Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Sabit Aktaş, cinsel istismar suçunda gerekli cezanın verilmesi için uzmanlaşmış mahkemelerin olması gerektiğini söyledi. Cinsel istismar konulu yargılamalarda hatalar yapıldığın kaydeden Aktaş, “Buna ilişkin ceza usul kanunu 2005 Temmuz’da yürürlüğü girdi. 2015 Temmuz’dan bugüne kadar hala çocukların ve mağdurların sesli ve görüntülü ifadelerinin alınabileceğinin alt yapısını oluşturmadık.” dedi.

Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Aktaş, cinsel istismar ve tecavüz yargılamasındaki aşamalarda yaşanan sorunlar ile ilgili olarak Cihan Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Cinsel istismara yönelik farklı yaptırımların olduğunu hatırlatan Aktaş, “Özü itibarı bakarsanız cinsel istismara yönelik cezalar çok ağır eğer gerçekten uygulanırsa. Cinsel istismardan biri ceza alacaksa ağırlaştırılmış unsurlarla beraber bazen 25-26 aldığım dosyalar var. Bir sanığa bir eylemden dolayı 22 yıl aldığımız dosyalar var. Uygulamada ispata yönelik verilerin farklı olması, uygulanmaması gereken indirimlerin sanıklar lehine uygulanması cezayı düşürüyor.” ifadelerini kullandı. 

Son değişen ceza kanunun sanıklar aleyhine bir düzenleme olduğunu dile getiren Aktaş, uygulamalarda sorunların kendini gösterdiğini vurguladı. Aktaş, “İyi hal indirimi bizde ayarı çok fazla kaçırılmış bir uygulama. Eğer duruşmada mahkeme heyetine karşı saygılı davranmışsa, çok fazla sorun çıkarmamışsa, efendi gibi giyinmişse bunlar indirim sebebi olarak değerlendirilmesi olanaklı değil. Gereksiz yere sanıkları korumaya yönelik bir düzenleme haline geliyor.” şeklinde konuştu. 

HALA ÇOCUKLARIN VE MAĞDURLARIN SESLİ VE GÖRÜNTÜLÜ İFADELERİNİN ALINABİLECEĞİNİN ALT YAPISINI OLUŞTURMADIK

Yargılamalardaki eksiklilere değinen Aktaş, şöyle devam etti: “Bu konuda uzmanlaşmış mahkemelerin olması gerekiyor. Mağdurun ifadesini nasıl alacağını öğrenmesi gerekiyor. Usul kanunda değişiklikler yapıldı. Mağdur, uzman gözetiminde ifade alınıyor ama sadece şekli olarak uzman orada. Daha öncesinden mağdurla görüşmüyor, dosyaya ilişkin bir bilgisi olmuyor. Bu uzamanın mağdura bir faydası yok. Yapılan düzenlemeye ilişkin alt yapıyı hazırlamıyorsunuz. Buna ilişkin ceza usul kanunu 2005 Temmuz’da yürürlüğü girdi. 2015 Temmuz’dan bu güne kadar hala çocukların ve mağdurların sesli ve görüntülü ifadelerinin alınabileceğinin alt yapısını oluşturmadık.” 

Kanun maddelerini düzenleyenlerin iradesinin olmadığını ileri süren Aktaş, mağdurları suçlayan söylemlerin kullanılmaması gerektiğine vurgu yaptı. 

TOPLUMSAL OLARAK KARŞI ÇIKMAK GEREKİYOR

Aktaş açıklamalarını şöyle tamamladı: “Mağdurların bu işte hiçbir günahları yok. Böyle bir işle karşılaştıkları zaman korkmadan, doğru kişilere ulaşmaları gerekiyor. Toplumsal olarak karşı çıkmak gerekiyor. İdarecilerin, bu konuda karar verenlerin mağdur üzerindeki sonuçlarını ve bu süreci iyi bilmeleri gerekiyor. Bunu çözmek konusundaki irade olursa buna ilişkin alt yapı rahatlıkla oluşturulabilir. İrade varsa çözülmeyecek sorun yok.”


Cihan