Anayasa Mahkemesinin 25/6/2014 Tarihli ve 2014/256 Başvuru Numaralı Kararı'nın Tam Metni

Yüksek mahkeme de, oyçokluğu ile avukatın haklarının ihlal edildiğine karar vermişti. Gerekçede, Arslan’ın başörtüsü ile duruşmalara girmesinin anayasal bir hak olan ‘din ve vicdan özgürlüğü’ kapsamında olduğu belirtildi. Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 20. maddesinde geçen ‘başları açık’ ibaresinin Danıştay 8. Dairesi tarafından verilen bir kararla kaldırıldığının da altı çizildi. Danıştay’ın verdiği özgürlükçü karardan sonra duruşmalara girmeye başlayan başörtülü avukat Tuğba Arslan, Ankara 11. Aile Mahkemesi tarafından duruşmaya alınmamıştı. Bunun üzerine Arslan, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuruyu kabul ederek hak ihlali kararı vermişti. Kararın gerekçesi Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.

    Gerekçede, Adalet Bakanlığı görüşüne ve AİHM kararlarına atıf yapıldı. AHİM’in yerleşik içtihatlarında din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin düzenlemelerde devletlerin geniş bir takdir hakkı bulunduğunu değerlendirdiği hatırlatıldı. Anayasa’nın 24. maddesi de örnek gösterilerek, “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir” denildi. Hak ya da özgürlüğe yapılacak müdahalenin kanuni bir dayanağının bulunması gerektiğine de işaret edilerek, özetle şu tespitler yapıldı: “Kadınların İslam dininin bir emri olduğu inancıyla başörtüsü takmasının, Anayasa’nın 24. maddesinin olağan anlamının kapsamında değerlendirilebilecek bir konu olduğunun kabul edilmesi gerekir. Başörtüsü kullanmanın din özgürlüğü içinde değerlendirilmesi gerektiği, AİHM tarafından kabul edilmiştir. Bu itibarla, dini inanç gereği başörtüsü takma hakkının yeri ve tarzı konusunda sınırlama getiren kamu gücü işlem ve eylemlerinin kişinin dinini açığa vurma hakkına bir müdahale teşkil ettiği kabul edilmelidir.”

1453 SAYFALIK BALYOZ GEREKÇESİNİ YETERSİZ BULDU

Anayasa Mahkemesi, Balyoz davasında hüküm giyen 237 sanık hakkında ‘adil yargılanma hakkının ihlali’ yönünde verdiği kararın gerekçesini de açıkladı. Davada cezaları kesinleşen bütün hükümlülerin tahliye olmasını yol kararın gerekçesinde, dijital veriler ve tanık dinlenilmesiyle ilgili taleplerinin değerlendirilmemesi hak ihlali olarak sayıldı. Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın dinlememesinin makul bir gerekçeyle izah edilmediği de kaydedildi. Yine mahkeme tarafından hazırlanan 1435 sayfalık gerekçeli kararın yetersiz olduğu da kaydedildi.



- ANKARA