Hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz kaldığı için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Sıla’ya (Gençoğlu) toplumun her kesiminden destek yağması, toplumda kadına yönelik şiddete ilişkin bir bilinçlenme olduğunun en büyük göstergesi.

Avukatın sır ölümü Avukatın sır ölümü

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, hem kadına yönelik şiddet hem de çocuklara yönelik şiddet konusunda göreve geldiği günden bu yana çok duyarlı olduğunu ortamda göstermekten çekinmedi. Sıla’nın savcılığa yaptığı suç duyurusu sonrası, Bakan Zümrüt’ün Sıla’yı arayıp geçmiş olsun dileklerini iletmesi de oldukça sevindirici.

Bakan Zümrüt, olay yargıya intikal etti diye aramaktan geri kalsaydı ve yargılama sonrası Sıla’yı arasaydı daha mı iyi olacaktı…

Bakan Zümrüt Adalet Bakanı değil, bu nedenle telefonla geçmiş olsun dileğinde bulunması yargıyı etkilemek amacıyla yapılan bir davranış da değil. Tam tersi, devletin zirvesinde, kadın haklarının en büyük koruyucusu olması gereken icracı bir bakanın, ‘mağdur’ olduğunu iddia eden bir sanatçıyı araması, şiddete karşı ‘taraf’ olduğunun ve şiddete karşı kadınların susmaması gerektiğinin en güzel ifadesi…

Ahmet Kural, şüpheli sıfatıyla dün Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Yanında avukatı Sibel Aydın ile birlikte. Kadına yönelik şiddet konusunda hakkında suç duyurusunda bulunulan bir ‘şüpheli’yi kadın bir avukatın savunması da dikkat çekti.

Tanıdığım bazı kadın avukatları aradığımda ise oldukça ilginç bir durumla karşılaştım. Ahmet Kural, kendisini savunmak için özellikle bir ‘kadın’ avukat aramış. Adının açıklanmasını istemeyen kadın avukatlar, Kural’ın menajeri aracılığıyla kendilerine ulaştığını söylediler.

Ahmet Kural’ın özellikle kadın avukat konusunda ısrarcı olduğunu belirten avukatlar, kadın hakları savunucusu oldukları halde kendilerine böyle bir teklifin gelmiş olmasına şaşırdıklarını söylediler. Adalet önünde herkesin eşit olduğunu, Ahmet Kural’ın da savunulması gerektiğini belirten kadın avukatlar, kamuoyundaki imajlarının zedelenmesine neden olacak bir durum olduğu için bu teklifi kabul etmemişler.

Özellikle isimlerinin yazılmasını istemeyen kadın avukatlar, bunun nedenini de, “Tavrımız etik, ancak hukuki değil” diye açıkladılar. Kadın avukatlar, kadına yönelik şiddet iddialarında mağdurun mu şüphelinin mi yanında olmalı? Ahmet Kural, dün Çağlayan Adliyesi çıkışında avukatı Sibel Aydın ile kameraların önüne geçti. Etrafta onu gören vatandaşların yuhalamaları arasında basın açıklaması yaptılar.

Bu durum hem Ahmet Kural’ı hem de avukatı Sibel Aydın’ı rahatsız etmiştir muhtemelen. Sibel Aydın ne zamandan beri Ahmet Kural’ın avukatı? Sibel Aydın’a sormak için aradım. Ancak geri dönüş yapmadı. Kadına şiddet uyguladığı için “Şüpheli” olan müvekkilini elbette ki elinden geldiği kadar savunacak. Ancak, Kural’ın bu suçu işlediği ispatlanırsa tavrı ne olmalı?

Avukat Kezban Hatemi’yi aradım.

Hatemi kısaca şunları söyledi: “Eşitlik açısından baktığımız zaman böyle bir düşünceye sapmamalıyız. Bu şiddet olaylara dikkatle yaklaşmak lazım. Şiddet olaylarında yorum yapmak yargısız infaz yapmak olur. Şiddetin her türlüsüne karşı durmalıyız. Ama bazen çok da farklı şeyler çıkabiliyor. Kadının avukatının erkek, erkeğin de kadın olması tesadüftür. Özellikle seçildiğini düşünmüyorum. Bazen bir erkek bir kadından çok daha merhametli olabilir. Ben mağdurun yanında yer alırım. Başarı da mağdurun yanında yer almaktır. Haklıyı aramak lazım somut olayın özelliklerine bakmak lazım”

Avukatların görevi müvekkiline hak ettiği cezadan daha fazlasını aldırmamak. Bu nedenle hiçbir avukatı, baktığı davadan dolayı yargılamak doğru olmaz. Ancak, avukat tutarken “Cinsiyetçi” yaklaşıp “kadın” avukat aramak da kendini aklamak için atılmış stratejik bir adım gibi görünüyor. Kadına şiddetten ‘şüpheli’ olan birinin, savunmasını bir kadın avukata yaptırmak için çaba sarf etmesinde iyi niyet görülmüyor.

https://www.haberturk.com/yazarlar/yasemin-guneri/2209606-ahmet-kural-kadin-avukat-istemis