Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın siyasi haklarını kullanmasına yönelik hukuksuzluğu tescil ederken; bu haksızlığı gidermesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi. Mahkeme gerekçe olarak Balbay’ın siyasi haklarını kullanamamasını gösterdi. Bu nedenle, İstanbul 13. ACM’nin, Anayasa Mahkemesi’nin saptadığı siyasi faaliyette bulunamamasına ilişkin ihlali ortadan kaldırılması yani Balbay’ın tahliyesine karar vermesi gerekiyor.

Anayasa Mahkemesi, Ergenekon davasında 34 yıl hapse mahkum edilen ve yaklaşık 5 yıldır tutuklu olan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile 12 yıl hapse mahkum edilip kararla birlikte tahliye olan CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın, uzun tutukluluk, adil yargılanma hakkı ve seçilme hakkının ihlali yönünden yaptıkları bireysel başvuraları görüştü.

Başkanvekili Serruh Kaleli başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü heyeti, öncelikle Balbay’ın tutuklanmayı haklı gösterecek somut olay, olgu ve bilgi mevcut olmadığı halde tutuklandığı iddiasını “açıkça dayanaktan yoksun olması”, adil yargılanma hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiği savı yönünden ise “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle kabul edilemez buldu.

 

Parlamentoda yerini almalı

Saatler süren tartışma sonunda heyet, Mustafa Balbay’ın “seçilme hakkının ihlal edildiği” ve “tutukluluğun makul süreyi aştığı” savını kabul edilebilir buldu. Heyet, tutukluluğun makul süreyi aşmasına ilişkin Anayasanın 67. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen“Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir” hükmü ile bağlantılı olarak 19. maddenin 19. maddesinin 7. fıkrasındaki, “Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişinin, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkı”nın ihlal edildiğine karar verdi. AYM, seçilme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla ilgili de Anayasa’nın 19. maddesinin 7. fıkrasıyla bağlantılı olarak, 67. maddesindeki seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğine hükmedildi.

Mustafa Balbay’a, 5 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmeten mahkeme, Balbay tarafından yapılan 172 lira 50 kuruş harç ve 2 bin 640 lira vekalet ücretinden oluşan toplam 2 bin 812 lira 50 kuruş yargılama giderinin de ödenmesine karar verdi.

 

Karar İstanbul’a gönderilecek

AYM heyeti, Balbay ile ilgili kararın bir örneğinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini de karar altına aldı.

Anayasa Mahkemesi’nin kararının İstanul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşmasının ardından Mustafa Balbay hakkında tahliye kararı verilmesi gerekiyor. Çünkü Anayasa Mahkemesi, ihlal olarak Balbay’ın tutukluluğu nedeniyle siyasi haklarını kullananamasını kararına gerekçe yapıyor. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinde “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir” hükmü yer alıyor. DolayısıylaAYM’nin dünkü kararından sonra yasa uyarınca İstanbul 13. ACM’nin belirlenmiş olan siyasi haklarını kullanamama ihlalini ortadan kaldırmak ve Balbay’ın parlamentoda yer alması için dosya üzerinden tahliye kararı vermesi gerekiyor.

 

Haberal’ın masrafları ödenecek

Yüksek Mahkeme, Mehmet Haberal’ın tutuklanmayı haklı gösterecek kuvvetli suç şüphesi ve nedeni bulunmadığı halde tutuklanma iddiası yönünden başvurusunu kabul edilemez bulurken, tutukluluğun makul süreyi aştığı ve tutukluluğa itirazların etkili bir şekilde incelenmediği iddiaları yönünden yapılan başvuruyu ise kabul edilebilir buldu. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiasıyla ilgili, Balbay kararında olduğu gibi, Anayasa’nın 67. maddesinin 1. fıkrasıyla bağlantılı olarak 19. maddesinin 7. fıkrasının ihlal edildiğine hükmetti.

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümünün kararında, Haberal’ın, tutukluluğa itirazının etkin bir biçimde incelenmediği iddiasıyla ilgili olarak, itirazın duruşmalı olarak incelenmediği ve kararın gerekçesiz olduğu iddiaları yönünden Anayasa’nın 19. maddesinin uzun yargılamadan doğan zararların devletçe ödenmesine ilişkin 8. fıkranın ihlal edilmediği belirtildi. Cumhuriyet Savcısının yazılı mütalaasının bildirilmediği iddiası yönünden ise Anayasa’nın 19. maddesinin 8. fıkrasının ihlal edildiğine karar verilerek, Haberal tarafından yapılan 172 lira 50 kuruş harç ve 2 bin 640 lira vekalet ücretinden oluşan toplam 2 bin 812 lira 50 kuruş yargılama giderinin, Haberal’a ödenmesine hükmedildi.

Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların maliye hazinesine başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına, kararların birer suretinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildi.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, MHP’li Engin Alan ile BDP’nin tutuklu milletvekillerini de etkileyecek. Her ne kadar bu isimler bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurmasalar da Balbay ve Haberal kararları onlar yönünden de emsal niteliği taşıyor.


Cumhuriyet