Anayasa Mahkemesi, kolluktaki ifadesi avukatı olmadan alınan örgüt üyesinin, avukat yardımından yararlandırılma hakkının ihlal edildiğine, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti

ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi, kolluktaki ifadesi avukatı olmadan alınan örgüt üyesinin, avukat yardımından yararlandırılma hakkının ihlal edildiğine ve yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, terör örgütü MLKP üyeleri hakkında yağma, örgüt adına adam öldürmek ve yaralamak gibi eylemlere bağlı olarak "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tamamını veya bir kısmını bozma ve değiştirme veya kaldırmaya teşebbüs" suçundan değişik yer cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturmalar başlatıldı.

Hakkında soruşturma başlatılan isimlerden Aligül Alkaya, İstanbul'da zor kullanılarak gözaltına alındı. Örgüt evi olarak kullanılan evlerde de çok sayıda tüfek, tabanca, mermi, el bombası, bomba yapımında kullanılan kimyevi maddeler ele geçirildi.

Alkaya, kollukta avukatı olmadan verdiği ifadede isnad edilen suçları nasıl ve kimlerle işlediğini ayrıntılarıyla açıkladı. Alkaya, avukatı olmadan çıkarıldığı Cumhuriyet Savcısı huzurunda ise susma hakkını kullandı.

İstanbul 4. Devlet Güvenlik Mahkemesinde Alkaya hakkında kamu davası açıldı. Öte yandan Malatya ve Adana'da yürütülen soruşturmalar sonucunda Alkaya ve dört arkadaşı hakkında açılan davalar, İstanbul'daki davayla birleştirildi.

Yargılama boyunca avukat yardımından yararlandırılan Alkaya, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de kararı onadı. 

Alkaya, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, kolluk ifadesinde avukat yardımından yararlandırılmayan başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvenceye alınan soruşturma aşamasında avukat yardımından yararlandırılma hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

Kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına atıfta bulunularak, cezai bir suçla itham edilen herkesin, gerekiyorsa resmi olarak görevlendirilen bir avukat tarafından etkili şekilde savunulma hakkının, adil yargılanmanın temel özelliklerinden biri olduğu belirtildi.

Sanığın avukat yardımından yararlanmasıyla aynı zamanda kamu görevlilerinin haksız uygulamalarının önlenmesi, adli hataların oluşmaması, sorgulama veya iddia makamı ile sanık arasında silahların eşitliğinin sağlanması amaçlarının da gerçekleşeceği vurgulandı. 

Bu kapsamda soruşturma aşamasında bir avukat yardımından yararlanmanın en az yargılama aşaması kadar önemli olduğunun altı çizilen kararda, şöyle denildi:

"Bu aşamada elde edilen deliller, yargılama sırasında söz konusu suçun hangi çerçevede ele alınacağını belirlemektedir. Özellikle delillerin toplanması ve kullanılması aşamasında cezai yargılamaya ilişkin mevzuat giderek daha karmaşık hale geldiğinden sanık, kovuşturmanın bu aşamasında kendisini savunmasız bir durumda bulabilir ve ancak bu savunmasızlık ya da kendini suçlamaya karşı koruma hakkı bir avukatın yardımıyla gereği gibi telafi edilebilir."

Öte yandan, Alkaya'nın müdafi olmaksızın alınan ifadelerinin mahkumiyete dayanak yapılması, tanık dinletme taleplerinin değerlendirilmemesi, bir kısım tanıkların dinlenmesi taleplerinin reddedilmesinde yeterli ve makul gerekçeler ortaya konulmadığı aktarıldı. 

Alkaya ile yargılanan diğer isimlerin de Alkaya'nın kolluktaki ifadeleri doğrultusunda mahkum edildiği, bu kapsamda Anayasa Mahkemesine başvuran dosyadaki diğer isimlerin hakkaniyete uygun yargılanma hakkının da ihlal edildiğine karar verildiği belirtildi.

AA