Sedef Erken. Avukat. Otizmli olduğu gerekçesiyle okula kabul edilmeyen oğlu adına üç yıldır hukuk mücadelesi veriyor. Türkiye’de sonuç alamadığı için davasını AİHM’ye götürdü. Fakat iki yıldır dosyayı bekleten Strasbourg mahkemesine oğlunun haklarını bir kez daha hatırlatmak için 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde gitti mahkemenin önüne çadır kurdu.
Bu bir annenin hak arayışıdır ama aynı zamanda bu ülkedeki bütün engelli çocukların eğitim hakkını savunmak için önemli bir fırsattır. Çünkü sadece uluslararası hukuk değil, Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesi de ayrımcılığı yasaklıyor ve diyor ki; bir engellinin bir hizmeti almasına mani olamazsınız...
Dolayısıyla bir gazeteci olarak; savcı takipsizlik verse de, mahkemeler itiraz dilekçelerini reddetse de; ayrımcılığa uğrayan bir çocuğun davası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar uzanmışsa bunun takipçisi olmak zorundayız.

Karar emsal olacak
Otizmli bir çocuğun eğitim sorununun sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da halen çözülememiş olması her açıdan haberdir. Böyle bir haberi yok sayamayız. AİHM’in vereceği karar önemli olacak. Karar sadece bir çocuğu ilgilendirmiyor, sayıları giderek artan yüzlerce otizmli çocuk için emsal sayılacak. Dolayısıyla bu haberlerin takipçisi olmak, ilgili mevcut yasaları kamuoyuna hatırlatmak mesleki bir sorumluluğu da gerekli kılmakta. 
Ancak bir annenin üç yıldır vermiş olduğu hukuk mücadelesi Milliyet gazetesinde yer bulmadı. Okurumuz Adem Bekçi konuya ilişkin eleştirilerini şöyle sıralıyor:  
“Milliyet’i yıllardır okuyorum. Engellilerle ilgili yazı dizilerinizi bizzat takip ettim. Bu konuda kampanyalar başlattınız, bu kampanyalara bizzat öncülük ettiğinizi de biliyorum. Şimdi bir annenin otizmli çocuğuyla ilgili başlattığı ve giderek büyüyen bir kampanya var ve gazetem bu haberi görmüyor. Henüz ortada bir karar olmasa bile bir annenin oğlu için tek başına verdiği mücadele topladığı binlerce imza bile başlı başına bir haber sayılmaz mı? Otizmli çocuklarımızın eğitimiyle, geleceğiyle ilgili bir haberi görmemeniz üzücü.”
Okurumuz haklı. Türkiye’de resmi olmayan kaynaklara göre tahmini olarak 550 bin otizmli birey ile 0-14 yaş grubunda 150 bin civarında otizmli çocuk bulunduğu varsayılıyor. Üstelik sayıları her geçen gün artıyor ve sorunları da giderek büyüyor.
Söz konusu habere gazetemizde yer verseydik; otizmli çocuklara ayrımcılık yapan okulları, bu çocukları kendi çocuklarından ayırmaya kalkan velileri de tanımış olurduk. Ama daha da önemlisi Adalet Bakanlığı’nın otizmli çocukların eğitimiyle ilgili 17 sayfalık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderdiği savunmayı, bu savunmayı ne üzerine kurduğunu bilir, otizmli çocukların eğitimiyle ilgili yaklaşımını tartışmaya açabilirdik.
Bu konuda 21 yerel STK’nın birlikte nasıl hareket ettiğini, Otizmli bireylerin okula devamını sağlayacak düzenlemelerle ilgili Otizm Eylem Planı’nı, bu planın sadece MEB ve Sağlık Bakanlığı’nı değil, eğitim kadar istihdam yaratacak çok sayıda bakanlığı nasıl ilgilendirdiğini de...
Okurlarımızda biliyor ki; toplumsal ve kamuoyunu ilgilendiren haberlere Milliyet gazetesi hiçbir dönemde duyarsız kalmadı. Gerek haber merkezinin gerekse yazı işlerinin bu tür sorunlarımıza yaklaşımı arşivlerimizde mevcuttur. Dolayısıyla haberi atlamışız olabiliriz. Ama bu haberin takipçisi olacağımıza inanıyorum.

OMBUDSMAN  |  Belma Akçura
http://www.milliyet.com.tr/bir-annenin-hukuk-mucadelesi/gundem/ydetay/1994082/default.htm