, 600.000 TL Manevi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine; 

2- İYUK 16/4 maddesi kapsamına miktarı daha sonra artırmak kaydı ile Davacı Av. Mehtap SAKİNCİ COŞGUN yararına 35.000 TL maddi, 500.000 TL Manevi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine; 

3- İYUK 16/4 maddesi kapsamına miktarı daha sonra artırmak kaydı ile Davacı İsmail COŞGUN yararına 1.000 TL maddi, 250.000 TL Manevi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine; 

4- İYUK 16/4 maddesi kapsamına miktarı daha sonra artırmak kaydı ile Davacı Nuray COŞGUN yararına 1.000 TL maddi, 250.000 TL Manevi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine; 

5- İYUK 16/4 maddesi kapsamına miktarı daha sonra artırmak kaydı ile Davacı Utku COŞGUN yararına 100.000 TL Manevi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine; 

Yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talebimiz doğrultusunda yargılamanın duruşmalı olarak icra edilmesini, vekil eden adına arz ve talep ederiz. 28.03.2016



Davacı Vekili

KENDİ ADINA ASALETEN DİĞER DAVACILARA VEKALETEN

Av. Mehtap SAKİNCİ COŞGUN


Davacılar Vekili                  Davacılar Vekili                             Davacılar vekili

Av. Ali GÖYMEN              Av. Atılgan GÖYMEN                  Av. Gülden GÖYMEN

Davacılar Vekili                  Davacılar Vekili                             Davacılar vekili

Av. Kadir GÜNDOĞAN   Av. Savaş DAŞTAN           Av. Burcu OTMAN DAŞTAN

Davacılar Vekili                  Davacılar Vekili                             Davacılar Vekili

Av. Murat ÇÖRDÜK         Av. Güngör TANRIVERDİ          Av. S.Özgür ARDIÇ


Eki:

  • Onanmış 2 adet vekaletname
  • Merhum Av. Uygar COŞGUN’ a ait lisans diploması, yüksek lisans diploması ve noterlik belgesi
  • Birleşik Taşıma İşçileri Sendikası (BTS)’ ile merhum Av. Uygar COŞGUN’ un akdettiği danışmanlık sözleşmesi
  • Birleşik Taşıma İşçileri Sendikası (BTS)’ na yazı yazılarak merhum Av. Uygar COŞGUN’ un sendikanın Avukatlığını yürütüp yürütmediğinin sorulmasını, 10.10.2015 tarihinde meydana gelen olay ile ilgili olay mahallinde bulunma nedenini açıklayan yazı
  • Yıllık gelir vergisi beyannamesi

 
Kaynak gösterilmeden yayımlanamaz.
www.adaletbiz.com