Türkiye yolsuzluk operasyonunun etkilerini tartışmaya devam ederken, yüksek yargıda ihalelerin denetimi konusunda fikir ayrılığı yaşanıyor. Kamu İhale Kurumu’nun ihaleleri denetim yetkisinin kısıtlanmasıyla ilgili olarak Danıştay 13. Dairesi “Bu hukuk devletine ters” diyerek Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Danıştay’ın başvurusu ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı geçen günlerde yayımlandı. Buna göre Danıştay “Kamu İhale Kurumu (KİK), ihalelerde sadece kendisine gelen şikâyet konusunu inceleyebiliyor. Bir devlette idarenin işlem ve eylemlerinin yargısal denetime tabi tutulması önünde engeller bulunması durumunda, o devletin hukuk devleti olma vasfı da zedelenecektir” görüşlerini dile getirerek, KİK’in denetim yetkisini sınırlayan ve sonradan yasaya eklenen maddelerin iptalini istedi. Ancak Anayasa Mahkemesi, “Anayasaya aykırılık yok” diyerek; Danıştay’ın talebini reddetti.
Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdürlüğü’nün açtığı bir ihaleyle ilgili olarak Kamu İhale Kurumu’nun incelemesini değerlendiren Danıştay 13. Dairesi; KİK’in ihalelerde denetimi sınırlayan yasa maddeleriyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Danıştay, başvurusunda Kamu İhale Yasası’na 2008 yılında eklenen 56. Maddenin getirdiği düzenlemelere dikkat çekti. Söz konusu maddeyle, Kamu İhale Kurumu’nun ihalelerde sadece kendisine gelen itiraz konularıyla sınırlı inceleme yapması ve sadece istekli olabileceklerin ihalelere itiraz edebilmesinin yolunun açıldığına dikkat çeken Danıştay, bu durumun da hukuk devletine ters olduğunu belirtti. Danıştay başvurusunda, “Bir devletin hukuk devleti olarak nitelendirilmesi için birçok şartın varlığı gerekmekle birlikte bu şartların en önemlilerinden biri idarenin işlem ve eylemlerinin yargısal denetime tabi tutulmasıdır. Bir devlette idarenin işlem ve eylemlerinin yargısal denetime tabi tutulması önünde engeller bulunması durumunda, o devletin hukuk devleti olma vasfı da zedelenecektir” denildi. Anayasanın 125. maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunun açıkça kurala bağlandığı belirtilen Danıştay başvurusunda, “Söz konusu maddeyle KİK’in yaptığı incelemenin kapsamının daraltılması, yargı yetkisinin kısıtlanması ve hukuka aykırı olan ihale sürecindeki kimi işlem ve eylemlerin yargı denetiminin kapsamının dışında kalması sonucunu doğuracaktır” uyarısı da yer aldı. İnceleme yetkisinin sınırlanmasının anayasanın 2. maddesine de ters olduğu kaydedilen başvuruda, ilgili yasa maddesinin iptali ve karar alınana kadar da ‘telafisi imkânsız ve güç sonuçlar doğabileceği’ için yürütmesinin durdurulması istendi.

Defalarca değişen yasa

Ancak Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın başvurusunu “Söz konusu madde hukuk devletine aykırı değil” diyerek reddetti. Mahkemenin esastan incelemesinde, Kamu İhale Kurumu’nun incelemesinin bazı hususlarla sınırlandırıldığının doğru olduğu, ancak ihale sürecinde yer alan ilgili kişilerin hukuka aykırı olduğunu düşündükleri tüm işlem ve eylemler için her türlü gerekçeyle KİK’e başvurmasının önünde engel bulunmadığı belirtildi ve “Söz konusu madde anayasaya aykırı değildir” denildi. Anayasa Mahkemesi, söz konusu kararı oyçokluğu ile aldı. Karara muhalefet şerhi düşen Anayasa Mahkemesi Üyesi Muammer Topal ise KİK’in denetim yetkisini sınırlayan maddenin Kamu İhale Kurumu’nun anayasal görevlerini yapmasına engel olduğunu belirterek iptalinin gerektiğini belirtti.
Anayasa Mahkemesi ile Danıştay arasında görüş ayrılığına yol açan Kamu İhale Yasası bugüne kadar defalarca değiştirildi. 11 yılda 30’a yakın değişiklikle Kamu İhale Yasası’nın uygulanabileceği alanlar ve ihalelerin sayısı azaltılırken, kurumun denetim yetkisi de kısıtlandı. Kamu İhale Yasası’ndan muaf olacak ihaleleri düzenleyen 3. maddede yapılan eklemelerle, kanunun en kapsamlı maddesi haline geldi. Öyle ki, şu anda maddeye ‘t’ fıkrası da eklenmiş durumda.