DUYURUDUR: En başta, baro başkan adayları olan Av. Mehmet Durakoğlu, Av. Hasan Kılıç, Av. Başar Yaltı, Av. Fikret İlkiz, Av. M. Gökhan Ahi, Av. Talat Canbolat, Av. Kaptan Yılmaz, Av. Cem Kaya Karatün, Av. Eren Keskin, Av. Çiğdem Koç'a çağrımızdır: 15 EKİM 2018 PAZARTESİ GÜNÜ SAAT 14:00'DE İSTANBUL 20. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE SANIK OLARAK GÖRÜLECEK DURUŞMAMA DAVETLİSİNİZ. Avukata destek sözle değil icraat ve eylemle olur.

Konu: İstanbul Adliyesine girişte avukatların (t)aranacağına dair hukuksuz Başsavcılıık talimatının verilmesinin hemen akabinde kapıda oluşan uzun avukat kuyruğunu bekleyip, avukat kimlik kartımı okuttuktan sonra içeriye girdiğim esnada, güvenlik görevlilerinin çantamı x ray'e koymamı istemelerini reddedip duruşmama yetişmek üzere yürüdüğüm sırada güvenliklerin beni tutarak yaralamasından sonra onları geçerek duruşmama gitmiş olmam nedeniyle "kamu görevlisine direnme" suçundan dolayı yargılanmaktayım!

Hakkımda "soruşturma açılmasına yer yoktur" şeklinde karar veren Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi kararını kanun yararına bozma yaparak Yargıtay'a taşıyan Adalet Bakanlığı, Yargıtay'da bu kararı bozdurup, zorla İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/166 E. sayılı dosyayı açtırmıştır.
Beni yaralayan güvenlik görevlileri hakkında, darp raporum olmasına rağmen KYOK verilmiş olup (güvenlik görevlilerine ilişkin takipsizlik kararımı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluyla dava konusu yaptım-sürmektedir) onlar kasten yaralama suçunu işlemelerine karşın yargılanmazlarken, ben yasal hakkımı kullandığım için yargılanıyorum ve ceza tehdidi ile karşı karşıyayım.

AYM'deki inceleme sırasında Adalet Bakanlığı, kendisine referans olarak İstanbul Barosunu göstermiştir! Yani, İstanbul Barosu Yönetim Kurulunun, Avukatlık Kanunu'ndaki hakkımızın gasp edilmesini kabulleniş gösteren tutumu yüzünden adliye kapısında darp edildiğim gibi, darp edenler hakkında takipsizlik kararı verilmiş, avukatı dövmek görev kapsamında gösterilmiş(!) iken bir de kanuni hakkımı savunduğum için ben sanık olarak yargılanmaktayım. Suçun hiçbir maddi ve manevi unsuru bulunmamasına rağmen Cumhuriyet savcısı (!) mütalaasında cezalandırılmamı talep etmektedir!

Bu sonuca neden olan başta halihazırdaki başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile, avukatı ve avukatın haklarını savunacağını iddia eden tüm baro başkan adaylarını ve diğer tüm meslektaşlarımı desteğe bekliyorum...

AV. SEDEF ÜNAL
Avukatlar Sendikası Başkanı.