ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU TOKALAŞTI

Başbakan Erdoğan, törene gelirken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla tokalaştı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte geldi. Tören, polemiğe konu olan Twitter ve HSYK kararları sonrası Başbakan Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın ilk buluşması oldu.

MERAKLA BEKLENEN KONUŞMA

Törende şu sıralar Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç konuştu. Kılıç, konuşmasında konuşmasından satır başları şöyle;

* Muhtelif kaynaklardan seçilerek gelen üyelerimizin mesleki tecrübeleri mahkememizin ortak vicdanını oluşturmaktadır. Hukukun evrensel ilkelerine göre hareket ettiğimiz açıktır.

"BU ALAN DÜŞMANLIKLARA KAPALIDIR"

* Biz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve hukukun evrensel ilkelerine göre hareket ediyoruz. Bu alan dostluk ve düşmanlıklara kapalıdır.

"ANAYASA MAHKEMESİ!NİN VARLIK NEDENİ..."

* Evrensel değerleri yüceltmek ve onları tehditler karşısında savunmak en temel görevdir. Anayasa Mahkemesi'nin varlık nedeni insanoğlunun ortak paydasına sahip olan herkesin onurunu korumaktır. Bu görevin yüceltilmesi de bağımız yargıçlarla mümkündür.

* Hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerle beslenen devletin yolu her zaman aydınlıktır.

* Avrupa'nın geldiği seviye bizlere önemli mesajlar vermektedir. Dini, etnik ve sınıf savaşları yaşayan Avrupa, totaliter rejimlerden hukuk devleti mücadelesiyle kurtulmuştur.

* Demokratik değerleri, hukuk devletini tekrar tekrar konuşmalıyız. Onurlu bir hayat için hukuk güvenliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Evrensel değerlerin ağırlıklı olarak uygulandığı ve devlet işlerinin yargıya tabii olduğu devlet, hukuk devletidir. Tasarrufları ön görülebilir, ulaşılabilir, açık ve şeffaf olan devlet hukuk devletidir.

"YARGI PARALEL DEVLET SUÇLAMASIYLA KARŞI KARŞIYADIR"

* Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir, olmamalıdır. Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili 'paralel devlet' ya da 'çete' diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir.

"KİMSE KENDİNİ SOYUTLAMAYA ÇALIŞMASIN"

* Yeni bir vesayet sisteminin oluşmasına tanık olduk. Kimse bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya çalışmasın. Tarih olanları kaydediyor. Bunları konuşmak, gerçekleri itiraf etmek ve cesaretle çözüm yolları bulmak zorundayız.

* Bugün itibariyle en basit alacak davasına ilişkin kararlar bile tartışma açılmış, yargıya güven ağır yara almıştır. Herkes bu iddialarla ilgili bilgi belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır. Gerek yargıda gerek yürütmede var olduğu iddia edilen bu kişilerin, tayin edilerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır.

"BU İDDİA VİCDAN YOLSUZLUĞUDUR"

* İddia edilen kayıt dışı yapılanma, korku, endişe, belirsizliklerin doğmasına, mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur.

"HER BİREYİN HAKLARI ANAYSA İLE TEMİNAT ALTINA ALINMIŞTIR"

* Bireylerin her türlü endişeden arındırılmış güvenli bir alanda hayat sürmeleri anayasal haklarıdır.

* 76 milyonun her ferdi bu evin sahibi ve anayasa ile teminat altına alınmış hakların kullanıcısıdır.

* 1990 yılında AİHM’in zorunlu yargı yetkisinin kabul edilmesi ve 2004 yılında Anayasa’nın 90’ncı maddesinde yapılan değişiklikler devrim niteliğinde sayılabilecek evrensel düzenlemelerdir. 2010 yılında bireysel başvuru hakkı açılmıştır. Bu değişiklikleri yeniden hatırlatma gereğinin altını şu nedenle çizmek istiyorum. Yasama organı bu değişikliklerle başta AYM olmak üzere tüm yargı organlarına evrensel standartları uygulayın talimatı vermiştir. Bu nedenledir ki yerel gerçeklere evrensel standartları örtüştürmeliyiz.

"VERDİĞİMİZ KARARLARIN ARKASINDAYIZ"

* AYM’nin son günlerde verdiği bireysel başvuru kararlara ölçülü eleştirileri saygıyla karşılarken, verilen kararlarımızın arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

TWİTTER KARARI

*Bir internet sitesine ersimin yasaklanması kararına yönelik verdiği ihlal kararının siyasal kaygılarla ölçüsüz bir şekilde eleştirilmesi dikkat çekicidir. Hukuk devletinde mahkemeler emir ve talimatla çalışmadığı gibi, dostluk ve düşmanlık duyguları ile de yönlendirilemez.

*İnternet sitesine idari kararla getirilen yasağın, daha ilk dakikasında, siteye başka yollardan ulaşılması, etkisiz bırakılması orantısız tepkiyle örtüşmüyor.

"AMACIMIZ SORUN ÜRETMEK DEĞİL"

* Amacımız sorun üretmek değil sorun çözmek olmalıdır. Bir eylemin işlemin, siyasi bir belge olan anayasaya göre denetlenmesi nedeniyle ortaya çıkan AYM kararının siyasi sonuçlar doğurması doğaldır.

* AYM’nin sınırlayıcı ve daraltıcı anlayışından mağdur olanların, bugün bireylerin hak ve özgürlük alanını genişleten bir anlayışa dönüşmüş olan mahkeme kararlarından rahatsızlık duymalarını garip bir çelişki olarak görüyoruz.

"GÖMLEK DEĞİŞTİREN BİR KARAKTERİN SAHİBİ DEĞİLİZ"

* Bizler gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız. Dün hak ihlali uğrayanların nasıl yanında yer alınmışsa, bugün de herkesin karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Mahalle baskısıyla, yargı mensuplarının görüş ve kararlarının etki altına alınma çabaları, asla geçerli değildir.

* Son yıllarda yargı alanında yaşananların toplumda yarattığı güvensizlikler, AYM’nin temyiz makamı gibi anlaşılmasına yol açmış, bireysel başvuru kullananların sayısı artmıştır.

* Kin ve nefret söyleminin duygusal kopuşa yol açtığı açıktır.