Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete'de yayımlanan karararına göre, Tekirdağ Çerkezköy'de vatani görevini yapan Mazlum Karabulut, kendi tüfeğiyle intihar etti.


Görgü tanıkları, Karabulut'un, arkadaşlarıyla tartışmasının ardından tüfeğini başına dayadığını, kim olduğu tespit edilemeyen birinin "Sıkmazsan şerefsizsin" sözlerinin ardından kendisini vurduğunu belirtti.

Askeri savcılığın, otopsi ve tanık ifadeleri doğrultusunda kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesi üzerine Karabulut'un ailesi itirazda bulundu.

Aile, merminin giriş çıkış deliğinin konumunun net olarak belirlenmesi, silahtaki parmak izlerinin temini ve ölümde ihmali bulunan sorumluların cezalandırılmasını istedi.

İtiraz, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce reddedildi.

Kararda otopsi raporunda merminin başa nasıl girdiğinin ayrıntılı anlatıldığı ve olayın nasıl gerçekleştiği konusunda tereddüt bulunmadığı ifade edildi.

Bunun üzerine aile, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

YENİ SORUŞTURMA

Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde güvenceye alınan yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasına karar verdi.

Kararda, yaşam hakkı kapsamında yürütülmesi gereken ceza soruşturmalarının amacının, yaşam hakkını koruyan mevzuat hükümlerinin etkili şekilde uygulanması ve varsa sorumlular ve sorumlulukları tespit edilerek adalet önüne çıkmalarını sağlamak olduğu belirtildi.

Karabulut'un başına silah dayadığı sırada olay yerinde bulunan kişilerden biri tarafından"Sıkmazsan şerefsizsin" tarzında tahrik edici söz söylendiğine değinilen kararda, soruşturma dosyasında anılan sözleri söyleyen kişinin kimliğini tespit etmeye yönelik araştırma yapılmadığı gibi, söz konusu eylem nedeniyle soruşturma yürütülüp yürütülmediğine ilişkin bilgi de bulunmadığı kaydedildi.

Kararda, Mazlum Karabulut'un intihar eğilimini güçlendirebilecek nitelikteki tahrik edici sözlerin kim tarafından söylendiğinin yeterince araştırılmadığı belirtilerek, bu nedenle etkili soruşturma yükümlülüğünün yerine getirilmediği ifade edildi.